"bilekliği" - Translation from Turkish to Arabic

    • سوار
        
    • السوار
        
    • سواراً
        
    • أساور
        
    • الكاحل
        
    • سوارات
        
    • سوارها
        
    • الأساور
        
    • يد قوية
        
    • على كاحله
        
    • الأسورة
        
    Tıbbi uyarı bilekliği takmıyor. Hasta geçmişinde bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد سوار يدل على الحساسية, و لا تاريخ طبي
    İzlemeli ayak bilekliği ve saat 9'da sokağa çıkma yasağı. Open Subtitles مراقبتُه بواسطة سوار الكاحل و حظر التجول بعد الساعة التاسعة
    Tamam mı? Bir de kolunda... hastane bilekliği gibi bir şey vardı. Open Subtitles أجل، ولقد كان يرتدي سوار على ذراعه يحمل هويّته من المستشفى
    Haydi şu bebeği ateşleyelim! Peki, tamam. Hala bilekliği takıyorum. Open Subtitles دعونا نشغل هذه الآلة حسن، أنا مازلت أرتدي ذلك السوار
    bilekliği mezarlıkta buldu. Güney duvarının yakınında. Open Subtitles لقد وجدت السوار في المقبرة قرب الحائط الجنوبي
    Hastane bilekliği mi demiştin? Open Subtitles لقد ذكرتِ شيئاً عن سوار المعصم من المستشفى؟
    Belki ona bir nişan bilekliği alabilirsin. Ya da bir nişan tacı. Open Subtitles تستطيع أن تقدّم لها سوار خطوبة أو عَصابة رأس للخطوبة
    Madge, sanırım Trudy' nin bilekliği hala burada,bankada. Open Subtitles مايج، أعتقد سوار ترودي ما زال هنا في المصرف.
    bilekliği sadece ön tarafta bedelini ödersen alırsın. Open Subtitles انت تحصلين على سوار المعصم فقط عندما تشترين وشاح
    Elektronik bir takip bilekliği takıyormuş üç kilometrelik sınırı varmış. Open Subtitles كان يرتدي سوار تعقب إلكتروني يسمح له بالحركة ضمن مربع ميلين؟
    Hastane bilekliği takıyordu ve yanında son dönem kanserle başka çıkmayla ilgili bir kitap vardı. Open Subtitles كانت ترتدي سوار إدخال مريض من المشفى و تحمل كتابا عن طريقة التعامل مع السرطان القاتل
    Bu arkadaşlık bilekliği, kibar genç kızlar bunu erkek arkadaşlarına veriyorlamış, bir tane de kendileri için saklıyorlarmış. Open Subtitles ذلك سوار صداقة من النوع الذي تقدمه المراهقه لحبيبها وتحتفظ بواحد لها هي
    bilekliği taktığında piramitler falan görmüş. Open Subtitles وعندما يصلون الكرنك السوار سيريه الخطوة القادمة من الرحلة
    Sahip olduğum tek değerli şeyi, bu bilekliği arkadaşım Mino'ya bırakmak istiyorum. Open Subtitles اود ترك اغلى ممتلكاتي قيمة, هذا السوار,الى صديقي,مينو
    Onun size yaptığı bir bilekliği taktığınızı söylüyor, ve sizin yaptığınızı takıyor. Open Subtitles يقول بأنكِ ترتدين السوار الذي صنعه لكِ و هو يرتدي الذي صنعته أنتِ له
    Sana baktığın o deri bilekliği aldım. Open Subtitles اشتريت لك ذلك السوار الجلدي الذي كنت تنظر إليه
    Umarım o bilekliği satmamıştır.Eğer onu bulamazsam ne yaparım bilmiyorum. Open Subtitles فقط يتمنّى بأنّه ليس له مباع ذلك السوار. أنا لا ما أنا إذا أفقده.
    bilekliği çıkarılıp acil durumlarda kullanılabiliyor. Open Subtitles السوار يمكن فكه و إستخدامه في حالات الطوارئ
    Tabi o deri bilekliği giydiğim yılın dışında. Open Subtitles باستثناء تلك السنة التي ارتديت فيها سواراً جلدياً
    bilekliği olanları sıraya sok. Open Subtitles اذا كانو لا يملكون أساور الدخول اجلبهمإلىالمخفر.
    Kimlik bilekliği kalmadı ama kayda geçsin, ismi James. Open Subtitles لم تتبقى لنا اي سوارات تعريف، لك من اجل السجل، اسمه جايمس
    bilekliği alan kişinin DNA'sını tespit etmemiz an meselesi. Open Subtitles مسألة وقت فحسب قبل أن يتطابق الحمض النووي المتروك على سوارها من الجثة
    Kim bu kadar arkadaş bilekliği takabilir ki? Open Subtitles كيف يمكن لأي شخص أن ارتداء أن العديد من الصداقة الأساور ؟
    Buzz'ın neyi yok ki! Özel kilitli haberleşme bilekliği! Open Subtitles باز عنده يد قوية
    Bileğine takip bilekliği falan mı taktın? Open Subtitles هل لديك سوار تتبع على كاحله أو شيءٍ من هذا القبيل ؟
    Efendim, bilekliği alan kızın adı Shaina'mış. Open Subtitles سيدي ، الفتاة التي اشترت الأسورة .اسمها شاينا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more