Ama benim işim böyle birşeyin olmasını önlemek. | Open Subtitles | انظر, مهمتى هى التأكد من ان اى شىء من ذلك سيحدث لك |
"Propan"lı birşeyin nerde olduğunu sordu? | Open Subtitles | سألها عن الغاز... شىء من هذا القبيل |
Hiç birşeyin önemi yok. - Çok geç. | Open Subtitles | لا شىء من هذا يهم - تأخرت كثيراً - |
Şimdi soru şu: Hiçbir şeye değmeyen birşeyin nerede olduğunu nasıl bilinebilir? | TED | فالسؤال هو: كيف يمكن لشيء لا يرتكز علي أي شيء أن يعرف أين هو نفسه؟ |
Ve bu, çok özel birşeyin oyunlarda olmasına izin veriyor. | TED | و هذا يسمح لشيء خاص جداً من أن يحدث في الألعاب. |
Bu harika bir olayın başlangıcı olacak... ya da benim anlamayacağım birşeyin sonu olacak. | Open Subtitles | هذا سوف يكون البداية لشيء جميل أو النهاية لشيء لم يكن من المفروض أن يحدث |
Benim için birşeyin var mı? | Open Subtitles | -ألديك شىء من إجلي؟ |
Gördüğün gibi, Dorrie artık olmayan birşeyin peşindeki boş arayışının kurbanıydı. | Open Subtitles | أنت تعلمين ، دوري كانت الضحية لبحثها العقيم لشيء لم يعد موجوداً. |
Olmamış birşeyin fotoğrafını çekemezsin, Ronald. | Open Subtitles | لا يمكنك إلتقاط صور لشيء لم يحدث يا رونالد |
Umarım bu, çok büyük birşeyin başlangıcı olmuştur. | Open Subtitles | كنت آمل أن تكون بداية لشيء أكبر من ذلك بكثير. |
Ama eğer bu ölüm benim ilçemde olan birşeyin sonucuysa.. | Open Subtitles | لكن إذا كانت هذه الوفاة هي النتيجة لشيء ٍحدث في مقاطعتي |
Üstelik, onlar daha büyük yeni birşeyin peşindeler. | Open Subtitles | الى جانب أنهم يخططون لشيء آخر وجديد، شيءٌ كبير |
Sahip olmadığın birşeyin parasını ödemek pek adil değil. | Open Subtitles | ليس من الصواب أن ندفع لشيء لا نمتلكه |
Robyn onlarla hapiste tanıştığını söyledi ve büyük birşeyin peşindelermiş. | Open Subtitles | قالت روبين أنها عرفتهم في السجن وأنهم يحضرون لشيء كبير . |