"bir dizüstü" - Translation from Turkish to Arabic

    • كمبيوتر محمول
        
    • حاسوب لكل
        
    • عن الحاسوب وأدخلني
        
    Aslında, bir konservasyon insansız hava aracı daha fazla maliyetli değildir, iyi bir dizüstü bilgisayardan ya da iyi bir çift dürbünden. TED الحقيقة هي ، طائرة الحماية لا تكلفنا اكثر من جهاز كمبيوتر محمول منظار تقريب.
    Çalışan için söylenen tüm sözler doğru ama 1.500 dolarlık bir dizüstü için 15 onay? TED لذلك بالنسبة للموظف، كل الكلمات صحيحة، لكن 15 مستويات من الموافقة لجهاز كمبيوتر محمول يكلف 1500 دولار؟
    Ve üstelik, eğer bir dizüstü bilgisayara sahipseniz, bunlara uzaktan erişebilirsiniz. TED و يمكنك الحصول عليهم عن بعد, اذا حدث و كان لديك كمبيوتر محمول
    Bu, Seymour'la Kamboçya gibi yerlerde kendi işimi yapmama ve Çocuk Başına bir dizüstü Bilgisayar'ın başlamasına yol açtı. TED وهذا يقودني للحديث عن عملي مع سيمور بأماكن مثل كمبوديا وانطلاق مشروع حاسوب لكل طفل.
    Çocuk Başına bir dizüstü Bilgisayar kampanyasının 1 milyar $'lık bir proje olduğunu çok az insan biliyor ve öyleydi, en azından benim yürüttüğüm 7 yıl boyunca ve daha önemlisi, Dünya Bankası sıfır katkı yapmıştı, USAID de öyle. TED القليل من الناس يعرفون بأن حاسوب لكل طفل كان مشروعاً بقيمة مليار دولار، وكان، على الأقل خلال السنوات 7 التي أدرته، لكن الأهم، أن مساهمة البنك الدولي والوكالة الأمريكية للتنمية الدولية كانت 0.
    Eggsy, bir dizüstü bulup beni aga bagla. Open Subtitles "يا (إيجزي)، ابحث عن الحاسوب وأدخلني إلى الشبكةّ"
    TED'de konuştuğum ve prototipi gösterdiktan sonra 3 yıl içinde bir fikir olmaktan çıkıp gerçek bir dizüstü bilgisayar oldu. TED إذاً قبل ثلاث سنوات منذ أن تحدثت في تيد وعرضت النموذج، تحول الأمر من فكرة الى كمبيوتر محمول حقيقي.
    Vereceğim Noel Baba'ya, bir dizüstü siparişi. Open Subtitles آمل أن يجلب لي سانتا كمبيوتر محمول كمفاجأة
    Halka açık olarak ilk kez standard ticari bir LED lambadan alıcı olarak bir dizüstü bilgisayar kullanan güneş piline bir videonun aktarımının mümkün olduğunu göstermek istiyorum. TED أود أن أعرض لأول مرة في العلن بأنه يمكن ارسال فيديو من مصباح يعمل بنظام الليد الى خلية شمسية باستخدام كمبيوتر محمول يعمل كجهاز الاستقبال.
    Tamam. Bana bir dizüstü bilgisayar lazım. Open Subtitles حسناً، أحتاج إلى كمبيوتر محمول
    Yerini belirleyen bir dizüstü bilgisayar varmış. Open Subtitles هناك جهاز كمبيوتر محمول الأزيز موقعه.
    Bu, her çocuk için bir dizüstü bilgisayar, 100 dolarlık dizüstü bilgisayar. TED هذا كمبيوتر محمول للاطفال بقيمة 100$.
    31 ülke bu işin içinde, ve Uruguay'da çocukların yarısının dizüstü bilgisayarı oldu, ve 2009'un ortalarına doğru Uruguay'daki her çocuğun dizüstü bilgisayarı olacak-- ...küçük yeşil bir dizüstü. TED 31 دولة في المجمل ضالعة وفي حالة الأرغواي، حصل نصف الأطفال بالفعل عليها، وبحلول منتصف عام 2009، سيحصل كل طفل في الأرغواي على كمبيوتر محمول -- كمبيوتر محمول أخضر صغير.
    İlkel olabilirler, fakat onlara ulaşma ve onları dâhil etme yolu, Çocuk Başına bir dizüstü Bilgisayar'ın geçmişi ve Etiyopya'daki deney, beni aslında bunu çok kısa bir süre içinde gerçekleştirebileceğimize inandırdı. TED ربما أنهم بسطاء جداً، لكن طريقة التقرب إليهم وربطهم، وتاريخ حاسوب لكل طفل، والتجربة بإثيوبيا، تقودني لأؤمن بأنه يمكننا في الواقع أن نقوم بذلك في فترة قصيرة.
    Eggsy, bir dizüstü bulup beni ağa bağla. Open Subtitles "يا (إيجزي)، ابحث عن الحاسوب وأدخلني إلى الشبكةّ"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more