"bastı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضغط
        
    • داس
        
    • اقتحمت
        
    • ضغطت
        
    • طبع
        
    • داهمت
        
    • بضغط
        
    • أغار
        
    • وطأ
        
    • فاضت
        
    • غارة على
        
    • أجله تحول الى
        
    • أشعر بالحر
        
    • داست
        
    Dairenin olduğu kata geldiğimde, birisi ışık düğmesine bastı. Open Subtitles عندما دخلت العمارة السكنية ضغط شخصاً ما على زر المصباح
    Asansördeki biri acil durum düğmesine bastı. Open Subtitles لقد ضغط أحدهم زر الإيقاف الطارىء بالمصعد
    Albay O'Neill o şey görünmeden önce yerdeki çembere bastı. Open Subtitles لقد داس الكولونيل أونيل فوق دائرة على الأرض قبل أن تظهر
    Kafesinin kapağını açık unuttum ve babam üzerine bastı. Open Subtitles لقد تركت باب القفص مفتوحاً وأبى داس عليه
    Polis, toplantımızı bastı. Son anda kaçtık. Open Subtitles اقتحمت الشرطة اجتماعنا وهربنا في آخر لحظة.
    - Çalışma arkadaşım, düğmeye bastı. - Sakın, bir daha tekerrür etmesin. Open Subtitles زميلتي في العمل ضغطت على الزر لا تدعي هذا يحدث مرة أخرى
    Bak. Bu gün tuhaflaşma tuşuna kim ya da ne bastı bilmiyorum ve umurumda da değil. Open Subtitles أنظري ، أنا لا أدري من الذي ضغط على زرجنونِكاليوم،ولاأهتمبذلك،
    Çocukluğu, babasıyla olan ilişkisi havadayken bir düğmeye bastı ve bir oda dolusu çocuğu öldürdü. Open Subtitles طفولته, علاقته بوالده.. مروراً بـ عندما ضغط ذلك الزر و قضى على غرفة مليئة بالأطفال
    Çöp öğütücünün içinden çatalı çıkarmaya çalışırken öğütücünün düğmesine bastı. Open Subtitles لقد ضغط على مفتاح التخلّص من النفايات أثناء محاولتي إخراج شوكة منها
    Sanırım Acımasız Azrail uyku düğmesine bastı. Open Subtitles اعتقد بأن قابض الأرواح ضغط على زر الغفوة.
    Carl arabadan çıkarken boynuma bastı. Open Subtitles لا, لا شيء من هذا كارل داس على عنقي لكي يخرج من السيارة
    Yani boyaya muhtemelen öldüğü gün bastı. Open Subtitles فذلك يعني أنّه على الأغلب قد داس على هذا الطلاء في اليوم الذي قُتل فيه.
    - Hayır, hayır, hayır ama yataktan çıkarken üzerine bastı. Open Subtitles لا, لا, لا .. لكنه داس عليها عندما خرج من السرير
    Polis, toplantımızı bastı. Son anda kaçtık. Open Subtitles اقتحمت الشرطة اجتماعنا وهربنا في آخر لحظة.
    Geçen Cuma, sevgilisi... ..ofisi bastı ve herkesin önünde ona bağırdı. Open Subtitles حبيبته اقتحمت المكتب الجمعة الماضية, صرخت عليه اما الجميع.
    Bir düğmeye daha bastı, üstteki kapak açıldı. Bir düğme, bar çıktı. Open Subtitles ضغطت على زر آخر خرج بار من السقف
    Hatta daha yakın zamanlarda birisi Thom Yorke'un başını 3 boyutlu olarak bastı, bu biraz ürkütücü, ama oldukça hoş. TED في الآونة الأخيرة، شخص طبع رأس توم يورك ثلاثي الأبعاد، وهو مخيف قليلا، ولكن جميل جدا.
    Narkotik yakınımızda birkaç ev bastı. Open Subtitles "وكالة مكافحة المخدرات " داهمت بعض المنازل في منطقتنا
    Resepsiyonist sessiz alarma bastı, ve biz de tarayıcımızla alarmı aldık. Open Subtitles قام الموظف هنا بضغط زر الإنذار الصامت وقمنا بالتقاطه عبر أجهزتنا,
    - Ne? Evet, FBI garajı bastı. Open Subtitles أجل، مكتب التحقيقات الفيدرالي أغار على المرأب
    Şu adam senin ayağına bastı. Open Subtitles هذا الـرجل للـتو وطأ علـى قدمكِ
    Farik'in tuvalet taştı ve her yeri su bastı. Open Subtitles لقد فاضت حمّامات (فارق) والمكان كلّه مغمور
    Federaller evi bastı. Open Subtitles المباحث أجرت غارة على المنزل علي المغادرة
    Takip ettiğin her proje para bastı. Open Subtitles كل حساب عملت من أجله تحول الى ذهب
    Bak, kış termostat ayarımızın 22 derecede sabit olduğunu biliyorum ama sıcak bastı o yüzden kapatacağım. Open Subtitles انظر, أعلم أن منظم الحرارة الخاص بنا مضبوط على 72 درجة لكنني أشعر بالحر بعض الشيء لذا سأقلله
    Tuvalete giderken elime bastı. Open Subtitles لقد داست على يدي في طريقها للحمام آندي ..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more