| Bay Russell üç gece önce öldü. bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك تريد أن تعرف أن السيد روسيل قد مات منذ 3 ليال |
| bilmek istersin sanırım, ayyaş şapşallar seni yarışa çağırıyor. | Open Subtitles | إعتقدت أنك تريد أن تعرف أحمق سكران يناديك بالخارج |
| Anette'le aramda neler geçtiğini bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تصورت أنك تريدين أن تعرفي ماحدث بيني وبين آنيت |
| Neyse, nasıl sonuçlandığını bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | على اي حال ظننت انك ترغبين بمعرفة كيف حل كل شيء |
| Neyse, bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك قد ترغب بمعرفة هذا بكلّ الأحوال. |
| Sadece dün 20 kilo bulduğumu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تود أن تعرف أنني وجدت عشرون كادر بالأمس درجة السحر |
| Belki bilmek istersin diye düşündüm, çalıntı araçları ve askeri teknolojileri Los Angeles limanında ele geçirdik. | Open Subtitles | توقعت أنك تريد أن تعرف أننا إستعدنا السيارات المسروقة والتكنولوجيا العسكرية المسروقة فى ميناء لوس أنجلوس |
| Seni orada görünce olur da bir gün tesadüfen karşılaşırsın diye dışarıda bir yerlerde bir çocuğunun olduğunu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد صادفتك تقف هناك فظننت انه ربما تريد أن تعرف أنه سيكون لك طفل يوماً ما |
| Yeni test deneklerimiz olduğunu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنك تريد أن تعرف أن لدينا عنصرين جديدين للإختبار |
| Kim olduklarını bilmek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | -ألا يبدون مشتبهين بالنسبة لك ألا تعتقد أنك تريد أن تعرف من هم ؟ |
| İçeri girmeden bilmek istersin dedim. | Open Subtitles | ظننت أنك تريد أن تعرف هذا قبل أن تدخل |
| Gerçek annenin kaçtığını bilmek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، لقد اعتقدتُ نوعاً ما أنّكِ تريدين أن تعرفي أنّ أمّكِ الحقيقية هربت |
| Ben de bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا فكّرتُ أنّك قد ترغبين بمعرفة ذلك |
| Cynthia'nın nasıl öldüğünü bilmek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، ظننتُك قد ترغب بمعرفة كيفيّة وفاة (سينثيا). |
| Belki bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنك ربما تود أن تعرف ماهية النسيج البني الفاتح |
| Yeni bilgiler edindiğimizi bilmek istersin dedim. | Open Subtitles | أعتقدت بأنّك تريدين معرفة المعلومات الجديدة التي حصلنا عليها |
| Polisin gelip seni sorduğunu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك قد تريد معرفة أن الشرطة أتت وسألت عنك. |
| bilmek istersin diye düşündüm: Arabanın bagajında bulduğunuz saç tellerini karşılaştırdım. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تريد أن تعلم لقد فحصت الشعر الذي وجدناه على صندوق السيارة |
| Ayrıca bayanın gözlerini istemeden verdiğini bilmek istersin dedim. | Open Subtitles | و أعتقد أنك تحب أن تعرف أن الضحية تخلت عن عيناها بغير رغبة |
| Belki bilmek istersin... bölgeden bir kanun adamı eksilecek. | Open Subtitles | ظننت أنك تود معرفة أنه سيرحل أحد رجال القانون عن المنطقة |
| Anna'yı sevdiysen, kim olursa olsun, bunu yapanı bilmek istersin. | Open Subtitles | اذا كنت تحب (انـّا) يجب عليك معرفة من القاتل (جيك) مهما تكن هوية ذلك القاتل من اجلها |
| Her neyse, düşündüm de, artık bir kız arkadaşım olduğunu bilmek istersin. | Open Subtitles | لذا على أي حال ، إعتقدتُ أنّكِ يجب أن تعرفِ أنّ لديّ خليلة الآن |
| Sanırım bugün iyi geçtiğini bilmek istersin. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك تودين أن تعرفي بان كل شئ سار على ما يرام اليوم |
| Annenin naklinin tamamlandığını bilmek istersin sanırım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّك تريد المعرفة نقل أمّك كامل. |