| benimle konuşmak istediğiniz özel bir şey var mı, Komiser? | Open Subtitles | هل هناك شيء محدد تريد التحدث معي بشأنه ملازم ؟ |
| Bu insanların benimle konuşmak istemelerini seviyorum. Sezon bittiği zaman... - Ne? | Open Subtitles | مثل هؤلاء الناس يريدون التحدث معي .. اسمعي ، عندما ينتهى الموسم |
| Bu akşam benimle konuşmak istemeyebilirsin yarın benimle konuşmak istemeyebilirsin öbür gün benimle konuşmak istemeyebilirsin ya da ondan sonraki gün. | Open Subtitles | ربما لا تريدين الحديث معي الليلة وربما لا تريدين الحديث معي غدا وربما لا تريدين الحديث معي اليوم الذي بعد غد |
| Bİliyor musun, baba, bu oyunlara gelmek ... veya benimle konuşmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أتعلم يا أبي انت غير ملزم بالقدوم لهذه اللعبة أو أن تتحدث معي |
| Hastalığıyla manşetlerde yer alan bir koca. Herkes benimle konuşmak isteyecek. | Open Subtitles | زوج ذو مرض في العناوين الرئيسية سيرغب الجميع في التحدث إلي |
| Banyoda yerde yatarken benimle konuşmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريد التحدّث معي عندما أكون على أرضيّة الحمّام؟ |
| Bay Trent, biliyorsunuz benimle konuşmak için herhangi bir iznim yok. | Open Subtitles | السيد ترينت، كما تعلمون لا يوجد لديك التزام التحدث معي اليوم. |
| Eğer benimle konuşmak istersen, ofisimi ara, ve takvimime not alırız. | Open Subtitles | إذا اردت التحدث معي فعليك التواصل مع مكتبي وسنحدد لك موعد |
| Bekle biraz. benimle konuşmak istediğin bir şey olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | مهلاَ، كان هناك شيء تريد التحدث معي بشأنه، أليس كذلك؟ |
| Bana hüzünlü bir ses tonuyla benimle konuşmak zorunda olduğunu söylüyorsun, sonrada başlamakta zorlanıyorsun. | Open Subtitles | طفولي . . ماذا تتوقعين حين تخبريني بنغمة جنائزية أنك تريدين التحدث معي ؟ |
| Bana hüzünlü bir ses tonuyla benimle konuşmak zorunda olduğunu söylüyorsun, sonrada başlamakta zorlanıyorsun. | Open Subtitles | طفولي . . ماذا تتوقعين حين تخبريني بنغمة جنائزية أنك تريدين التحدث معي ؟ |
| Neden benimle konuşmak için acele ediyorsunuz? | Open Subtitles | أخبرني لماذا تريد التحدث معي بشكل مستعجل |
| Ama eğer sen benimle konuşmak istersen, karşıma gelebilirsin. | Open Subtitles | ولكن إن أردت أنت الحديث معي تعال إلى هنا |
| Kimse benimle konuşmak istemiyor. Kimse bana bir açıklamada dahi bulunmadı... | Open Subtitles | لا أحد يرغب في الحديث معي لم يقم أحدهم بشرح الأمر لي |
| Kısa bir zaman önce Facebook'ta yaklaşık yüz çalışana bir konuşma yaptım. Birkaç saat sonra, orada çalışan genç kadınlardan biri benim masamın hemen dışında benimle konuşmak için bekliyordu. | TED | قدمت هذه المحاضرة في فيسبوك قبل وقت ليس بطويل الى مايقرب المائة موظف. وبعد عدة ساعات لاحقا، كانت هناك شابة تعمل هناك جالسة خارج مكتبي الصغير، وارادت ان تتحدث معي. |
| Hata ediyorsun. benimle konuşmak senin yararına. | Open Subtitles | أعتقد أنك مخطئة أعتقد أنك تريدين التحدث إلي |
| Bence paranı bu kadın alıyordu, Orlando. Bunun hakkında benimle konuşmak ister misin? | Open Subtitles | أظن أنّها تسيطر على حواسكَ، أتريد التحدّث معي حيال ذلك؟ |
| Tony Almeida benimle konuşmak istemiş. Elbette, Bay Bauer. | Open Subtitles | أنا جاك باور أراد طونى ألميدا التحدث إليّ |
| Ben kesinlikle anlayışla karşılarım, bir daha benimle konuşmak istemezsen... | Open Subtitles | سأكون متفهمة تماماً لو لم ترد التكلم معي مجدداً |
| benimle konuşmak olmaz. O sadece seninle konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | هو لن يتحدث معي يقول انه لن يتحدث الا معك |
| - Gelmeyeceksiniz. Ama bir gün benimle konuşmak isterseniz beni nerede bulabileceğinizi biliyorsunuz. | Open Subtitles | و لكن إذا شعرت يوما ما أنك تريدين التحدث معى ، فإنك تعرفين أين ستجديننى |
| benimle konuşmak istiyorsan,Şimdi konuşalım bir adam ve bir karışık olarak | Open Subtitles | اذا تريد الكلام معي فلنتكلم الان كلام رجل الى رجل ملخبط |
| Her neyse benimle konuşmak isterseniz, sadece şu tuşa basın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تتحدث إلي فقط إضغط علي هذا الزر |
| Şunu bilmeni istiyorum ne zaman benimle konuşmak istersen ben buradayım. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعلم أنك حينما تحتاج للتحدث معي فأنا هنا |
| Eminim bu konuda benimle konuşmak istemiyorsun, ama bazı şeyler riske değer. | Open Subtitles | انك لاتريد التحدث لي عن هذا لكن بعض الاشياء تستحق المخاطرة |
| Seni görebiliyorum. Eğer benimle konuşmak istemiyorsan,tamam. | Open Subtitles | إن لم تريدي التحدث إليَّ فلا مشكلة لكن على الأقل تحلي بالأدب و اختبأي |
| Eğer istemiyorsan benimle konuşmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تتكلم معي إن لم تُرِدْ ذلك |