Babanın vakit ayırıp benimle tanışacak olması benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | أتعلم أنه يعني لي الكثير بأن والدك وجد الوقت في جدوله المزدحم للقائي |
Bilyorsunuz, konuşma ihtiyacı duyduğumda gelip sizinle konuşabileceğimi bilmek benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | يعني لي الكثير حين أعلم أنّه بوسعي التحدّث إليك حين أود ذلك. |
Nasıl çalıştığını anlaman benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | يعني لي الكثير أنك أردت فهم الأمور كيف تعمل |
Bu yarışmanın benim için çok şey ifade ettiği bilmediğin bir şey değil. | Open Subtitles | أنتي لا تجهلين ،، كم أن هذه المسابقة تعني لي الكثير. |
Git ve babanın mezarını ziyaret et. benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | إذهب لزيارة قبر والدك هذا سيعني لي الكثير |
Bu anı paylaş, bu arada benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي الاقل نحن هنا نشترك فى هذه اللحظة الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
Aslında öyleyim, o yüzden benim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | كذلك أنا ، لذلك هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Seni buraya getirdim çünkü burası benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | لقد أحضرتك إلى هُنا لإن ذلك المكان يعنى الكثير لى |
Bu ismin sana birşey ifade etmediğini biliyorum ama benim için çok şey ifade ediyor ve... | Open Subtitles | أعلم أن الإسم لا يعنى لك شيئاً و لكنه يعنى لى الكثير |
Daha önce hiç yapmamıştım açıkça ve benim için çok şey ifade eder. | Open Subtitles | لم يسبق لي ان ذهبت في واحده وسوف يعني لي هذا الكثير |
Ama bu yaptığın davranış, benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | ولكن عدم إخبارك للشرطة عنا هذا فعلا يعني لي الكثير |
Teşekkürler efendim. Bunu söylemeniz benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكراً لك سيدي، مجرد قولك لهذا يعني لي الكثير. |
O işle ilgilenmen benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | ما فعلتَه يعني لي الكثير فهو يُظهر المشاعر |
Bu benim için çok şey ifade ediyor. Pizza falan yemeye gidelim mi? | Open Subtitles | هذا يعني لي الكثير هل تريدين الحصول على البيتزا او اي شيء؟ |
Teşekkürler, Lance. Bu benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكراً لانس قولك هذا يعني لي الكثير |
Bu yüzden bizimle geliyor olman benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | فإنّه يعني لي الكثير أن ترافقنا |
Bu yüzden bizimle geliyor olman benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | فإنّ مرافقتكَ إيّانا تعني لي الكثير |
Mutlu olman benim için çok şey ifade ediyor, Scott. | Open Subtitles | سعادتك تعني لي الكثير |
Eğer uğrayabilirsen, bir saatliğine bile olsa benim için çok şey ifade eder. | Open Subtitles | .. إن استطعتِ القدوم، لساعة حتى حسناً، هذا سيعني لي الكثير |
Eğer şu an burada bir bomba patlasa New York medyasının sonunun geleceğini bilmek benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | سيعني لي الكثير لو علمت أن قنبلة انفجرت في هذه اللحظة وقضت على الوسائل الإعلامية في نيويورك |
İşte bu yüzden bu fiş benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في هذه الشريحة يعني الكثير بالنسبة لي. |
- Teşekkürler, bu benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكرا، هذا يعني الكثير بالنسبة لي. |
- Bu benim için çok şey ifade ediyor dostum. | Open Subtitles | هذا يعني الكثير لي يا رجل |
benim için çok şey ifade ediyor, efendim. | Open Subtitles | هذا يعنى الكثير لى , سيدى |
Sana söylemediğim zamanlarda bile yanımda olduğunu bilmek benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | و حتى إذا لم أقل لك ذلك ، فوجودك هناك لأجلى يعنى لى الكثير |
Söylediklerin benim için çok şey ifade ediyor, Dexter. | Open Subtitles | يعني لي هذا الكثير يا (ديكستر) |