"bir şansımız" - Translation from Turkish to Arabic

    • لدينا فرصة
        
    • فرصة واحدة
        
    • لدينا فرصه
        
    • على فرصة
        
    • لدينا الفرصة
        
    • لدينا خيار
        
    • لدينا أي فرصة
        
    • فرصة سانحة
        
    • على فرص
        
    • نحظى بفرصة
        
    • نجد فرصة
        
    • محاولة واحدة
        
    • هُناك فرصة
        
    • نملك فرصة
        
    • نحظى بفرصةٍ
        
    Ve bu bir kez olduğunda sentetik kromozomlarla da aynı şeyi yapabilmek için gerçekten bir şansımız olduğunu düşündük. TED وعرفنا بأنها ما تم معرفة ذلك فإنه لدينا فرصة حقيقية أذا تمكنا من صنع كروموسومات صناعية لصناعة مورثات صناعية.
    Onun aracılığıyla Wallace'ı bulmak için daha iyi bir şansımız var. Open Subtitles ولكن لدينا فرصة أن نجد والاس عن طريقها وهي في الخارج
    Bu lanet savaşı kazanmak için belki bir şansımız olabilir. Open Subtitles وربما ربما لدينا فرصة فحسب بالإنتصار في هذه الحرب اللعينة
    Unutmamamız gereken en önemli şey tek bir şansımız olduğu. Open Subtitles وأهم شيء للتذكر أن لدينا فرصة واحدة لهذا
    bir şansımız olabilir. Geminin arkasına gidin. Open Subtitles ربما لدينا فرصه اريدكم جميعا خلف السفينة
    Ailemiz için ikinci bir şansımız oldu ve her şey mükemmel olsun istiyorum. Open Subtitles حصلنا على فرصة أخرى لأجل عائلتنا و أريد أن يكون كل شيء كاملاً
    O zaman distopyan, kıyamet sonrası bir yaşam için makul bir şansımız olabilir. Open Subtitles حسنا، عندها ستكون لدينا فرصة معقولة لشكل بائس من أشكال الحياة مابعد الكوارث.
    Yani bir şansımız var, dünyanın o köşesinde yeni bir gelecek yaratmak için. TED لذلك لدينا فرصة لبناء مستقبل جديد في ذلك الجزء من العالم،
    bir şansımız var, gidip oranın geleceğinin dünyaya açık olduğunu düşünmek için. TED لدينا فرصة للتفكير بالمستقبل كشيء منفتح على العالم.
    Nereye gittiğimizi bilseydik, bir şansımız olabilirdi. Open Subtitles لو عرفنا إلى أين نذهب ربما ستكون لدينا فرصة
    Şu dergiyi bırak ve beni dinle. Sadece tek bir şansımız var. Open Subtitles بربّك يا بوبى, ضع المجلة بعيداً و إنتبه ربما لدينا فرصة واحدة فى هذا
    Ne kadar yol aldığımıza bakın. bir şansımız var. Open Subtitles أنظر كم قطعنا من المسافة حتى الآن لدينا فرصة
    bir şansımız var. Nöbetçi öbür uca gittiğinde, dışarı çıkabilirsiniz. Open Subtitles فرصة واحدة , عندما يذهب الحارس إلى النهاية البعيدة يمكنك تحريك الرجال للخارج
    Tek bir şansımız var. Nöbetçi öteki uca gittiğinde dışarı çıkabilirsiniz. Open Subtitles فرصة واحدة , عندما يذهب الحارس إلى النهاية البعيدة يمكنك تحريك الرجال للخارج
    Ne yaptığını falan öğrensek bir şansımız olur Open Subtitles إذا كنا نعرف أين يذهب أو ماذا يفعل سيكون لدينا فرصه
    Almanya'nın mazlum halkıyla olan birlik beraberliğimizi göstermek için bir şansımız var. Open Subtitles لقد حصلت على فرصة هنا لإظهار تضامننا مع الشعب المظلوم من ألمانيا.
    Maddenin yoğunluğu sonsuz değil ve bütün süreci tutarlı bir şekilde denklemler ile tanımlamak için bir şansımız var. TED مصير المادة محدود , و لدينا الفرصة لجملة منتظمة من المعادلات التي تصف العملية برمتها
    Ama şimdi bana güvenmeniz gerekiyor. Çünkü başka bir şansımız yok. Open Subtitles لكنّي أريدكم أن تثقوا بي الآن، لأنّه ليس لدينا خيار آخر.
    Bunda asla başka bir şansımız olmayacak, tamam mı? Open Subtitles لن يكون لدينا أي فرصة أخرى في هذا الأمر، حسناً؟
    Duruşmaya gitmeme gibi bir şansımız var mı? Open Subtitles هنالك فرصة سانحة لعدم ذهابنا إلى المحكمة ؟
    Hayatta her zaman ikinci bir şansımız olmaz Rossi. Open Subtitles لا نحصل دائما على فرص ثانية في الحياة روسي
    Gizemli Ada'ya gitmeyi başardık. Bu hayatta bir şansımız olabilirdi! Open Subtitles نجحنا بالوصول للجزيرة الغامضة وكان يمكن أنْ نحظى بفرصة للحياة
    Şimdi bir şey yapmazsak, başka bir şansımız olmayabilir. Open Subtitles إذا لم تفعلها الآن نحن قد لن نجد فرصة آخري
    Bunda yalnız bir şansımız kaldı. Ne fark edecek ki? Open Subtitles لدينا فقط محاولة واحدة لهذا مالفرق الذي يمكن أن يحدث ؟
    Kapatma. Onlara hâlâ bir şansımız olduğunu söyle. Open Subtitles لا تُغلق الخط، قلْ لهم أنّه لا تزال هُناك فرصة.
    An azından buradan canlı çıkmak için elimizdekinden başka bir şansımız daha var. Open Subtitles على الأقل نحن الآن نملك فرصة واحدة للخروج من هنا أحياء
    Şu anda gitmezsek başka bir şansımız olmayabilir. Open Subtitles اذ لم نغادر في هذه اللحظه, فربما لن نحظى بفرصةٍ أخرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more