Aşağıda büyük bir sızıntı var. Bir duvar su akıtıyor. | Open Subtitles | هناك تسرب كريه بالأسفل أحد الجدران يقطر ماءً |
Yani termal kaynasaydı, o zaman bir sızıntı var diyebilirdim. | Open Subtitles | لو غلت الينابيع الحارة، سأقول أنه ربما هناك تسرب |
CIA'in emir zincirinde bir sızıntı var. | Open Subtitles | يوجد تسريب للمعلومات في السلسة القيادية لوكالة الإستخبارات. |
bir sızıntı var diye düşündüm ama bilgisayarda bir sorun varmış. | Open Subtitles | لقد ظننت أن هناك تسرّب ولكن الحاسوب تلقّى ضربة |
Senin laboratuvarında bir sızıntı var. | Open Subtitles | هنالك تسريب في مختبرك |
Kirschenbaum ve Bond'a bir sızıntı var. | Open Subtitles | لدينا تسريب معلومات الى كيرشنبام وبوند |
- Evet üst katta bir sızıntı var. | Open Subtitles | هناك بقعة. نعم، هناك تسرب في الطابق العلوي. |
bir sızıntı var. Baypass'a geri dönüyorum. | Open Subtitles | هناك تسرب أعدوه على المجازة الآن |
Aman tanrım, Radyasyon Ünitesinde bir sızıntı var! | Open Subtitles | يا إلهي , هناك تسرب في وحدة الإشعاع |
Bay Lewman, sanırım yatak odamda bir sızıntı var, bakılması gerek. | Open Subtitles | سيد "ليومان" ، أعتقد أنّ هناك تسرب في غرفتي |
Bay Lewman, yatak odamda bir sızıntı var. | Open Subtitles | سيد "ليومان" ، أعتقد أنّ هناك تسرب في غرفتي |
Anlaşılan bir sızıntı var. | Open Subtitles | يبدو أن هناك تسرب |
Hay aksi, bir sızıntı var. Şuna lehim yapayım. | Open Subtitles | يوجد تسريب ، دعني أكويه |
Ya da ofiste bir sızıntı var. | Open Subtitles | أو أنّ هناك تسرّب في المكتب |
Ciddi bir sızıntı var. | Open Subtitles | هناك تسرّب جدّي. |
- Biriminde bir sızıntı var. | Open Subtitles | هنالك تسريب |
Hâlâ içimizde bir sızıntı var. Bu da beni sinirlendiriyor. | Open Subtitles | لايزال لدينا تسريب وهذا يغضبني |
Ama hâlâ içimizde bir sızıntı var. | Open Subtitles | لكن لازال لدينا تسريب |