Anlamlı bir konuşma yapıyor ve Anders da salak gibi davranıyor. | Open Subtitles | هي تقول خطاب كثير النسغ وهو يمثل الدور أكثر من المطلوب |
Öğleden sonra saat 3'te Asya Umut Cemiyeti'nde yapacağı... bir konuşma dışında. | Open Subtitles | ما عدا خطاب هذا المساء. في 'إتفاق مجتمع آسيا' على الساعة الثالثة. |
Buraya gelirken, uçuş boyunca, yanımdaki yolcu ile aramızda ilginç bir konuşma geçti. | TED | في طريقي إلى هنا، أجريت محادثة شيقة مع الراكب الذي بجانبي خلال رحلتي |
Sonra da onunla, yumrukların bol bol konuştuğu uzun bir konuşma yapacağız. | Open Subtitles | هو وأنا سيكون بيننا حديث طويل من النوع الذي يسير بالقبضات القوية |
Bu yapılmaya değer bir konuşma ve yayılmaya değer bir düşünce. | TED | انه حوار يستحق القيام به وفكرة تستحق الانتشار. |
Benimle evlenmek isteyen erkek kendisine vereceğimden fazlasını istediği zaman ona bir konuşma hazırladım. | Open Subtitles | عندي هيأ خطابا أخبر مقدم طلبي عندما يريد أكثر من أني أود أن أعطيه. |
Şey, Kumandan, neden babanla adam akıllı bir konuşma yapmıyorsun? | Open Subtitles | أجل يا زعيم لماذا لا تحظى بمحادثة عادية مع والدك، |
Bu akşam bir konuşma yapmaya hiç niyetin yoktu, değil mi? | Open Subtitles | انت لم تكن تنوى ان تُلقى خطبة الليلة من قبل ؟ |
Etkileyici bir konuşma yapmakla kalmadın, bir çok insanın hayatını değiştirdin. | Open Subtitles | أنت لم تقم فقط بإلقاء محاضرة بل غيرت حياة أشخاص كُثر |
Birkaç yıl önce bahsi geçtiği üzere dostum Richard Dawkins, Hiç Yoktan Bir Evren adlı buluşmada bir konuşma yapmamı istemişti, ben de öyle yaptım. | Open Subtitles | أريد أن أوضح منذ بعض السنوات صديقي ريتشارد دوكينز طلب مني أن أعطي خطاب في مقابلة و أن أسميه كون من عدم و هكذا فعلت |
Plan, mahkeme salonunun basamaklarında bir konuşma, vali sizi tanıtıyor, ...daha sonra da siz beş dakika kendinizi tanıtıyorsunuz. | Open Subtitles | الخطة هي أن تلقي خطاب تَدريجيّاً عن دار القضاء، سيقدمك الحاكم وستتحدثين بعدها لـــ 5 دقائق لتقديمي بها نفسك |
Bak, önce normale dönelim o zaman oturup harika bir konuşma yapabiliriz. | Open Subtitles | إسمعي، بمجرّد عودة الأمور لوضعها الطبيعي، يمكننا الجلوس. وأجراء محادثة لطيفة طويلة |
Bu mühim ve gerçekten seninle açık sözlü bir konuşma yapmak istiyorum. | Open Subtitles | هذا هام للغاية ، و أود حقاً أن أخوض محادثة صادقة معك |
Geç saatte onunla bu şekilde bir konuşma hatırlamıyorum. O dönem olmadı. | Open Subtitles | لا أتذكر أية ليالي مؤخراً معه كان لنا حديث من القلب للقلب |
Benim hikayem, bir konuşma işi için New York'tayken başlıyor. Eşim benim bu fotoğrafımı, kızımın birinci doğum gününde ben kızımı tutarken çekti. Biz 57. ve 5. caddelerin köşesindeyiz. | TED | ان قصتي تبدأ عندما كنت في نيويورك لأجل ملتقى حوار وقد التقطت زوجتي هذه الصورة لي وانا أحمل طفلتنا في عيد ميلادها الأول .. عند تقاطع شارع 57 و 5 |
O gün, hayatımın sonuna kadar unutamayacağım bir konuşma yaptı. | Open Subtitles | وألقي خطابا في ذلك اليوم سأذكره حتي نهاية حياتي |
Elimizde biraz daha büyük, her yerde yapılan bir konuşmanın gerçek anlamda küresel bir ayak izini anımsatmış olan bir konuşma var. | TED | ولقد حصلنا على شيء أوسع قليلاً مثل البيانات الكبيرة مع بصمة عالمية حقاً يذكرنا بمحادثة أن ما يحدث في كل مكان. |
ABD'de 1790'dan beri her sene başkan parlamentoya hitaben bir konuşma yapar. | TED | وفي الولايات المتحدة هناك خطبة حالة الاتحاد ألقاها كل رئيس منذ عام 1790. |
Bu daha önce yaptıklarıma benzer bir konuşma olmayacak. | TED | هذه لن تكون محاضرة مثل المحاضرات التي ألقيتها في السابق |
Bir daha Amerikalılara teslim olmakla ilgili bir konuşma olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك مزيد من الحديث عن الاستسلام للأمريكيّين |
Siz onlara uzun politik bir konuşma yapabilirdiniz yine de anlayamayabilirlerdi. | TED | يمكنك أن تقدم لهم خطاباً سياسياً طويلاً وما يزالون لا يفهمون. |
Onunla zorlu bir konuşma yaptı ve hayatına devam etti. | Open Subtitles | لذا كانت لديه تلك المحادثة قاسية ثم تقدم في حياته |
Büyük bir mangal partisi verdik ben de iyi bir konuşma yaptım. | Open Subtitles | سيكون لدينا حفلة شواء كبيرة وسألقى خطبه جيدة |
Ayrıca yarın kısa bir konuşma yapmalıyız, tamam mı? | Open Subtitles | ونحتاج للبعض الحديث الصغير غدًا، حسنًا؟ |
Edindiğimiz bilgiye göre, cinayet gecesi buldozer çocukları su bendine gömerken sen bir konuşma yapmışsın. | Open Subtitles | الأسلوب الذي لدينا في ليلة الجريمة أجريت خطاباَ لماعاَ كما البلدوزر التي دفنت الصبي في الحضيرة |
Ev sahibi ailenin reisinin yemeği bitirmek için bir konuşma yapması gerekir. | Open Subtitles | انها عادة كقائد للاسرة المستضيفة ان ينهي الوجبة بنخب نهائي |