"bir anahtar" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنه مفتاح
        
    • مفتاح واحد
        
    • هناك مفتاح
        
    • مفتاح في
        
    • مفتاحا
        
    • المفتاح الذي
        
    • انه مفتاح
        
    • إنّه مفتاح
        
    • إنه مجرّد مفتاح
        
    • مفتاحاً في
        
    • و مفتاح
        
    • يكون مفتاح
        
    • مُفتاحاً
        
    • من المفاتيح
        
    • مفتاح آخر
        
    Neyi anlatmalıyız, Tom? Bu Bir anahtar. Ne olmuş yani? Open Subtitles نخبرهم بماذا يا توم ، إنه مفتاح من الممكن أن يكون لأي شخص
    Otele geri dönmeliyim. Sadece Bir anahtar var. Onu kaybetmeyin. Open Subtitles يجب أن أعود للفندق هناك مفتاح واحد فقط لا تفقده
    Kardeşiniz gittikten bir kaç saat sonra odasındaki yatağın altında Bir anahtar buldum. Open Subtitles بعد ساعات قليلة من مغادرة أختكِ وجدت مفتاح في حجرتها ، تحت السرير
    Sen ben bulmam gerek, görmek Bir anahtar benim lanet kilidini. Open Subtitles وكما ترون, فأنا احتاج لأن أجد مفتاحا لكسر اللعنة التي أصابتني
    İlk yapmanız gereken, açmaya çalıştığınız kapıya uyacak Bir anahtar bulmak. Open Subtitles أولاً عليك أن تجد المفتاح الذي يناسب القفل الذي تريد فتحه
    Otobüs durağındaki ya da spor salonundaki dolaba ait Bir anahtar olabilir. Open Subtitles انه مفتاح خزانة من محطة للحافلات أو صالة ألعاب رياضية، ربما.
    Kalbimi açan pırlanta Bir anahtar. Open Subtitles انظري، إنّه.. مفتاح ألماسيّ لقلبي إنّه..
    Bu sadece Bir anahtar. Open Subtitles إنه مجرّد مفتاح
    Ne olur ne olmaz diye gösteride Bir anahtar yutmuştum. Open Subtitles أبتلعت مفتاحاً في حال أنتهى بي المطاف في تأديه عرضاً
    Tuvalette bir torba, bir mektup ve Bir anahtar bulmuş. Open Subtitles " في المرحاض و جدت حقيبة .." ملاحظة.. و مفتاح..
    Neyi anlatmalıyız, Tom? Bu Bir anahtar. Ne olmuş yani? Open Subtitles نخبرهم بماذا يا توم ، إنه مفتاح من الممكن أن يكون لأي شخص
    Kasamı açan Bir anahtar. Open Subtitles إنه مفتاح خاص بخزانتي التي أحتفظ فيها ببعض الأمانات.
    Otele dönmeliyim. Sadece Bir anahtar var sakın kaybetme. Open Subtitles يجب أن أعود للفندق هناك مفتاح واحد فقط لا تفقده
    Truman'ın bilgisayarına girmemiz lazım bunu yapmak için Bir anahtar bir de güvenlik koduna ihtiyacımız var. Open Subtitles من الخارج نحتاج للدخول إلى حاسوب السيد ترومان ولهذا نحتاج إلى مفتاح واحد
    Kesinlikle. Alarm yok. Ama her zaman Bir anahtar vardır. Open Subtitles أجل, لا إشارة, لا إنذار لكن هناك مفتاح دائماً
    Aküsü boşalırsa bagajda bir uçurtma ve Bir anahtar var. Open Subtitles وأن فقدت الطاقة هناك طائرة ورقية و مفتاح في الصندوق الخلفي
    Gariptir ki, uzaktan kumandalı araba düğmesine bağlı Bir anahtar var ama bu bir araba anahtarı değil. Open Subtitles هذا غريب- - هناك مفتاح في علاقة المفاتيح بزر لفتح سيارة
    Neden Oona uçup Bir anahtar aramıyor? Open Subtitles لما لانجعل اونا تطير خارجا و تجد لنا مفتاحا
    Bu gemideki bir yerde geçmişteki gibi olmamızı sağlayacak Bir anahtar var. Open Subtitles في مكان ما في هذه السفينة المفتاح الذي سيغيرنا مرة أخرى
    Bu Bir anahtar, yeme. Open Subtitles يا دوييين انه مفتاح لا تأكله
    - İşaretlenmemiş Bir anahtar buldum. - Mobilya anahtarına benziyor. Open Subtitles عثرة على مفتاح مجهول - يبدو إنّه مفتاح أثاث -
    Bir anahtar. Open Subtitles إنه مجرّد مفتاح
    Röntgen cihazında Bir anahtar göreceksin, Nina'nın kurtuluş anahtarı. Open Subtitles سترى مفتاحاً في الصورة بالأشعة السينيّة،
    Suçları çözmek için Bir anahtar olabileceğine inanıyorum. Open Subtitles أحب الإعتقاد أنّه يمكن أن يكون مفتاح حلّ الجرائم.
    Ne olur ne olmaz diye Bir anahtar koymam gerektiğini düşündüm. Open Subtitles إعتقدتُ إنّها احتاجت مُفتاحاً خارجياً للإحتياط.
    Dolaplarında bu tür Bir anahtar kullanan bir işyeri var mı bakalım. Open Subtitles سنرى لو كانت هناك أيّ شركات لديها خزانات تستخدم هذا النوع من المفاتيح.
    Hemen şimdi, önce almak istediğim başka Bir anahtar var. Open Subtitles الآن ، هناك مفتاح آخر وأود أن الحصول على عقد من الأول.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more