"beni ikna etti" - Translation from Turkish to Arabic

    • أقنعني
        
    • أقنعتني
        
    • اقنعني
        
    • اكد لي
        
    • أكد لي
        
    • طمأنتني
        
    • اقنعتني
        
    Geçen yıl biri çiftlik almam için beni ikna etti, ben de ödünç para aldım. Open Subtitles السنة الماضية شخص ما أقنعني بشراء مزرعة في الوادي لذا إقترضت المال من المصرف لكي أدفع ثمن المزرعة
    Kardeşim, medeni insanların sakin oldukları ve mantıklı davrandıkları sürece, her şeyi konuşarak halledebileceklerine beni ikna etti. Open Subtitles فنصفه يرجع لأخي، أقنعني أن الشخص المتحضر بامكانه حل اي شيء طالما تصرف بهدوء وعقلانية
    Onu ölmek üzereyken buraya getirdiklerinde bir kadın polis doğru olan şeyi yapmam konusunda beni ikna etti. Open Subtitles لذلك , عندما أتى إلى هنا كان هناك الكثير من القتلى ومن على قيد الحياة هذه شرطية أقنعتني أن تفعل الشيء الإئق
    Bak annen bütün dünyayı tecrübe etmen gerektiği konusunda beni ikna etti sadece bu çiftliği değil. Open Subtitles أنظر أمك أقنعتني أنك تحتاج لمواجهة العالم بأكمله ليس فقط هذه المزرعة
    Tadına varmam senin bu işin altından kalkabilecek kadar güçlü olduğuna beni ikna etti. Open Subtitles وتذوقي القليل لكِ اقنعني انك قوية بما يكفي لفعل ذلك
    Başka bir isim kullanıyormuş, ama avukatlarım beni ikna etti... imzaladığı anlaşma hala geçerli. Open Subtitles كانت تستخدم اسما مختلفا لكن المحامي اكد لي بأن هذا الشيء الذي عملته موثق ومؤكد
    Bahçede bu horozu acı içinde izlerken kadın, horozun hiçbir şey hissetmediğine beni ikna etti. Open Subtitles مشاهدة هذا الديك أغنياتها في الألم حول الفناء , أكد لي امرأة ان الطيور شعرت شيئا.
    Hatırlıyorum, bir kez gidip onun yanında araba yıkamamın özel bir doğum günü armağanı olduğuna beni ikna etti. Open Subtitles أتذكّر مرّة أنه أقنعني بأنّه كان عيد ميلاد خاص وممتع للذهاب معه للعمل وأساعده بتنظيف السيارات
    Eğer bu mektubu garip bulursan, şunu anla ki her zaman hazır olan Paul çocuklarımız gençken, bunu yazmaya beni ikna etti. Open Subtitles لو رايتي أن هذا الخطاب غير منسق, فاعلمي أن رَجُلي الجاهز بول أقنعني بكتابته فوراً, عندما كان الأطفال صغار
    Binbaşı Sheppard yine de başarılı olabileceğimize beni ikna etti.. Open Subtitles ميجور شيبارد أقنعني بأنّنا ممكن ان نفوز.
    Bir arkadaşım Halifax'taki işletmesine yatırım yapmaya beni ikna etti. Open Subtitles أقنعني صديق بالإستثمار في مطحنته في هاليفاكس
    Ve benim yargılamama karşı, size bir itiraf anlaşması teklif etmem konusunda beni ikna etti. Open Subtitles وضد أفضل حكم لي أقنعني لأقدم لكي مساومة بتهمة أقل
    Foreman bunların yararlı olabileceğine beni ikna etti. Open Subtitles لقد أقنعني فورمان أن هذا قد يكونُ مفيداً
    Sonra Deborah bunun pek efendice olmadığı konusunda beni ikna etti. Ben de topu yuvarlamaya başladım. Open Subtitles بعد ذلك أقنعتني ديبرا أن هذا ليس محترماً ,فبدأت بالكرة
    belki biraz bunamış, fakat beni ikna etti. Open Subtitles قد تكون عجوز خرفة, ولكنها أقنعتني
    Geçen sene rozeti almam için beni ikna etti. Open Subtitles العام الماضي أقنعتني أن أرتدي الشارة
    Uzun zamandır tereddüt ediyordum... derken sağduyu ve bilgelik yandaşım Geneviéve ...beni ikna etti. Open Subtitles لقد ترددت لفترة طويلة (لكن (جينيفيف والتي هي صوت الحكمة والعقلانية أقنعتني لفعل ذلك
    Ben, beklemem için beni ikna etti. Open Subtitles بين اقنعني لأتريث بذلك
    Bu daha ilk yılı, doğru, ama Bayan Ryerson... onun çalışkan ve yetenekli olduğuna... beni ikna etti. Open Subtitles اوه.هو في السنه الاولى ,هذا صحيح Ryersonلكن الانسه اكد لي بانه سريع التعلم
    Tamam, bilir kişi olarak listedeydi, ama mahkeme heyeti zanlının kesin suçlu kabul edileceğine dair beni ikna etti Open Subtitles لقد كان على القائمة لكن المحامي العام أكد لي أنه غير متاح
    İdare, bu işin öncelikli olduğu konusunda beni ikna etti. Open Subtitles لقد طمأنتني الادارة الاولولية للجامعة هذه السنة
    Parayı vermek istedim ama Amanda vermemem için beni ikna etti. Open Subtitles كنت أريد دفعها, لكن (أماندا) اقنعتني ألا أفعل..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more