| Dışarda biftek yerken ve olması gibi değilse biftekle beraber yerim. | Open Subtitles | أتناوله مع اللحم عندما أكون بالخارج رغم أنه لا يكون جيدا |
| Aslında, akşam yemeğine kalman için uğraşıyorum. Bir sürü biftek arttı. | Open Subtitles | في الحقيقه انا احاول ابقائك هنا للعشاء بعضا من اللحم البقري |
| Cumartesi akşamı biftek yemeye gidelim. Sadece sen ve ben. | Open Subtitles | مساء السبت سأصطحبك لتناول شرائح اللحم ، أنا وأنت فحسب |
| Aldığım maaşa rağmen nasıl biftek yapabiliyorsun? Merkezde kimse buna inanmıyor. | Open Subtitles | كيف تقدرين على شراء الستيك براتبى انهم لا يصدقوننى هناك فى القسم |
| Rahmetli amcam Joe da bu gece biftek yememizi söylemişti çünkü. | Open Subtitles | لان عمى جوي قالل لاني بانه ينبغي ان نأكل ستيك الليله |
| bu nedenle diğer yemek. Benim favori yemeğimdir. Brokolili biftek. | TED | كذلك ، طبق آخر.و واحد من اطباقي المفضلة. لحم البقر مع القرنبيط. |
| biftek ve soğuk bir bardak bira istiyorum. | Open Subtitles | سوف آخذ قطعة لحم وكوب بارد من البيرة الداكنة |
| Rusty Schooner mı? 2250 gramlık biftek olan yer değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا هو المكان الـذي فيه شريحة اللحم الـتي طولها 72أونصة؟ |
| İlk komadan önce biftek ve patates yemişti, ikincisinden önce hastanede balık yedi. | Open Subtitles | تناول اللحم و البطاطس قبل غيبوبته الأولى و قدمت المستشفى السمك قبل الثانية |
| Annemin yaptığı gibi üst tarafı biftek kadar kalın olanlardan. | Open Subtitles | و الطبقة الخارجية بسمك شريحة اللحم كما تخبزها أمي دائما |
| Orta boy kızarmış patatesle biftek ve yanına da biraz püre alacağım. | Open Subtitles | سأخذ البطاطا المطهية مع شريحة اللحم , نصف مطهية بجانب البطاطا المهروسة |
| Orta boy kızarmış patatesle biftek ve yanına da biraz püre alacağım. | Open Subtitles | سأخذ البطاطا المطهية مع شريحة اللحم , نصف مطهية بجانب البطاطا المهروسة |
| Tabur yemekhanesi bu gece kola ve biftek servis edecekmiş. | Open Subtitles | يوجد نبأ أنّ آنسات الفصيل يقدمن المشروبات وشرائح اللحم الليلة |
| - Doğru olanı yaparsanız menüde sadece biftek olmaz, beyler. | Open Subtitles | إذا قمتم بالصواب، اللحم المفروم لن يكون الوحيد في الوجبة |
| Gözlerin... iki kalın biftek gibi. | Open Subtitles | ليند عيناكى .. تشبه اثنان سميكان من الستيك |
| Benimle çıkarsan sana biftek ısmarlarım. | Open Subtitles | أخرجى معى بعد العمل وسأشترى لك قطعة ستيك |
| biftek ve fasulye kadar doyurucu değil. | Open Subtitles | لا تتمسك به تحب أضلاعك لحم البقر والفاصولياء |
| Banyo yapmak, on iki saat uyumak... ve kocaman az pişmiş bir biftek yemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الاستحمام أريد النوم 12 ساعة أريد قطعة لحم كبيرة جيدة الطهي |
| Akşam yemeğine tavuk mu yoksa iyi bir lokantadan biftek mi istersin? | Open Subtitles | ماذا تريد على العشاء؟ , الدجاج أم شرائح لحم بقر لذيذة |
| Biraz şarap içer, güzel bir biftek yeriz. Sonra da maçı izlemeye gideriz. | Open Subtitles | . سنتناول بعض النبيذ ، و شرائح لحم شهية و بعدها نذهب للمباراة |
| Şu halde ne düşünüyorsun? biftek nefis görünüyor. biftek ve patates kızartması! | Open Subtitles | . شرائح اللحم تبدو طيبة، فلنتناول لحماً وبطاطس إذاً |
| Ee, eğer biftek seviyorsan... biz daha iyi bir yer biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً .. إذاكنتتحب اللحمة. نعرف مكان أفضل بكثير |
| Standart tayının arasında gizli tek bir kasa puro, biftek ve çikolata var. | Open Subtitles | مخبأة في القرائات القياسية هناك سحنة من السيجار الفاخر لحوم ، و شيكولاته |
| İsviçre peynirli kızarmış biftek alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن تعد لي لحم بقري مشوي كالسويسريين؟ |
| Hayır, ben sana biftek alayım. Seni destekliyoruz, Henry. | Open Subtitles | كلا، انا سأشتري لك شريحة لحم مشوي نحن نعتمد عليك يا هنري |
| Fazladan biftek, limitsiz içki. | Open Subtitles | المزيد من الروست بيف و نبيذ لا ينتهي |
| Başlangıcı karides kokteyliyle yapalım, ana yemekte de biftek ve ıstakoz gelsin. | Open Subtitles | آه, دعنا, نبدأ بكوكتيل الجمبري ثم شريحة اللّحم وجراد البحر كطبق رئيسي. |
| Tatlım, bir yerde durup, biraz biftek almalıyız. | Open Subtitles | العسل، نحن يَجِبُ أَنْ نَتوقّفَ ويَحْصلُ على بعض الستيكِ. |