| Gözcü Kulesi, Bialian Çölü'nde büyük bir güç dalgalanması saptadı. | Open Subtitles | لقد رصدت أبراج المراقبة إنبعاث كثيف للطاقة فى صحراء بيالين |
| Şimdi, başarısız olmak yerine beklenmedik bir güç göstermeli sadece ayakta kalmayıp saldırmalıyız da. | Open Subtitles | إذا بدلا من الانهيار نظهر قوة غير متوقعة وليس فقط للخروج |
| Dur bakalım orada, bizim elimizde senin düşündüğün kadar bir güç yok. | Open Subtitles | أنتظري ، نحنُ ليس لدينا الكثير من السلطة كما تعتقدين أننا نفعل |
| Eğer ulu bir güç pis işlerini bana yaptırmak istiyorsa, bunun nedenini bilmeliyim. | Open Subtitles | لو أنك هناك قوة عليا تريدني أن أقوم بعملها القذر أريد معرفة السبب |
| Öyle bir güç arazide Lucy için çok değerli olurdu. | Open Subtitles | سيفيد هذا النوع من القوة لوسى فى الميدان حيث نحتاجها |
| Tüm canlıların hayatı birleştirici bir güç ile büyük ruhtan gelir. | Open Subtitles | من الروح العظيمة تأتي القوة التي تتدفق خلال كلّ الأشياء الحيّة |
| Bir isyancı için bu fazla bir güç. | Open Subtitles | إنها قدرة أكبر من أن تكون لدى متمرد |
| müthiş bir güç yaratmış olabiliriz. | Open Subtitles | نحن لَرُبَما أطلقنَا عنان قوَّة رهيبة هنا. |
| Artık güneş gibi bir güç kaynağımız var, dünyadaki sorunlardan etkilenmiyor. | TED | ولدينا الآن مصادر للطاقة مثل الشمس التي لا تختلفُ عن أحوال أرضنا. |
| Bu enerjinin dağılımını demokratikleştiren bir güç yapar, ki bu da markanız için son derece yararlıdır. | TED | هذا التوزيع للطاقة هو القوة الديمقراطية، التي هي أخيرا جيدة لعلامتك التجارية. |
| Görünmez bir güç ya da öyle bir şey bizi bu evde mahsur bıraktı. | Open Subtitles | أقصد . نحن محاصرين في المنزل بواسطة ماذا . شيئ أو قوة غير مرئية |
| BU evrende birşey vardır, kontrol edilemeyen bir güç, o... | Open Subtitles | هنالك أشياء في هذا العالم قوة غير متحكم بها |
| Çay içimi dünyada yayılırken, bu durum, Çin'e büyük bir güç ve ekonomik nüfuz verdi. | TED | اكتسبت الصين قدرًا كبيرًا من السلطة والنفوذ الاقتصادي نتيجة انتشار شراب الشاي في جميع أنحاء العالم. |
| Nadiren telaffuz edilse de başkasının hayatını almakta bir güç yatar ve bu dünyadaki hiçbir şey bununla boy ölçüşemez. | Open Subtitles | وهو شيء واضح جدا ولكن هناك قوة في اخذ حياة شخص اخر ولايمكن مقارنتها بأي شيء اخر في هذا العالم |
| ♫ Dum da ta da dum ♫ ♫ Dum da ta da dum ♫ ♫ Da ta da da ♫ İşte bu büyük bir güç. | TED | ♫ دوم دا تا دا دوم ♫ ♫ دوم دا تا دا دوم ♫ ♫ دا تا دا دا ♫ هناك الكثير من القوة. |
| Tohum her kimdeyse, ne kadar büyük bir güç açığa çıkabileceğini bilmiyor. | Open Subtitles | مهمن كانت بحوزته تلك البذرة لا يدرك نوع القوة التي يمكنها إطلاقها |
| Pek de havalı bir güç. | Open Subtitles | إنها قدرة رائعة بعض الشيء |
| Bizi gözeten yüce bir güç vardır demiştin, değil mi? | Open Subtitles | أنت تَقُولُين أن هناك قوَّة أعلى تنتبه إلي؟ |
| Ama kısa bir süre için Flavian İmparatorları savaş ve su akışlarını görkemli bir güç gösterisinde kontrol ettiler. | TED | ولكن لزمنٍ مختصر، سيطر أباطرة فلافيان على أمواج الحرب والماء من خلال عرضٍ رائع للقوة. |
| Cronus ve Apophis'in ölümleri diğer Düzen Efendileri'nin sömürebileceği bir güç boşluğu oluşturdu. | Open Subtitles | موت أبوفيس كرونوس خلق فراغ في السلطة حكام النظام الآخرون يحاولون استغلال الموقف |
| İyi. Yani ahiret yok, senden daha yüce bir güç yok falan. | Open Subtitles | جيد ، انا لا اقصد اي حياة بعد الموت او قوة عظمى |
| Bu size İnanılmaz bir güç verir, depresyonun panzehiri gibidir. | TED | ويمنحك قوة كبيرة وترياقا رائعا مضاد للاكتئاب. |
| Bir sınıf dolusu azimli insanın olduğu yerde en az bir güç komplekslisinin bulunması sürpriz değil. | Open Subtitles | حسناً، في صف المتفوقين، ليس من المفاجئ إيجاد قوة واحدة معقدة كحد أدنى |
| Gizemli bir güç tarafından kaçınılmaz bir şekilde bükülmez. | TED | ولا ينثني حتمًا تحت تأثير بعض القوى الغامضة. |
| - Ana rıhtım görevi için kaç kişilik bir güç ayırmayı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | بالضبط، ما حجم القوة التى تخطط لإستخدامها؟ لتنفيذ خطة حوض السفن؟ |