"bir kum" - Translation from Turkish to Arabic

    • حبة رمل
        
    • رملية
        
    • ضع ذرّة من رمل
        
    • صندوق رمل
        
    • ذرات الرمال
        
    • رمل على
        
    Her bir kum tanesi, boyut olarak bir milimetrenin onda biri kadardır. TED حجم كل حبة رمل هو حوالي عُشُرُ ملليمتر.
    Yani her bir kum tanesi eşsizdir. TED ذلك أن كل حبة رمل فريدة من نوعها. و كل شاطئ يختلف عن الآخر
    -Rüzgar çalışır durumdaki geçitten esti. -Ve bir kum fırtınası oluşturdu. Open Subtitles لقد جاءت الريح عبر بوابة النجوم و شكلت عاصفة رملية
    Şimdiye kadar bulduklarım, üzerinde parmak izi olan bir kum saati ve eski bir suç mahallinden bir fotoğraf. Open Subtitles لحد الآن عندي ساعة رملية عليها بصمة وصورة لمسرح جريمة قديمة
    İster bir kum olsun, ister bir taş, ikisi de suda aynı anda batar. Open Subtitles ضع ذرّة من رمل او صخر في الماء وستغرق كلاهما بشكل متشابه
    Aradığımız aslında bir kum havuzu ve sonra birçok kaynağımızı riske atıp kum havuzuna girip oynuyoruz. TED نحاول إيجاد صندوق رمل وبعدها نغامر بكمية كبيرة من ميزانيتنا في محاولة اللعب بصندوق الرمل ذلك.
    bir kum tanesi görüyorum. Open Subtitles أستطيع رؤية ذرات الرمال هنا.
    Eğer doğru bir tahmin isterseniz, dünyadaki tüm kumsallardaki, tüm okyanusların ve göllerin altındaki her bir kum tanesinin buraya sığacak şekilde küçüldüğünü düşünün. TED إذا أردتم الوصول للرقم الصحيح عليكم أن تتخيلوا كل حبة رمل على كل شاطئ، تحت كل المحيطات والبحيرات، ثم تقليص كلًا منهم حتى يتناسب هنا.
    Her bir kum tanesi bir yere geliyor ve bir yere gidiyor. TED كل حبة رمل قادمة من مكان ما وذاهبة إلى مكان ما.
    İşte burada, Ay'dan gelen bir kum tanesi var ve bütün kristal yapının hala orada olduğunu görebilirsiniz. TED الآن هذه حبة رمل من القمر، ويمكنك أن ترى أن كامل البنية البلورية لا تزال هناك.
    Heykelin altı bir kum tanesinden oyuldu. Bunun sebebi, taş görüntüsünü yakalamak istememdi. TED الجزء الأسفل منحوت من حبة رمل لأني أردت الحصول على شكل حجري
    Buna dayanarak, uzay-zamana sızan Higgs alanının bıçak sırtında konumlanmış, kozmik çöküşe hazır durumda olabileceğini keşfettik, ve bunun, evrenimizin çoklu evren gibi koca bir kumsaldaki bir kum taneciği olabileceği yönünde bir ipucu olabileceğini keşfettik. TED ومن ذلك, اكتشفنا ان مجال هيقز الذي يتخلل الزمكان قد يكون على طرف سكين, مستعدا لانهيار كوني, و اكتشفنا ان ذلك قد يكون تلميحا أن كوننا ليس الا حبة رمل على شاطئ ضخم, الاكوان المتعددة.
    Fakat bir kaç hafta sonra, bir kum fırtınası gelip, kanomu uçurdu gitti. Open Subtitles ولكن بعد عدة اسابيع قامت عاصفة رملية باخفاء الكاياك
    Sekiz gün önce, o alanda bir kum fırtınası varmış. Open Subtitles حسناً، كان هنالك عاصفة رملية في تلك المنطقة قبل 8 أيام
    Bu yüzden dünyayı silip süpürmesi ve her şeyi yok etmesi için bir kum fırtınası göndermişler. Open Subtitles لذلك أرسلوا عاصفة رملية عظيمة، لتدمر كل شيء، ليمسحوا ويطهورا وجه الأرض.
    "İster bir kum olsun, ister bir taş ikisi de suda aynı batar." Open Subtitles "ضع ذرّة من رمل او صخر, في الماء وستغرق كلاهما بشكل متشابه"
    "İster bir kum olsun, ister bir taş ikisi de suda aynı batar." Open Subtitles "ضع ذرّة من رمل او صخر, في الماء وستغرق كلاهما بشكل متشابه"
    Evrimle ilgili yeni fikirlerle dolu bir kum havuzu." TED مع صندوق رمل للأفكار الجديدة عن التطور."
    Hey, bir kum havuzu! Open Subtitles هيه , صندوق رمل!
    bir kum tanesi görüyorum. Open Subtitles أستطيع رؤية ذرات الرمال هنا.
    Gördüğün üzere, yaşayan her canlı kumsaldaki her bir kum tanesi gökyüzündeki her bir yıldız, birbirine karışık nedensellik ağları ile bağlı. Open Subtitles اترى كل شيء حي كل ذرة رمل على الشاطيء كل نجمه في السماء...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more