Oysa bugün yine siz giyinmiş kuşanmış düğün bayram ediyorsunuz, öyle mi? | Open Subtitles | غير أنكم اليوم ترتدون أفضل ملابسكم وتدّعون أن اليوم عطلة |
Endişelenme babalık, bugün bayram. Bu altın pahalıya mâl oldu. Burada ne yapıyorsun? | Open Subtitles | لا تقلق ايها العجوز اليوم عطلة هذا الذهب كلف كثيرا ماذا تفعل هنا ؟ |
Kudüs'te bir gelenek vardır, bayram vakti... mahkumlardan biri serbest bırakılmalıdır. | Open Subtitles | هناك عادة فى اورشليم انه فى موسم العيد ينبغى اطلاق سراح الرجل المدان |
Ben, bayram Han, Babür Hanedanlığı'nın sadık hizmetkârı sana bir kez daha Babür halkının geleceğinin ellerinin arasında olduğunu hatırlatıyorum. | Open Subtitles | أنا بيرم خان الخادم الوفي لحكومة المغول اليوم أذكرك مرة أخرى أن مستقبل المغول في يديك أنت يا جلال الدين |
- Cuma günü bayram konseri provasına gitmeyi düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تخطط إلى الذهاب إلى تدريب حفل العطلة ليلة الجمعة؟ |
Başka insanların da kutladığı diğer bayram günleri gibi değildir. | Open Subtitles | إنه ليس مثل الأعياد الأخرى حيث يحتفل كل الناس |
Zamanını saptadığımda, bayram günü olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لأننى عن تحديد الموعد لم أكن أعلم أنه يوم عطلة |
Bu bayram döneminden hiç zevk almıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتمتّع في عطلة هذا الموسم على الإطلاق |
bayram hafta sonu. Ne bekliyorsun ki? | Open Subtitles | عطلة نهاية الأسبوع و هناك أعياد ما الذي تتوقعينه؟ |
Noel değil, bayram değil, seyran değil! | Open Subtitles | ولا هو هولى أو ديوالى أو العيد أو بايشاكى أو الكريسماس |
Sence bayram şenlikleri kendi kendini karşılar mı? | Open Subtitles | أتخال أنّ هذا العيد يأتي بتكاليفه بمفرده؟ |
Bu bayram yüz yıl önce bağışlama ruhuyla başladı. | Open Subtitles | بدأ هذا العيد منذ مائة عام مضت بروح سخيّة |
Bu, bayram Han'ın genç İmparator için Delhi tahtını nasıl geri kazandığını açıklıyor. | Open Subtitles | وهكذا وبفضل بيرم خان استعاد المغول حكم دلهي باسم جلال الدين |
Sen bir hiçsin. bayram Han'ın sözüyle hareket eden bir kuklasın! | Open Subtitles | أنت لا شيء ، لقد كنت دمية ترقص بين أصابع بيرم خان |
Yani gelecek yılın aile bayram mektubunu şimdi yazabilirsiniz. | TED | وبذلك تستطيع كتابة رسالة العطلة العائلية من الآن. |
Merak etmeyin Bay bayram Kutlama Şefi, ödülünüzü alacaksınız. | Open Subtitles | لا تقلق يا سيد الهتاف لهذه العطلة أنت سوف تحصل على الجائزة |
bayram için fazladan bir şey işte. | Open Subtitles | فقط بعض الاضافات الصغيرة بمناسبة الأعياد |
Onlar benim mükemmel laboratuar yapımı bayram kurabiyelerim. | Open Subtitles | انهم كعك الأعياد الخاص بى المخبوز فى المعمل |
bayram sona erene dek sokaklarda devriye gezmeye devam edin. | Open Subtitles | استمروا في دورياتكم في الشوارع حتي يتنهي الاحتفال علي الاقل |
bayram Günü nedeniyle, Sosyal Hizmetler bugün kapalı. | Open Subtitles | مكتب الخدمات مغلق اليوم , اليوم عطله رسميه |
New York'taki ilk bayram kutlaman için. - Beraber asın. | Open Subtitles | إنها لأجل أول موسم للعطلة لكِ في نيويورك. |
Bütün bayram aptallıklarını görmeye hazırlanın; hediyem olsun. | Open Subtitles | يمكنكم أن تتوقعوا جميع أنواع العطل لذلك فهذه هي هديتي لكم |
Onunla bayram boyunca yüzleşmek istemedim. | Open Subtitles | لم اواجهه اوقات العطلات كانت الأفضل بالنسبة لي |
Moralim çok bozuk çünkü amcan yeni vefat etti ama insanlar sanki dışarıda bayram varmış gibi kutlama yapıyor. | Open Subtitles | حسنٌ، مزاجي سيّء لأنّ عمّي مات والناس يحتفلون وكأنّه ثلاثاء المرفع. |
Orada da bayram yapılıyor. Kuzenlerinizle gidersiniz. | Open Subtitles | ، لديهم هالوين هنالك سوف تذهبين مع أبناء عمك |
Gözlerin bayram etsin akşam yemeği hazır. | Open Subtitles | متع عينيك تم تقديم طعام العشاء |