"bir sebep yokken" - Translation from Turkish to Arabic

    • بدون سبب
        
    • أي سبب على
        
    Bazen sınıfta otururken, penisim hiç bir sebep yokken sertleşiyor. Open Subtitles أحيانا,عندما أجلس في الصف قضيبي ينتصب بدون سبب.
    Ve görünürde bir sebep yokken aniden kurtulduğu oluyor muydu? Open Subtitles وهل استفاق منها فجأة هكذا بدون سبب واضح؟
    Ve oymak beylerimin ortada hiç bir sebep yokken beni yumruklamalarına izin veriyordum. Open Subtitles ولقد اعلامي ان الكشافة قامت بضربي بدون سبب حقيقي
    Sonra masamı soyup soğana çevirdi, 50 bini aldı ve ortada bir sebep yokken kafayı yedi ve belki de dünyadaki en iyi 2 arkadaşımı vurdu. Open Subtitles ثم فتح مكتبي واخذ ال50 ألف بدون سبب لقد جُن واطلق النار ربما على اعز صديقين لي في العالم كله
    Örnek vatandaş, sicili temiz ama sonra ortada bir sebep yokken Pearl River Ormanında bir grup avcıyı öldürmüş. Open Subtitles مواطن شريف، لا خلفية جنائية، ولكن بعد ذلك، على ما يبدو أي سبب على الإطلاق، وقال انه طعن طرف الصيد بأكمله حتى الموت
    Ortada bir sebep yokken Fransızca kelimeler kullanılmaya başlanır. Open Subtitles يبدأ بإستخدام كلمات فرنسية بدون سبب
    Çünkü o Simon denen adam, demin hiç bir sebep yokken telefonunu fırlattı. Open Subtitles لأن "سايمون" ألقى هاتفه علينا بدون سبب واضح
    Bu sabah brifing odasında ortada bir sebep yokken Doktor Weir'a bağırdın. Open Subtitles لقد اثقلت على د/وير بدون سبب.
    Nedenini bilmiyorum ama hayatımda arada sırada hiç bir sebep yokken, sana ihtiyacım oluyor. Open Subtitles أنا لا أعرف لماذا، ولكن... ... بين الحين والآخر في حياتي... ... بدون أي سبب على الإطلاق، أنا بحاجة لك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more