"bileşen" - Translation from Turkish to Arabic

    • عنصر
        
    • المكون
        
    • مكون
        
    • المكونات
        
    • المكوّن
        
    • مكونات
        
    • كعنصر
        
    • العنصر الأساسي
        
    Potasyum klorid, buzlanmayı önleyicinin içindeki bir bileşen mor renkte yanar. Open Subtitles كلوريد البوتاسيوم، عنصر في مُزيل الجليد، يُعطي اللون الأرجواني عند الإحتراق.
    görebiliyorsunuz, bir şey saklamadık: dayanıklı karbon bileşen tamamıyla görünür hâlde. TED لذا فنحن لا نحاول إخفاء أي شيء؛ حاملة عنصر الكربون مرئية تمامًا.
    Birinci bileşen hayvanlarda hareketi kolaylaştıran biyomekaniği kapsayan bedendir ve bu asla küçümsenmemelidir. TED المكون الأول هو الجسد فقط، وفي الحقيقة يجب أن لا نستهين بالمدى الذي بسطت فيه الكيمياء الحيوية الحركة في الحيوانات.
    Örneğin, tünel diyot, elektronikte kullanılan bir bileşen, kuantum tünellemenin mucizeleri sayesinde çalışmaktadır. TED على سبيل المثال, الثنائي النفقي, وهو مكون يستخدم في الالكترونيات, يعمل بفضل عجائب نفق الكم.
    ...çocuk köleleri kullanılarak çıkartılır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi... ...buna “kan mineralleri” de demektedir. Çin, Shinjin’de ki... ...bazı bileşen yerlerine ve kapatılmış bir fabrikaya gezide bulundum. Bu yıl içerisinde fabrikada... TED و ينجم من قبل عصابات مسلحة بواسطة اطفال مستعبدين. ما يدعوه مجلس الامن الدولي المعادن الدموية . ثم انتقل الى بعض المكونات و انتهى في مصنع في مدينة شين جين في الصين،
    Bizden paçayı kurtarmış olan sadece bir tane bileşen var o da bu yaraya neden olan mermidir. Open Subtitles الآن المكوّن الوحيد الذي يراوغنا هو بمثابة رصاصة تسبب هذا الضرر
    Ancak bu beşinin yanında, çok düşük miktarlarda bulunan yüzlerce başka bileşen de var. TED بالإضافة إلى تلك الخمس مكونات هنالك المئات من المكونات الأخرى المتواجدة بكميات فليلة
    Ve son bir şey daha: Henüz bahsetmediğim sürü gibi çalışması gereken bir bileşen daha var. TED والأمر الأخير: هناك عنصر آخر يتطلبه العمل بطريقة السرب لم أشر إليه بعد.
    Çok çalışmaları için teşvik etmemiz ve başarısızlığın başarı için gerekli bir bileşen olduğunu anlamalarına yardım etmemiz gerekiyor, aynı şekilde sebatın da. TED نحتاج لتشجيعهم على العمل الجاد ومساعدتهم على فهم أن الفشل هو عنصر ضروري للنجاح، كما هو المثابرة.
    Sonra ne ortaya çıkarabilirim diye düşündüğümde başka bir bileşen düşünülmesi gerekir dedim. her ne zaman tabiat hakkında düşünseniz, temel olarak bu genetik evrim içinde umumi biçimin keşfidir. TED لذا ، ما فكرت أن أطرحه هو عنصر آخر لا بد من التفكير فيه كلما كنتم تفكرون في الطبيعة ، وهذا في الأساس هو اختراع شكل عام في التطور الجيني.
    Ayrıca oldukça eminim ki optik sinirlerin çapraz birleşme noktası aynı tarafa ait zayıf bir bileşen nedeniyle oldukça kötüleşmiş. Open Subtitles و هذا يسبب تلفا في المخ و أنا متأكد أيضا أنها قد أفسدت الرؤية عنده و هي عنصر أساسي
    Ana bileşen hastalığı tedavi ederken kapsül onu hap şekline sokuyor. Open Subtitles هناك عنصر رئيسي يجعل المركب ذا فعاليه ويبدو كدواء
    Üçüncü bileşen, merkezi desen jeneratörleridir. TED المكون الثالث هو مولدات الأنماط المركزية.
    Hayır. Onlara ana bileşen dışında her şeyi verdim. Open Subtitles لا, لا أعطيتهم كل شيء ما عدا المكون الأساسي
    Ve Nefret Suçları bileşen eklemek, ve özel temiz-up yöntemi - kolay idam olduğunu . Open Subtitles و اقوم بأضافة المكون لجريمة الكراهية و طريقتك الغريبة فى التنظيف هذا حكم سهل بالاعدام
    Hepsi, bu 12 bileşen Sosyal İlerleme Endeksini oluşturuyor. TED إجمالًا، تلك ال 12 مكون يشكلون إطار التقدم الاجتماعي.
    Bay March için gizli bir bileşen kullanarak her lekeyi çıkarabileceğini söylermiş. Open Subtitles قالت بأنها تستطيع إزالة أي بقعة من أي شيء كان من أجل السيد مارش باستخدام مكون سحري
    Ya motorlar tekrar üretilebilir olsa ve biz bileşen malzemeleri tamir edebilsek ve enerji talebini önemli bir oranda azaltabilsek? TED ماذا لو كانت المحركات يمكن إعادة تصنيعها، ونستطيع استرجاع المكونات وبذلك نقلل بشكل كبير من طلبات الطاقة.
    Önemli bileşen olmadan daha fazla bir şey yapamam. Open Subtitles لا يُمكنني أن أفعل أي شيء آخر بدون المكوّن الحيوي
    Hayvan hareketlerini sağlayan dört ana bileşen vardır TED هنالك 4 مكونات رئيسية لحركة الحيوانات.
    Ve örümcek liflerinin güç, esneklik ve dayanıklılığının bu liflerin bağışıklık sistemini etkilemediği gerçeğiyle birleşimi örümcek lifinin biyomedikal uygulamalarda kullanılmasıyla ilgili dikkatleri üzerine çekti mesela yapay tendonlar için bir bileşen olarak, sinirlerin yeniden gelişimi için kılavuz olarak ve yapay deri oluşumunda bir basamak olarak. TED والقوة , وقابلية التمدد, والصلابة في خيوط العنكبوت, ممزوجة بحقيقة انه الخيوط لا تُظهِر استجابة مناعية جذبت الكثير من الاهتمام حول استخدام خيوط العنكبوت في التطبيقات الطبية الحيوية على سبيل المثال كعنصر في أوتار صناعية تخدم كـ موجّه لإعادة نمو الاعصاب وفي سقالات لنمو الانسجة
    Su, evrimin, gezegende hayatın ortaya çıkmasındaki en önemli bileşen. TED الماء هو العنصر الأساسي في أي تطور لأي نوع من الحياة على أي كوكب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more