"bir kilisede" - Translation from Turkish to Arabic

    • في كنيسة
        
    • في الكنيسة
        
    • كنيسة صغيرة
        
    • وفي كنيسة
        
    • قاعة زفاف
        
    • فى كنيسة
        
    Ayin için Drusilla'nın efendisi ve ay hilal halindeyken bir kilisede yapılması gerekiyor. Open Subtitles الطقوس تتطلب وجود مولاها وأن يكون ذلك في كنيسة في ليلة القمر الجديد
    Üçüncü eski Bayan Rossi ile Las Vegas'ta bir kilisede evlendim. Open Subtitles لقد تزوجت بالثالثة سيدة روسي،سابقا في كنيسة صغيرة في لاس فيغاس.
    bir kilisede bir adama silah doğrultmak biraz saygısızca değil mi? Open Subtitles ألا تجدين تهديد رجل بالسلاح في كنيسة لأمر مدنس بعض الشيء؟
    Dört. Bütün ruhlar için yapılan ayinden sonra bir kilisede bulunmuş. Open Subtitles أربعة, شخص ما وجد واحد أخر في الكنيسة بعد كل الأرواح
    Ben hep büyük bir kilisede evlenmeyi hayal etmiştim... nedimelerim, bir pasta ve gazetede fotoğrafımla. Open Subtitles لطالما حلمت بزفاف كبير في الكنيسة.. مع وصيفات وكعكة وصورتي في الصحيفة.
    bir kilisede gezerken, ya da bir camide ya da katedralde, Gözlerinizle, hissettiklerinizle özümsemeye çalıştığınız şey, özümsediğiniz şey başka türlü olsaydı zihniniz aracılığıyla size gelecek gerçekler. TED فعندما تتجول في كنيسة او مسجد او كاتدرائية ما تحاول تشربه ,الذي تتشربه هو, خلال عينيك ,خلال حواسك, الحقائق التي سوف تصلك بشكل اخر عن طريق عقلك.
    Ona sadece değersiz bir isim ve iyi niyet dolu bir sefalet verecek bir muslukçuyla, basit bir kilisede beyazlar içinde evlendiğini görmek için mi? Open Subtitles لتُريها تتزوج في فستان أبيض في كنيسة صغيرة مع سمكري يعطيها أسماً لا يسوى و قذارة تحتوي على النيات الطيبة؟
    Hemşire Sharon Lincoln'de, ki şu anda beşinci haftasında, tek bir kilisede,... Open Subtitles كانت الراهبة شارون في لينكولن هذا حدث في الأسبوع الخامس الآن مائتان وخمسة وسبعون أعضاء الكنيسة جدد في كنيسة واحدة وحدها
    Bu sefer bir kilisede evleneceğim ve büyük bir tören olacak. Open Subtitles و هذه المرة سأتزوج في كنيسة و أقيم استقبال كبير
    Yine de bir kilisede evlenseniz olmaz mı? Open Subtitles ألا تستطيعوا التزوج في كنيسة على أيه حال؟
    Kısa süreliğine İngiltere'de küçük bir kilisede çalıştım. Open Subtitles لفترة قصيرة كنت أخدم في كنيسة صغيرة في انجلترا
    Avrupa Birliği görevlilerini rehine almış, ağır silahlarla donanmış bir grup terk edilmiş bir kilisede saklanıyor. Open Subtitles ،لدينا مجموعة مسلحة تختبئ في كنيسة مهجورة و تحتجز موظـَّفين مهمـِّين في الإتحاد الأوروبي
    Çete elemanlarının rehineleriyiz ayrıca, kliması çalışmayan bir kilisede. Open Subtitles مختلطة بالحقيقة بأننا محتجزين كرهائن من قبل مسلحين في كنيسة بدون هواء
    Dün akşam bir kilisede toplantı yaparken yakalanmışlar. Open Subtitles يبدو انهم قبضوا عليهم الليلة الماضية، أثناء إجتماعهم في الكنيسة.
    Bir erkek arkadaşın varsa sabahın 2.00'sinde bir kilisede mi olurdun? Open Subtitles هل كنتِ ستتواجدين في الكنيسة الساعة الثانية صباحاً إن كان لديك صديق؟
    Tek bildiğim kendine sığınma sağlayan bir kilisede olduğu. Open Subtitles فقط أن البعض في الكنيسة اختاروا أن يوفروا له ملجئاً.
    bir kilisede. Günah çıkarma hücresinde. Open Subtitles في الكنيسة في غرفة الأعترافات.
    Böyle bir sabah vaktinde, böyle bir kilisede Güney Carolinalı olduğum için gurur duyuyorum. Open Subtitles أتعلمون، في صباح مثل هذا وفي كنيسة مثل هذه أفتخر بكوني من (كارولاينا) الجنوبية
    25'inde, Teksas, El Paso'daki küçük bir kilisede içlerinde doğmamış kızımın da bulunduğu dokuz masum insanın öldürülmesinde rol oynadı. Open Subtitles و عمرها 25 شاركت فى قتل 9 أبرياء بما فيهم ابنتى التى لم تكن وُلدت بعد فى قاعة زفاف صغيرة الباسو
    Birbirinizi sevdiniz ve koca bir kilisede evlendiniz ve Güney Fransa'ya balayına gittiniz. Open Subtitles أحببتم بعضكم و تزوجتم فى كنيسة كبيرة و قضيتم شهر العسل فى جنوب فرنسا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more