Pensilvanya Hollanda bölgesine bir gezi düşünüyormuş. | Open Subtitles | تخطّط لرحلة في عطلة الأسبوع إلى بينسلفانيا داتش كونتري. |
Bu yaz bir gezi planlıyorum. | Open Subtitles | نخطط لرحلة اليها هذا الصيف وضعت بعض الملاحظات |
Sanırım karakola doğru bir gezi herkesin hafızasını tazeleyecektir. | Open Subtitles | أعتقد أنّ رحلة إلى المركز ، ستنشّط كلّ الذكريات |
Güzel bir gezi. | Open Subtitles | ــ أجل ــ يا لها من رحلة ــ أجل |
Rahatlatıcı bir gezi, üniversite giriş sınavları için bizi teşvik edecektir. | Open Subtitles | رحلة هاواي كانت رحلة لاسترخاء ساعدتنا على الاستعداد لاختبارات انتظري هنا حتى يكون الطريق امن |
Çocuklar için ufak bir gezi planladım ve seni orada görmek isteriz, koç. | Open Subtitles | لقد رتبت رحلة ميدانية للشباب ونود أن نراك هناك أيها المدرب |
Sana bir gezi şansı verdim. İstediğin yere gidebilirdin. | Open Subtitles | منحتك رحلة واحدة ، وكان يمكنك الذهاب لأي مكان |
Bu uzun bir süredir konuştuğumuz bir gezi. | Open Subtitles | انه انها رحله كنا نتحدث عنها منذ فتره طويله |
Anlaşılıyor ki adam gece şehirde tek başına, Peace Corps'a gitmeden önce ülkeyi baştan başa kateden bir gezi yapıyor. | TED | وقد اتّضح أنه وحيد في البلدة الليلة يقود سيارته في رحلة عبر البلاد قبل ذهابه إلى "بيس كوربس" -وكالة تطوعية- |
Ama, belki yine yakın zamanda bir gezi daha planlayabiliriz. | Open Subtitles | لكن ربما يمكننا التخطيط لرحلة أخرى بوقت ما قريباً |
Yreyüzü çevresinde bir gezi planlamak. Bir çok şey. | Open Subtitles | مثل التخطيط لرحلة عالمية وأمور غيرها |
Belki bir gezi odunluğa-- | Open Subtitles | ربما يمكن لرحلة إلى مخزن الحطب أبي، هل... |
Galaksinin ucuna bir gezi sadece 80 yıl alırdı. | Open Subtitles | رحلة إلى حافة المجرة ستستغرق ثمانون عاماً فقط |
- Aslında söylemeyecektim ama Hawaii'ye bir gezi kazandım. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن اقول شئ , و لكنني ربحت رحلة إلى هاواي |
Nasıl bir gezi olurdu bu kim bilir? | TED | ويا لها من رحلة لو حدثت. |
O bayağı bir gezi yaptı. | Open Subtitles | يالها من رحلة تلك التى راتها |
Hoşgeldiniz, efendim. Uzun bir gezi. | Open Subtitles | . أهلا بك ، سيدي . كانت رحلة طويلة |
Akvaryuma yapılacak büyük bir gezi düzenlemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول تنظيم رحلة ميدانية كبيرة الى مربى الأسماك |
Kavitasyon bu pervaneyi Atlantik boyunca yapılan tek bir gezi sonrası mahvetmiş. | Open Subtitles | يتلف التكهّف هذا الداسر بعد رحلة واحدة عبر الأطلسي. |
Bu uzun bir süredir konuştuğumuz bir gezi. | Open Subtitles | انها رحله كنا نتحدث عنها منذ فتره طويله |
Hindistan'a yaptığı bir gezi esnasında krallığının ilk dönemlerinde Hintli bir gazeteci tarafından şu soruya muhatap olmuştu Soru Bhutan'ın GSMH si hakkındaydı Bhutan GSMH'sinin büyüklüğü hakkında. | TED | في رحلة عبر الهند اثناء بداية حكمه سُئل في الواقع من قبل صحفي هندي حول الناتج المحلي لبوتان عن حجم الناتج المحلي لبوتان |
Bir makasla ve Bennett'ın depo kulübesine bir gezi düzenledi. | Open Subtitles | مع زوج من مقص ورحلة إلى حظيرة التخزين بينيت. |
Hey, bu Güney'e bir gezi değil, tamam mı? | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن تكون هذه رحلة خلال الجنوب , حسناً ؟ |
Pekala, annenin yerini kim alıp Miami'ye birinci sınıf bir gezi yapmak ister? | Open Subtitles | حسناً, من يريد أن ينتهز تلك الفرصة و يذهب إلى رحلة درجة أولى إلى ميامي؟ |