"bir konuşma" - Translation from Turkish to Arabic

    • خطاب
        
    • محادثة
        
    • حديث
        
    • حوار
        
    • خطابا
        
    • بمحادثة
        
    • خطبة
        
    • محاضرة
        
    • من الحديث
        
    • خطاباً
        
    • المحادثة
        
    • خطبه
        
    • للبعض الحديث
        
    • خطاباَ
        
    • بنخب
        
    Anlamlı bir konuşma yapıyor ve Anders da salak gibi davranıyor. Open Subtitles هي تقول خطاب كثير النسغ وهو يمثل الدور أكثر من المطلوب
    Öğleden sonra saat 3'te Asya Umut Cemiyeti'nde yapacağı... bir konuşma dışında. Open Subtitles ما عدا خطاب هذا المساء. في 'إتفاق مجتمع آسيا' على الساعة الثالثة.
    Buraya gelirken, uçuş boyunca, yanımdaki yolcu ile aramızda ilginç bir konuşma geçti. TED في طريقي إلى هنا، أجريت محادثة شيقة مع الراكب الذي بجانبي خلال رحلتي
    Sonra da onunla, yumrukların bol bol konuştuğu uzun bir konuşma yapacağız. Open Subtitles هو وأنا سيكون بيننا حديث طويل من النوع الذي يسير بالقبضات القوية
    Bu yapılmaya değer bir konuşma ve yayılmaya değer bir düşünce. TED انه حوار يستحق القيام به وفكرة تستحق الانتشار.
    Benimle evlenmek isteyen erkek kendisine vereceğimden fazlasını istediği zaman ona bir konuşma hazırladım. Open Subtitles عندي هيأ خطابا أخبر مقدم طلبي عندما يريد أكثر من أني أود أن أعطيه.
    Şey, Kumandan, neden babanla adam akıllı bir konuşma yapmıyorsun? Open Subtitles أجل يا زعيم لماذا لا تحظى بمحادثة عادية مع والدك،
    Bu akşam bir konuşma yapmaya hiç niyetin yoktu, değil mi? Open Subtitles انت لم تكن تنوى ان تُلقى خطبة الليلة من قبل ؟
    Etkileyici bir konuşma yapmakla kalmadın, bir çok insanın hayatını değiştirdin. Open Subtitles أنت لم تقم فقط بإلقاء محاضرة بل غيرت حياة أشخاص كُثر
    Birkaç yıl önce bahsi geçtiği üzere dostum Richard Dawkins, Hiç Yoktan Bir Evren adlı buluşmada bir konuşma yapmamı istemişti, ben de öyle yaptım. Open Subtitles أريد أن أوضح منذ بعض السنوات صديقي ريتشارد دوكينز طلب مني أن أعطي خطاب في مقابلة و أن أسميه كون من عدم و هكذا فعلت
    Plan, mahkeme salonunun basamaklarında bir konuşma, vali sizi tanıtıyor, ...daha sonra da siz beş dakika kendinizi tanıtıyorsunuz. Open Subtitles الخطة هي أن تلقي خطاب تَدريجيّاً عن دار القضاء، سيقدمك الحاكم وستتحدثين بعدها لـــ 5 دقائق لتقديمي بها نفسك
    Bak, önce normale dönelim o zaman oturup harika bir konuşma yapabiliriz. Open Subtitles إسمعي، بمجرّد عودة الأمور لوضعها الطبيعي، يمكننا الجلوس. وأجراء محادثة لطيفة طويلة
    Bu mühim ve gerçekten seninle açık sözlü bir konuşma yapmak istiyorum. Open Subtitles هذا هام للغاية ، و أود حقاً أن أخوض محادثة صادقة معك
    Geç saatte onunla bu şekilde bir konuşma hatırlamıyorum. O dönem olmadı. Open Subtitles لا أتذكر أية ليالي مؤخراً معه كان لنا حديث من القلب للقلب
    Benim hikayem, bir konuşma işi için New York'tayken başlıyor. Eşim benim bu fotoğrafımı, kızımın birinci doğum gününde ben kızımı tutarken çekti. Biz 57. ve 5. caddelerin köşesindeyiz. TED ان قصتي تبدأ عندما كنت في نيويورك لأجل ملتقى حوار وقد التقطت زوجتي هذه الصورة لي وانا أحمل طفلتنا في عيد ميلادها الأول .. عند تقاطع شارع 57 و 5
    O gün, hayatımın sonuna kadar unutamayacağım bir konuşma yaptı. Open Subtitles وألقي خطابا في ذلك اليوم سأذكره حتي نهاية حياتي
    Elimizde biraz daha büyük, her yerde yapılan bir konuşmanın gerçek anlamda küresel bir ayak izini anımsatmış olan bir konuşma var. TED ولقد حصلنا على شيء أوسع قليلاً مثل البيانات الكبيرة مع بصمة عالمية حقاً يذكرنا بمحادثة أن ما يحدث في كل مكان.
    ABD'de 1790'dan beri her sene başkan parlamentoya hitaben bir konuşma yapar. TED وفي الولايات المتحدة هناك خطبة حالة الاتحاد ألقاها كل رئيس منذ عام 1790.
    Bu daha önce yaptıklarıma benzer bir konuşma olmayacak. TED هذه لن تكون محاضرة مثل المحاضرات التي ألقيتها في السابق
    Bir daha Amerikalılara teslim olmakla ilgili bir konuşma olmayacak. Open Subtitles لن يكون هناك مزيد من الحديث عن الاستسلام للأمريكيّين
    Siz onlara uzun politik bir konuşma yapabilirdiniz yine de anlayamayabilirlerdi. TED يمكنك أن تقدم لهم خطاباً سياسياً طويلاً وما يزالون لا يفهمون.
    Onunla zorlu bir konuşma yaptı ve hayatına devam etti. Open Subtitles لذا كانت لديه تلك المحادثة قاسية ثم تقدم في حياته
    Büyük bir mangal partisi verdik ben de iyi bir konuşma yaptım. Open Subtitles سيكون لدينا حفلة شواء كبيرة وسألقى خطبه جيدة
    Ayrıca yarın kısa bir konuşma yapmalıyız, tamam mı? Open Subtitles ونحتاج للبعض الحديث الصغير غدًا، حسنًا؟
    Edindiğimiz bilgiye göre, cinayet gecesi buldozer çocukları su bendine gömerken sen bir konuşma yapmışsın. Open Subtitles الأسلوب الذي لدينا في ليلة الجريمة أجريت خطاباَ لماعاَ كما البلدوزر التي دفنت الصبي في الحضيرة
    Ev sahibi ailenin reisinin yemeği bitirmek için bir konuşma yapması gerekir. Open Subtitles انها عادة كقائد للاسرة المستضيفة ان ينهي الوجبة بنخب نهائي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more