Gemini indirmeyi dene Kaptan Hâlâ bir şansınız olabilir. | Open Subtitles | حاول أن تهبط بسفينتك, أيها القائد لا بد و أن تكون هناك فرصة ما |
bu devasa arşivi eğer küçük alt gruplara ayırabilirseniz, ve en alt gruplarda da aynı içeriklerin yer almasını sağlarsanız, başarı için bir şansınız olacaktır. | TED | إذا قمت بتقسيم هذا الأرشيف الضخم إلى مجموعات فرعية أصغر حيث المجموعات الفرعية الأصغر تتشارك في ميزات مماثلة، ثم أن هناك فرصة للنجاح. |
Buradaki durumu biliyorum ve hiç bir şansınız yok. | Open Subtitles | إننى أعرف الوضع و ليست هناك فرصة |
Bana düşmez ama iyi bir arkadaş bu işlere karışmaz. Eğer ayrılırsanız bir şansınız var, fazla değil ama var. | Open Subtitles | إذا افترقتما عن بعضكما فسيكون لديكم فرصة ليست فرصة كبيرة جونى و لكن فرصة |
Daha önce bir şansınız olduğunu sanmıyordum. Ama Güç Asâsı için burada olduğunuz çıkarımını yapıyorum. | Open Subtitles | لم أظن أن لديكم فرصة بهزيمته سابقًا، لكني أستنتج أنكما هنا طلبًا لقضيب القوّة. |
Efendim, doğru şifreyi söylemek için bir şansınız kaldı. | Open Subtitles | سيدي ، لديك فرصة أخرى لإدخال كلمة المرور الصحيحة. |
Öte yandan laf dinlersen buradan sağ çıkmanız için bir şansınız olabilir. | Open Subtitles | بينما... إذا ما تعاونت معنا... هناك فرصة جيدة لأن تبقيا أنتما الإثنين حيين بعد هذا |
Üçüncü bir şansınız olmayacaktır. | TED | لن تكون هناك فرصة ثالثة. |
Ve hala bir şansınız Olabilir. | Open Subtitles | وربما تظل هناك فرصة لكم |
İkinci bir şansınız asla olmaz. | Open Subtitles | ليس هناك فرصة ثانية. |
İçimden bir ses kafanın içindeki bir mazoşist sesin seni Caroline ile hâlâ ufak da olsa bir şansınız olduğuna ikna etmeye çalıştığını söylüyor. | Open Subtitles | أشعر أن ثمّة صوت مؤذٍ للذات داخل عقلك يحاول إقناعك... بأنّه ما تزال هناك فرصة معقولة لعودة علاقتك بـ (كارولين). |
Çocuğunuzu kurtarmak için bir şansınız varsa hatta küçük bir şans bile varsa, bunu yapın. | Open Subtitles | ، إن كان لديكم فرصة لإنقاذ إبنتكم حتى إن كانت ضئيلة ، فـانتهزوها |
Belki bir şansınız olabilir, tabi eğer araba hırsızlığı için suçlamada bulunursanız. | Open Subtitles | ربّما يكون لديكم فرصة بهذا، إذا لم تكن تمانع اتّهامه بالسرقة |
Şimdi, şehrin dışına çıkın ve belki bir şansınız olur. | Open Subtitles | الآن , خروجكم من المدينة قد تكون لديكم فرصة |
Ve ikinci bir şansınız olsaydı... şöyle sorardınız... | Open Subtitles | ...و إذا كان لديك فرصة أخرى كنت ستسأل لماذا ؟ لماذا أي شيء ؟ |