"bir şansım" - Translation from Turkish to Arabic

    • لدي فرصة
        
    • على فرصة
        
    • فرصة أخرى
        
    • فرصة واحدة
        
    • هنالك فرصة
        
    • لدي خيار
        
    • لديّ خيار
        
    • لدينا فرصة
        
    • فرصة في
        
    • لديّ فرصة
        
    • لي الفرصة
        
    • سأحظى بفرصة
        
    • أيّ خيار
        
    • واتتني الفرصة
        
    • لدى الفرصه
        
    Bir fobi terapisti olarak söylüyorum, sanırım onunla hâlâ bir şansım var. Open Subtitles أنا فقط أقول بصفتي معالج فوبيا أعتقد أني لازال لدي فرصة معها
    - Ben 18 yaşındayım ve başka bir şansım olmayabilir. Open Subtitles ليزا، لا اريد ان اخسره انا في الثامنة عشر ربما لا يكون لدي فرصة اخرى ابدا
    Benim hiç ikinci bir şansım olmaz. Bu sefer ne oldu? Open Subtitles لا أحصل على فرصة ثانية مطلقاً فما الذي حصل هذه المرة؟
    Ardından kendimi korkunç hissettim, bir şansım daha olduğunu düşündüm. Open Subtitles ثم شعرت بالسوء إعتقدت انه ربما سيكون لدينا فرصة أخرى
    bir şansım olduğunu ve mahvettiğimi biliyorum. Open Subtitles أعرف أني كانت لدي فرصة واحدة وأنا أفسدتها، حسنا؟ نعم، ولقد بُرئ
    Belki daha önceleri bir şansım olabileceğini düşünecek kadar aptaldım. Open Subtitles ربما لاني كنت غبيا من قبل لأظن أن هنالك فرصة
    Ve onlara bu durumu fark etmeniz durumunda... isteğinizi yerine getirmekten başka bir şansım kalmayacağını da söylemiştim. Open Subtitles لقد أخبرتهم أيضا إذا وجدته فلن يكون لدي خيار إلا تمديد يدّي ومنحك أمنيتك
    Başka bir şansım olsun isterdim. Bu senin için zor oldu biliyorum. Open Subtitles حسناً,أتمنى لو كان لديّ خيار آخر أعلم بأن هذا كان صعباً عليك
    Ama şimdi yeni bir şansım var. Bileti geri alabilir miyim? Open Subtitles لكن الآن لدي فرصة جديدة أيمكنني الحصول على التذكرة، رجاءاً؟
    Ama şimdi yeni bir şansım var. Bileti geri alabilir miyim? Open Subtitles لكن الآن لدي فرصة جديدة أيمكنني الحصول على التذكرة، رجاءاً؟
    Doktor, hemen çıkmalıyım. Hala bir şansım var. Open Subtitles أنت لا تفهم أيها الطبيب، يجب أن أخرج حالاً ربما مازالت لدي فرصة
    Hey ahbap, bırak da onunla ben dans edeyim. Ondan hoşlanıyorum ve sanırım bir şansım var. Open Subtitles لا, لا, يا صاح, دعني أرقص مع هذه الفتاة إنها تروقني و أظن أن لدي فرصة
    Ben su getireyim. İnanırlarsa bir şansım var demektir. Open Subtitles . سأحصل على الماء إذا صدقوني ، فسأحصل على فرصة
    Eğer baş başa kalabilseydik bir şansım olabilirdi. Open Subtitles لوأمكننيإصطحابهابمفردي، لكنت قد حزت على فرصة
    Bir daha böyle bir şansım hiç olmayacak. Open Subtitles لكنّي لن أحصل على فرصة مثل هذه ثانية أبدا.
    Başka bir şansım olursa, aynı hatayı tekrar yapmayacağım. Doone'lara ne zaman saldıracaksınız? Open Subtitles إن مُنحتُ فرصة أخرى لن أرتكب نفس الخطأ ثانية
    Şimdi hala ailem olması için bir şansım var ve senin gibi birini kaybetmek anlamına bile gelse bunu kaçırmak istemiyorum. Open Subtitles والآن لدي فرصة واحدة لكي تظل لدي عائلة، ولن أدعها تفلت مني. حتى لو كان هذا يعني خسارة أشخاصٍ مثلك.
    - Başka bir şansım olmayacağını sen söylemiştin. Open Subtitles لقد قلتِ بنفسك لن تكون هنالك فرصة أخرى
    - Ona ihanet etmek içimi yiyor ama görüşüme göre, başka bir şansım yok. Open Subtitles و يؤلمني أن أخونه, لكن, من وجودي هنا, ليس لدي خيار آخر,
    Başka bir şansım olmadığına inanmayı çok istiyorsun değil mi? Open Subtitles تحاول بائساً الأيمان بذلك ، أليس كذلك؟ بأنّي لم يكن لديّ خيار آخر.
    Bir ay içinde alınır mı bilmiyorlar. Alınırsa o zaman bir şansım olabilir. Open Subtitles بغضون شهر، إنهم يعلمون إذا تناولته، ربما سيكون لدينا فرصة.
    Yani hala uluslararası haberlerde bir şansım var. Open Subtitles أقصد، لا تزال لديّ فرصة في مكتب الأخبار القوميّة.
    Evet, yine de senden bir tavsiye alabilirsem, bunda bir şansım olabilir. Open Subtitles لوحصلتعلىتوصيةمِنك ، فهذا معناه أن لديّ فرصة
    Tüm hayatımı saklanarak geçirdim, kendi kızımı bilmek iin bir şansım var. Open Subtitles قضيت كل حياتي مختبىء لم تسن لي الفرصة بأن اتعرف على أبنتي
    Ve ikinici bir şansım olacak mı bilmiyorum ama hakettiğime inanmalıyım. Open Subtitles و لا أعلم إن كُنت سأحظى بفرصة ثانية لكنيجبأن أؤمن... أننيأستحقواحدة.
    Seni tanımaktan başka bir şansım var mı seni küçük şımarık fahişe? Open Subtitles ألديّ أيّ خيار سوى معرفتُكِ ! أيتها المُنحطّة الصغيرة
    Sonunda böyle bir şansım oldu ve bir parmağımı uçurdum. Open Subtitles و واتتني الفرصة فتكون النتيجة فقداني لأصبع قدمي
    Kendimi yeniden keşfetmek için bir şansım var. Open Subtitles أنا لدى الفرصه لإعاده تجديد ذاتى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more