Onun anlattığı da bunun anlattığı da Bir bakıma ikna edici. | TED | إنه مقنعٌ نوعاً ما عندما يتحدث وهي مقنعةٌ أيضاً عندما تتحدث. |
Bu yüzden Bir bakıma mutluyum hâlâ beni şaşırttığı için. | TED | لذلك أشعر بالسعادة نوعاً ما لأنها ما زالت تثير دهشتي. |
Galiba kafamdaki bir hayal için ben de seni Bir bakıma kullandım. | Open Subtitles | اعتقد ربما.. انني استغليتك ايضاً نوعاً ما لأجل الخيال الذي كان لدي.. |
Dünya'ya Yakın Cisimleri bulmak, Bir bakıma kasırgaların izini sürmek gibi. | Open Subtitles | العثور على هذه الاجسام كان قريبا نوعا ما من تعقب الأعاصير |
Bir bakıma Afrikalılar, demokrasinin kendisini protesto ediyorlar, bizim için olasılıklarını zenginleştiriyorlar. | TED | يحتجُ الأفارقة بطريقة ما على الديمقراطية بحد ذاتها، بإثراء إمكانياتها لنا جميعًا. |
Yani Bir bakıma kendimizi göstermek istedik. | Open Subtitles | عندما كنا في الطريق اعتقد بأنا كنا نريد مشاهدة طفولتنا |
Bir bakıma bu, biz insanların da müzik yapma biçimi. | TED | من نحوٍ آخر، هذه هي نوعًا ما نفس الطريقة التي يؤلّف بها الإنسان الموسيقى. |
Nerede olduğunu bana mesaj atman Bir bakıma yardımcı oldu. | Open Subtitles | لقد ساعدني نوعاً ما أنكِ أرسلتي لي عن مكان تواجدك |
Bir metni okurken Bir bakıma resimler yaratıyoruz ve bir resme baktığımızda ise neye baktığımızı anlamak için aslında dili kullanıyoruz. | TED | فنحن نوعاً ما نخلق صوراً عندما نقرأ نص ما، وعندما ننظر إلى صورة ما، نقوم باستخدام اللغة من أجل فهم ما ننظر إليه. |
Bu Bir bakıma bilimin güzelliklerinden biri, öyle ki; bu fikir şu anda pek çok farklı alana aktarılabilir ve yaygınlaştırılabilir. | TED | وهذه نوعاً ما إحدى روائع العلوم، الآن يمكن ترجمة هذه الفكرة وتعميمها على مجموعة كبيرة من المجالات المختلفة. |
insanın orijini araştırma Bir bakıma DNA'mızda ve bunu bir sonraki aşamaya götürmek istiyoruz. | TED | أتعلم؟ إن دراسة أصولنا هو نوعاً ما جزء من الحمض النووي خاصتنا ونحن نريد السعي إلى الخطوة التالية، |
Yani ortada işte. Bir bakıma hep hayatımı mahvetti. | Open Subtitles | أعني من الواضح, و ذلك دمّر حياتي نوعاً ما. |
Esasında sana teşekkür etmeliyim. Bir bakıma bana yardımcı oldun. | Open Subtitles | عليَّ أن اشكركِ نوعاً ما, انتِ ساعدتني نوعاً ما في ذلك. |
Bundan sonra von Neumann'a geçiyoruz, 1945'te Bir bakıma aynı şeyi yeniden keşfediyor. | TED | ثم نقفز إلى فون نيومن، 1945 حين قام نوعا ما بإعادة اختراع الشيء نفسه بالكامل |
Yani, teknoloji Bir bakıma 1952'ye kadar kimsenin aklında yoktu, benim doğduğum yıla kadar. Tabi ki teknoloji bundan önce de mevcuttu | TED | إذن، التكنولوجيا كانت نوعا ما مغيبة من فكر الجميع، حتى سنة 1952، والتي هي تاريخ ميلادي. ومن الواضح أن التكنولوجيا |
Eskiden bir otobüsümüz vardı. 60'lar, onu sattığımız gün Bir bakıma bitti. | Open Subtitles | لقد كنّا نملك حافلة، بطريقة ما عندما انتهت حقبه الستّينات قمنا ببيعها. |
Belki kazanmalarına izin verirsek Bir bakıma bizim de zaferimiz olur. | Open Subtitles | ربما إن أعطيناهم الفوز , بطريقة ما سيكون نصر لنا أيضاً |
Zaten Bir bakıma arka bahçem. Burası bana ait. | Open Subtitles | حسنا، إنها فنائي الخلفي في الطريق أنا أملكها |
Bir bakıma üzerine konuşulacak şeyleri bitirdik. | Open Subtitles | نوعًا ما نفدت الأمور التي علينا التناقش بها. |
Ama altından kalkacak kadar güçlü değilsin ki bu Bir bakıma seni korkak yapıyor. | Open Subtitles | انت فقط لست قوياً بما فيه الكفاية لتحصل عليه. و الذي بطريقةٍ ما, يجعلك جباناً. |
Bu da Bir bakıma öyle, çünkü Güneş şu anda Hidrojeni yakıp Helyuma dönüştürüyor. | Open Subtitles | هذا يشبه ما يحدث إلى حد ما لأن الشمس مازالت تحرق الهيدوروجين إلى هيليوم حتي الآن |
Bu benim yaptığım bir heykel ve Bir bakıma bir şekli serbest bırakıp farklı derecelerde özgürlüğe sahip cisme dönüştürme şekli. | TED | هذا هو التمثال الذي صنعته، الذي هو وسيلة ل، نوع من ، تحرير النموذج إلى كائن لديه درجات متفاوتة من الحرية. |
Bir bakıma evet. Ama bir diğer bakıma onları anlıyorum. | Open Subtitles | من ناحية، أجل، ولكن من ناحية أخرى أتفهم الأمر. |
Evet, galiba öylesin. Bir bakıma, ölümlü halin burada doğdu. | Open Subtitles | أفترض بأنكِ كذلك إن جاز التعبير لقد ولدتِ هنا.يا فانية |
Kulağımın profesyonel Bir bakıma ihtiyacı var. - Kötü. | Open Subtitles | أذني ربما تحتاج إلى رعاية طبية |
Bir bakıma onun midesinde hapsolmuştur... fakat aynı zamanda, Zeus onun zekâsını özümsemiştir. | Open Subtitles | بمعنى آخر أضحت حبيسة معدته لكنه أيضا بات يقدر هذه القدرات العقلية العظيمة |
Bir bakıma benim gözümde, harpte birlikte savaştığım kişilerin hepsi kahramandı. | Open Subtitles | بشكل ما أعتبر كل من حاربت معهم فى الحرب، أعتبرهم أبطالاً |
Yani Bir bakıma, Bernoullli şöyle söylemekte, eğer bu iki şeyi tahmin edip çarpabilirsek, her zaman nasıl davranmamız gerektiğini kesin olarak bilebiliriz. | TED | بمعنى من المعاني ، ما كان برنولي يقوله هو ، اذا استطعنا تقدير ومضاعفة هذين الشيئين، سنعرف دائماً بدقة كيف يجب أن نتصرف. |