"biliyordun" - Translation from Turkish to Arabic

    • تعرف
        
    • تعلم
        
    • عرفت
        
    • تعرفين
        
    • علمت
        
    • تعلمين
        
    • عرفتِ
        
    • علمتَ
        
    • عَرفتَ
        
    • عرفتي
        
    • علمتي
        
    • عرفتَ
        
    • علِمت
        
    • عرفتى
        
    • على علم
        
    Evet ama verebileceği tek cevabın yaptığı şey olacağını da biliyordun. Open Subtitles لا و لكنك تعرف انه لن يجيب الا بالطريقة التى تعرفها
    Madem senin hakkında yine yazacağımı biliyordun, bütün bunlar niye? Open Subtitles إذا كنت تعرف أننى سأكتب عنك فلماذا فعلت كل ذلك؟
    - Kötü bir şey olduğunu bilmiyordum. - Bira olduğunu biliyordun. Open Subtitles أنا لم أعرف أن بها شرا لقد كنت تعلم أنها بيرة
    Birisini öldürdüğünü gördün... ve seni de öldürmesinin... pekâlâ mümkün olduğunu biliyordun. Open Subtitles وقد رأيته يقتل احدهم وقد عرفت انه في امكانه ان يقتلك أيضا
    Ama sana yedinci sınıftan beri aşıktım bunu biliyordun değil mi? Open Subtitles ولكنك تعرفين أنني كنت هائم بكِ منذ الصف السابع أليس كذلك؟
    Pekâlâ, dört saat erken geldin ve ders çalıştığımı biliyordun. Open Subtitles انت هنا مبكِّراً بـ4 ساعات و علمت أنني سأكون أدرس
    Çok öfkeli görünüyorsun. Oraya gitmeni istemediğimi biliyordun, ama göz göre göre gittin. Open Subtitles تعلمين أننى لا أريدكِ أن تهذبين إلى هناك لكنكِ ذهبتِ رغماً عن ذلك
    Neredeler? Bu kitabı okumaya başladığın andan beri bununla bir şeyler yapabileceğimi biliyordun. Open Subtitles مِن اللحظة التي بدأت بقراءة هذا الكتاب تعرف بأنه يمكنني عمل شيء به
    Sen benim bu hastane ve Tanvi ile ne hayaller kurduğumu biliyordun. Open Subtitles أنت تعرف جيداً أننى لدى الكثير من الأحلام بخصوص تانفي وهذه المستشفى
    Ama çocuğu tanıyordun; gösterilerini izledin. Tahminim, onu nasıl büküp kutuya koyacağını biliyordun. Open Subtitles لكنك تعرف الفتى وتتابع عروضه وأظن أنك عرفت كيف تطويه وتضعه في صندوق
    Onu aldığımız ilk dakikadan beri bu şekilde sonlanacağını biliyordun. Open Subtitles منذ أن أخذناه , كنت تعلم بأن الأمور ستنتهي هكذا
    "O geziye gidemeyeceğini biliyordun ama ona bunu iki haftadır söyleyemedin." Open Subtitles كنت تعلم أنك لن تذهب الرحله قبل اُسبوعين و لم تخبره
    Yani, sabote edeceğim şeyleri biliyordun ve ben hepsini batırdım. Open Subtitles اعني , انت تعلم , انا أخرّب الامور و اُفسدها
    Birisini öldürdüğünü gördün... ve seni de öldürmesinin... pekala mümkün olduğunu biliyordun. Open Subtitles وقد رأيته يقتل احدهم وقد عرفت انه في امكانه ان يقتلك أيضا
    - Burada yılan olduğunu biliyordun! - Hoş bir sürprizdi. Open Subtitles عرفت انه كان يوجد أفاعي هنا لقد كانت مفاجئة لطيفة
    Kafayı çekmesini biliyordun ama. İçmeye gelince iyi. Open Subtitles أنت تعرفين ما يكفى لكى تثملى أنت مؤهلة تماماً لذلك
    Eminim ardıç yumurtalarını ve böğürtlenlerini nerede bulabileceğini biliyordun. Open Subtitles أراهن أنكِ كنتِ تعرفين اين تبحثين عن بيض الحمام والتوت البرّي
    Her zaman bir model olmak istediğimi biliyordun... ve buna rağmen işi aldın. Open Subtitles علمت بأني دائما ما رغبت أن أكون عارضة أزياء وقبلت بالعمل بكل الأحوال
    Nerde oldugunu biliyordun, çünkü Birlesik Devletler'e getirdigi kisi sendin. Open Subtitles علمت أين كان، لأنك الشخص الذي كان يعيده إلي البلاد.
    Sen ve ben, imkansızdı, imkansız olduğunu sen de biliyordun. Open Subtitles لم تكن هناك فرصة أبدا للنجاح بيننا أنت تعلمين ذلك
    Kocanın silaha merakı olduğundan, seri numarasını kazıman gerektiğini biliyordun. Open Subtitles طالما أن زوجكِ مثل متحمّس مسدس، عرفتِ بمسح الرقم التسلسلي
    O lanet kitaptan alıntı söylediğinde bu işin riskli olduğunu biliyordun. Open Subtitles لقد علمتَ بوجود مخاطر عندما اقتبست ذلك الهراء من ذاك الكتاب
    Blaisdell'ın, Port James'dan geldiğini biliyordun, değil mi? Open Subtitles عَرفتَ َ بليسديل في ميناء جيمس، أليس كذلك؟
    -Tabiiki.. -Bir yıl önce,Tam olarak gerçeği biliyordun, Ve bir seçim yaptın. Open Subtitles قبل عام واحد من اليوم, أنتي عرفتي الحقيقة و أقدمتي علي خيار.
    Söylenti doğru değilmiş. Elbette, sen bunu önceden biliyordun, değil mi? Open Subtitles اتضح ان الاشاعة زائفة لاحقا لقد علمتي بهذا,اليس كذلك؟
    Tabancanın ağırlığından boş olduğunu biliyordun, değil mi? Open Subtitles عرفتَ من ثقل المسدس أنه كان فارغاً، صحيح؟
    biliyordun ama yine de peşime düştün çünkü benimle bir ilişkin olsun istiyorsun. Open Subtitles علِمت ذلك و مازلت سعيت إليْ. لأنك تريد شيئاً معي.
    Demek bunların olacağını biliyordun? Open Subtitles ـ إذاً عرفتى ما كان سيحدث؟ ـ لم أكن أعرف
    Bir daha hayatta yıkanmam. Ve sen bunu biliyordun! Open Subtitles لن اقوم بالاستحمام مرة اخرى كنت على علم بهذا طوال الوقت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more