Bir zamanlar bilge bir adam bir yol ayrımına gelirsen yürü demiş. | Open Subtitles | قال رجل حكيم ذات مرة إذا كانت هناك شوكة على الطريق التقطها |
Bir zamanlar bilge bir adam bir yol ayrımına gelirsen yürü demiş. | Open Subtitles | قال رجل حكيم ذات مرة إذا كانت هناك شوكة على الطريق التقطها |
Tavsiyemi, bilge bir yaşlı gibi durduğum için mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تسأليني النصيحة لأني أبدو كـ عجوز أسود حكيم ؟ |
bilge bir kişi kuralları ne zaman esneteceğini bilir. | TED | الحكيم يعي تماما الوقت الذي يجب حني القواعد فيه |
Eğer Kuzey Kutbu'ndan bilge bir adam gelip bana ayıların beyaz olduğunu söylerse ona inanabilirim, ama benim gördüğüm tüm ayılar boz renkliydi." | TED | لو أن حكيماً أتى من القطب الشمالي وقال لي أن الدببة بيضاء، فإني قد أصدقه، لكن كل الدببة التي رأيتها كانت بنية اللون". |
Ve kendisi bilge bir adamdı ve şöyle dedi Bizim Bhutan'da amacımız mutluluğu yaratmak değil | TED | وهو رجل حكيم جدا، قال: انظر: ان هدف بوتان ليس خلق السعادة |
Ama Bağdat'ın soylularından bilge bir adam onları bir kehanetle rahatlattı... dedi ki, "Zamanı gelince, bir kurtarıcı gelecek... | Open Subtitles | لكن هناك حكيم من بين الحكماء أخبرهم بهذه النبؤة أنه مع مرور الزمن سيأتى محرر |
Ama Bağdat'ın soylularından bilge bir adam... onları bir kehanetle rahatlattı. | Open Subtitles | لكن كان هناك حكيم من بين حكماء بغداد أخبرهم بنبوءة |
Hayat standardına gelince, bir zamanlar bilge bir kişi... ..gerekli olmayan şey günahtır demişti. | Open Subtitles | أمّا فيما يتعلق بالنموذجيّة فهناك حكيم قال ذات مرّة أن الخطيئة موجودة في الأشياء غير الضّرورية |
bilge bir adam bana daha önce şöyle demişti: "Hiçbir haham kimseyi kurtaramaz" | Open Subtitles | أخبرني رجل حكيم ذات مرة أنه ليس هناك حاخاما يمكنه حماية أحد |
bilge bir adam bana daha önce şöyle demişti: "Hiçbir haham kimseyi kurtaramaz" | Open Subtitles | أخبرني رجل حكيم ذات مرة أنه ليس هناك حاخاما يمكنه حماية أحد |
bilge bir arkadaşım bir keresinde bana, asıl önemli olan parayı değil, hayatını nasıl harcadığındır demişti. | Open Subtitles | أي صديق حكيم أخبرَني هو مرّة لَيسَ المهم هكذا تَصْرفُ مالَكَ، لكن كَمْ تَصْرفُ حياتَكَ. |
Savaş ne kadar zorsa zafer o kadar tatlıdır. bilge bir adam, bana bu dünyada sadece bir kural olduğunu söylemişti... | Open Subtitles | رجل حكيم أخبرني ذات مرة أنه هناك قاعدة في هذا العالم |
Ama koçum çok bilge bir adamdı bana basketbolun bir oyundan daha fazla şey ifade ettiğini izin verirsem beni iyileştirecek bir güce sahip olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكن مدربى كان رجل حكيم وقال لى ان كرة السلة اكثر من لعبة انها لها القدرة على تدميرى اذا تركتها |
Yaşayıp, büyük babası gibi bilge bir adam olabileceğini söylemiyor. | Open Subtitles | لكنها لم تقول انه سيعيش حتي يصبح عجوز حكيم مثل جدّه. |
bilge bir adam hepimizin birer yanlış anlama olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كان هناك رجل حكيم قال مره : نحن كلنا مجرد سوء تفاهم |
bilge bir adam zamanında şöyle yazmış; "Onu bu gece göremedim, ondan vazgeçmeliyim." | Open Subtitles | رجل حكيم كتب مرة لا أستطيع رؤيتها الليلة يجب أن اسلمها |
Çünkü bilge bir adam dedi ki... "Müziksiz bir hayat hatadır." | Open Subtitles | لأنه ثمة رجل حكيم قال مرة أن الحياة بدون موسيقى ستكون خاطئة |
Biliyorum, çünkü bunu bana çok bilge bir Türk söyledi. | Open Subtitles | و لم يستجب لها. أنا أَعْرفُ لأن هذا التركي الحكيم كبير السن أخبرَني. |
Ama para istiyorsan bir zamanlar bilge bir adamın söylediğini yapmalısın: | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تريد المال، يجب عليك أن تفعل ما الرجل الحكيم قال ذات مرة: |
Eksiksiz ve bilge bir lider olmak istiyorsan Güç'e olan bakış açını genişletmelisin. | Open Subtitles | ان كنت تتمنى ان تصبح كاملاً . وقائداً حكيماً فعليك ان تتقبل وجهة نظر اكبر من القوة |
bilge bir kadın bana kocama aşık olabileceğimi, fakat aynı zamanda onu sevmem gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | امرأة حكيمة قالت لي ذات مرة أنه بإمكانك أن تحبي زوجك ولكن يجب عليك أن ترغبي به |