| Bütün o biletlerin Leroy'da olduğu gerçeği oynama kararınızı değiştirdi, üstelik bu gerçeğin ihtimallerle bir alakası olmadığı halde. | TED | الحقيقة أن كل تلك التذاكر يملكها شخص واحد يغيّر قرارك تجاه اللعب، رغماً عن أن ذلك لا يفعل شئ حيال بقية الإحتمالات. |
| Biyoloji ödevini teslim etmem gerek. Bu biletlerin beleş olduğunu söylemiştim, değil mi bebeğim? | Open Subtitles | عزيزتي, هل قلت لكِ أن هذه التذاكر مجانية؟ |
| Sonunda. Harika, harika. Hadi, biletlerin parasını ödedik. | Open Subtitles | أخيراً عظيم عظيم , تعاليا نحن دفعنا من أجل التذاكر |
| Evet, senin biletlerin. Bize aldıkların. | Open Subtitles | يييه , تذاكرك التي جلبتها لنا |
| Emma, bunlar biletlerin, tamam mı? | Open Subtitles | هذه هي تذاكركِ يا إيما ، اتفقنا ؟ |
| biletlerin parasını peşin vermiştim. | Open Subtitles | المسألة وما فيها أنّني دفعتُ ثمن التذاكر سلفاً |
| Ya eğer, bütün bunlardan sonra, kanla, canla, terle ve milletin sidiğinin temizlenmesiyle uğraşarak alındığını bilmeyecekse bu biletlerin? | Open Subtitles | ماذا لو أنها لم تعرف الدمّ والعرق وبول الآخرين التي واجهتها للحصول على التذاكر |
| biletlerin üzerindeki tarihi kontrol etmek isteyebilirsin | Open Subtitles | ربما يجدر بكِ أن تتحققي من تلك التذاكر , رايتشل |
| Öğretmenime verdiğin biletlerin değersiz olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعنى أن التذاكر التى أعطيتها للمدرس بلا قيمة |
| Swisair biletlerin ulaştığını onayladı. | Open Subtitles | خطوط الطيران السويسرية أكدت انهم حصلو على التذاكر |
| Üzgünüm, efendim. Bu biletlerin basılacağından hiçbir haberim yoktu. | Open Subtitles | أنا آسف ، ياسيدي ، لم يخبرني أحد بطباعة هذه التذاكر |
| Bütün biletlerin satıldığı bu eşsiz intikam maçında çok büyük bir seyirci kitlesi var. | Open Subtitles | لقد تجمع حشد ممتلئ صاخب من أجل شراء التذاكر لمباراة الثأر. |
| biletlerin ne kadar olduğunu bilmiyorum, ...ama o kadar da pahalı olamaz, değil mi? | Open Subtitles | لا أعرف كم تكلف التذاكر لكن يمكن أن يكونوا غاليين جداً أليس كذلك؟ |
| Harika iş kopardım. biletlerin %80'i benim, bilet 10 dolar. | Open Subtitles | حصلت على عرض ممتاز ثمانين في المئة من أجمالي التذاكر سعر التذكرة 10 دولار |
| biletlerin parasını veremezseniz bu mümkün olmayacak. | Open Subtitles | سيدي, اذا لم تكن قادرا على دفع التذاكر في الحقيقة لا ارى كيف سيكون هذا ممكنا |
| Ve bu biletlerin takasın olacağı yer için olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم أن التذاكر لموقع التسليم لكن ماذا عن القلم ؟ |
| biletlerin parası ödenip alındıktan iki ay sonra benim adamım 5,000$ ile ortaya çıkarken bu nasıl mantıklı geliyor? | Open Subtitles | كيف يفسّر ذلك وقد تمّ شراء التذاكر ودُفع ثمنها قبل شهرين من ظهور عميلي مع الخمسة آلاف دولار؟ |
| Brice, biletlerin. | Open Subtitles | انها التذاكر الخاصة بكي , برايس |
| Hop, Phillies biletlerin bende. Böyle bir yere hiç gir... | Open Subtitles | حصلت على تذاكرك. |
| - Fiji biletlerin. - Ah. | Open Subtitles | (ها هى تذاكرك إلى (فيجى |
| Molly, biletlerin iptal edildi. Bana bir hata olduğunu söyle. | Open Subtitles | تذاكركِ ملغيّة يا (مولي) أخبرته أنّ ذلك خطأ |
| biletlerin dip koçanı hala bende, kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | أنا ما زِلتُ عِنْدي عقبُ التذكرةَ لإثْباته. |