"bilgisayarlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكمبيوتر
        
    • الحواسيب
        
    • حواسيب
        
    • الحاسوب
        
    • الكمبيوترات
        
    • الحاسبات
        
    • الحواسب
        
    • حاسبات
        
    • كمبيوتر
        
    • الكومبيوتر
        
    • والحواسيب
        
    • الحاسب
        
    • كمبيوترات
        
    • الكومبيوترات
        
    • حاسب
        
    bilgisayarlar gelmiş geçmiş her bir şeyden daha hızlı şekilde ileriye gidiyor. TED تتحسن أجهزة الكمبيوتر أسرع من أي شيء آخر من أي وقت مضى.
    Genellikle, bilgisayarlar tarafından uygulansa da biz insanların da algoritması vardır. TED في العادة، تنفذ الخوارزميات باستخدام الحواسيب ولكننا كبشر لدينا خوارزميات أيضًا.
    Süper bilgisayarlar da büyük modeller çalıştırıyoruz; benim yaptığım da bir bu. TED نحن نشغل نماذجا عملاقة على حواسيب السوبر كومبيوتر. وهذا ما أفعله أنا.
    Şapka ve ayakkabılar çıksın, lütfen. bilgisayarlar da çanta dışında olsun. Open Subtitles أخلعوا الأحذية والقبعات، رجاءّ الحاسوب المتنقل يجب أن يكون خارج الحقيبة
    bilgisayarlar beni yavaşlattığından kağıdı tercih ediyorum, ama tüm bu yorumları beklemiyordum. Open Subtitles الكمبيوترات تبطأنى، لذا افضل الورق لكنى لم اكن اتوقع كل تلك التعليقات
    Binlerce yıl öncesinden kalan binaların izleri belirlenebilir ve bilgisayarlar yardımıyla haritaları oluşturulabilir. Open Subtitles بقايا البنايات من خالال تتبع آلاف السنوات الماضية وخرائط لهم أنتجتْ بمساعدة الحاسبات
    bilgisayarlar önce orduda kullanıldı, sonra maliye bakanlığında. TED بداية الحواسب كانت تستخدم في المدفعية, ثم لمصلحة الضرائب.
    Görünen o ki, bilgisayarlar görüntü tanımada sinir ağları gibi algoritma öğrenen makineler sayesinde, hızla daha iyiye gidiyorlar. TED وكما تبيّن لاحقًا، فإن أجهزة الكمبيوتر تصبح أفضل في التعرف على الصور بفضل خوارزميات تعلم الآلة، مثل الشبكات العصبية،
    Bu evrendeki en geniş veri havuzudur. Bu veri havuzu onları depolayabileceğimiz bilgisayarlar inşa edebilmemizden daha hızlı büyür. TED هذا واحد من أكبر قواعد البيانات على هذا الكوكب وهو ينمو بسرعة أكبر مما يمكننا بناء أجهزة الكمبيوتر لتخزينه.
    Her ikisi de muhteşem ve arada ortaya çıkan bilgisayarlar hariç, neredeyse aynı. TED كليهما رائعة ومتشابهة إلى حد كبير، عدا الذي حدث فيما بين أجهزة الكمبيوتر.
    bilgisayarlar ile eski bilimler içinde aklınıza gelebilcek en büyük dönüşümü yaşadık. TED فقد حصل تغير كبير لا يمكن تصوره في موضوع الحسابات بسبب ظهور الحواسيب
    Ve bu, bazı şeyler vardır ki insanlar için kolay ama bilgisayarlar için gerçekten de zordur fikrine dayanıyor. TED وهي قائمة على افتراض أساسي بأن هناك أشياء معينة سهلة على الأشخاص، وصعبة حقا على الحواسيب.
    Ve size bu bilgisayarlar için gerçekten para veriyorlar. TED و هم في الواقع سوف يدفعوا لك مال مقابل هذه الحواسيب
    Bu süreci çok daha çabuk gerçekleştirebilecek, daha hızlı bilgisayarlar üretmek için artık bu programları kullanıyoruz. TED ونحن الآن نستخدم تلك البرامج لإنتاج حواسيب أسرع بكثير بحيث نستطيع إجراء تلك العمليات بسرعةٍ أكبر.
    Günümüzde bilgisayarlar o kadar müthiş ki, aslında ne kadar korkunç olduklarını fark etmiyoruz. TED حواسيب اليوم مذهلة جداً لدرجة أننا نفشل في ملاحظة كم هي سيئة.
    Bilgisayar kullanarak uzmanlık kazanmak kolaydır; çünkü bilgisayarlar size aynı videoyu 5 defa göstermekten yorulmaz. TED الإتقان من السهل تحقيقه باستخدام الحاسوب، لأن الحاسوب لا يتعب من عرض نفس الفيديو خمس مرات متتالية.
    Bunu duyduktan sonra düşündüm ve dedim ki, neden bu bilgisayarlar sese karşı duyarlı değiller? TED وكان ذلك الوقت الذي كنت أتساءل فيه لماذا لا يستجيب الحاسوب للصوت
    Bu daha hızlı bilgisayarlar yapmak için daha hızlı bilgisayarlar kullanılıyor olmasının sonucu. TED هذا نتيجة الكمبيوترات الأسرع المستخدمة في صنع كمبيوترات أسرع منها.
    Avrupa'daki tüm bilgisayarlar X.25 protokolüyle konuşur. Open Subtitles جميع الكمبيوترات الأوربية متصلة بشبكات 25
    Şimdi bana 10 yıl sonra bilgisayarlar için geçerli olacak bir şey söyleyin. Open Subtitles الان، أخبروني شيئاً واحداً سيصبح حقيقة عن الحاسبات بعد 10 سنوات من الان
    bilgisayarlar rahatlıkla kullanabileceğimiz araç-gereçlere dönüştüler ve kazandıkları birçok işlevle o dönemde daha etkili hale geldiler. TED واصبحت الحاسبات أدوات و حصلوا على المزيد من الأدوات التي يمكنهم استخدامها و أصبحت أكثر فاعلية خلال ذلك الوقت
    bilgisayarlar sadece birer makine... Düşünemezler. Open Subtitles فرغم كل شئ الحواسب مجرد آلات لا يمكنها التفكير
    Medeniyeti köleleştirmeye çalışan... cyborg bilgisayarlar. Open Subtitles أجـهزة حاسبات السايبورج التي سَتُحاولُ إسْتِعْباد الحضارةِ.
    Bir bilgisayar laboratuvarında, fotoğraf ve videolarla gören bilgisayarlar üzerine çalışıyorum. TED أجري أبحاثي في مختبر علوم كمبيوتر وهي تهدف لجعل الكمبيوتر يبصر من خلال الصور والفيديو.
    bilgisayarlar göstermesi gerekenlerin yarısını göstermiyor. Open Subtitles اجهزة الكومبيوتر لا تسجل نصفماالمفترضانتسجله.
    Yani cep telefonları, para çekme makinaları uydular ve bilgisayarlar. Open Subtitles وهذا يعني كل الهواتف النقالة، القمر الصناعي، أجهزة الصرف، والحواسيب
    Licklider, anlayış ve karar verme yolunu hazırlayacak tüm rutin işlerin bilgisayarlar tarafından yapıldığını öngördü. TED تنبأ ليكليدر بأن أجهزة الحاسب تستطيع عمل جميع الأعمال الروتينية المطلوبة لإعداد الطريق للأفكار وصناعة القرارات.
    Şirketler neyi bilmenizi istiyorlarsa bilgisayarlar onu söyleyecektir. Open Subtitles كل تلك الكومبيوترات ستخبرك بما تريدك الشركات ان تعرفه
    İki Van de Graaff hızlandırıcımız, kendi kiklotronumuz ve paranın alabileceği en iyi bilgisayarlar var. Open Subtitles معالجي سرعة و سيكلوترون خاص بنا وأفضل حاسب يمكن للأموال أن تشتريه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more