"bir araçta" - Translation from Turkish to Arabic

    • في سيارة
        
    • في مركبة
        
    Ama periyodik bakımları eksik bir araçta seyahat etmek beni biraz geriyor. Open Subtitles و لكنني مرتبكة قليلا بتواجدي في سيارة لا تخضع للفحص الدوري باستمرار
    Görünüşe bakılırsa Cumartesi günü bıraktığım bir araçta bir şey unutmuşum. Open Subtitles من الواضح أنني نسيت شيئا في سيارة .أرجعتها يوم السبت الماضي اعتقد انه كان اسطوانة مضغوطة
    Peki soygundan bir saat sonra arkadaşlarına çalıntı bir araçta olmanı nasıl açıklıyorsun? Open Subtitles وكيف تفسر وجودك في سيارة مسروقة بعد السرقة بساعة واحدة مع أصدقائك؟
    Kendinizi ağırlık merkezi yüksek ve azami hızı 95 km/h olan düşük güçlü bir araçta bulursanız, yapabileceğiniz en iyi şey arkadan gelene elinizdekilerle saldırmaktır. Open Subtitles و لو وجدت نفسك في مركبة أضعف مع ثقل في المركز و سرعتها القصوى هي ستون أفضل رهان لك هو مهاجمة من يتعقبك
    - Komutan Taylor. Ben Hunter Boyce. Bölgenin dışında bir araçta tıkılı kaldık. Open Subtitles قائد (تايلور)، معك (هانتر بويس) إننا محاصرين في مركبة خارج الحدود
    Hareketli bir araçta başka bir sürücüyü tehdit ettin. Open Subtitles لقد كنت في مركبة متحركة .
    Tabi, güzel bir araçta, yanlış yola sapmış gençler, bir şeyleri patlatırlar. Open Subtitles بالتأكيد ، مجرد اثنين من الشباب المضللين في سيارة رائعة و يفجرون كل شئ
    Hastanede değilsen, otobandaki bir araçta değilsen, ya da gökten düşen bir uçakta değilsen sorun yok tabii. Open Subtitles أجل، إلاّ إذا كنتَ في المستشفى أو في سيارة على الطريق السريع أو في طائرة تسقط من السماء
    Peki soygundan bir saat sonra arkadaşlarına çalıntı bir araçta olmanı nasıl açıklıyorsun? Open Subtitles وكيف تفسر وجودك في سيارة مسروقة بعد السرقة بساعة واحدة مع أصدقائك؟
    Yaklaşık 3 metre arkalarında bir araçta 4 ajan var. Open Subtitles خلفهم تماماً أربعة عملاء في سيارة واحدة خلفهم بمسافة 10 أمتار
    Tamam, kaçırıldıysa farklı bir araçta geçmiş olmalı. Open Subtitles حسنٌ, لو اُختطفت، ربما لقد ذهبت في سيارة آُخرى.
    Şüphelendiğimiz bir araçta uyuşturucu bulduk. Open Subtitles وجدنا مخدرات في سيارة مشتبه بها
    Önden hasarlı bir araçta sıkışmıştı. Open Subtitles راكبة محتجزة في سيارة مصدومة من الأمام.
    İkinci bomba kiralık bir araçta bulundu. Open Subtitles القنبلة الثانية تقع في سيارة مستأجرة
    Tutuklanmadım. Daha ziyade "soruşturma gözetimi" adı altında bir araçta tutuldum. Open Subtitles بدلا من ذلك، تم إمساكي في سيارة بالخارج "لما يسمونه "الاحتجاز على ذمة التحقيق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more