"bir sebeple" - Translation from Turkish to Arabic

    • لسبب واحد
        
    • لسببٍ
        
    • لأيّ سبب
        
    • لأيّ سببٍٍ كان
        
    Seni sadece bir sebeple hayatta tutuyorum. Open Subtitles أنتَ على قيد الحياة لسبب واحد لسبب واحد فقط
    Ve buradaki bu iyi adam yalnızca bir sebeple ona katılmana izin verecektir. Open Subtitles ومع ذلك هذا الرجل الجيد سيسمح لك بالإنضمام إليه لسبب واحد فقط
    Ama hastalar belli bir sebeple öldürüldüyse biri intikam peşinde olabilir. Open Subtitles لكن إن كان يتم قتل المرضى لسببٍ ما، فربما هناك شخص يريد الانتقام
    O korku gösterisi bir sebeple çatı katına kondu. Open Subtitles لقد حفظت دفتر الصور المُريعة هذا بالغرفة العلوية لسببٍ وجيهٍ.
    Hanımefendi, hiç bir sebeple birinin evine gizlice giremezsiniz. Open Subtitles سيدتي، لا يمكنك إقتحام بيت أحدهم لأيّ سبب.
    Cezayir'e inmek üzereyiz. Perdeleri indirin ve hiç bir sebeple açmayın! Open Subtitles نحن على وشك الهبوط في "الجزائر", أغلقوا ستائركم ولا تفتحوها لأيّ سببٍٍ كان.
    Bu orangutanların hepsi de bir sebeple buradalar. Open Subtitles كل هده القردة توجد هنا لسبب واحد
    Seni buraya çok basit bir sebeple getirttim. Seni öldürmek için. Open Subtitles أحضرتك إلى هنا لسبب واحد فقط وهو قتلك
    Sadece tek ama tek bir sebeple yaşıyorum. Open Subtitles أنا موجود لسبب واحد وسبب واحد فقط.
    Onu sadece bir sebeple hayatta tuttum: Open Subtitles لقد أنقذته لسبب واحد فقط
    Büyükbaba, bu haftasonu için tam olarak neler düşündüğünü bilmiyorum ancak buraya tek bir sebeple geldim ben seni Boca'ya götürmek! Open Subtitles جدي، لا أعرف ماذا كنت تخال أن تكون عطلة نهاية هذا الأسبوع، لكني جئت إلى هنا لسبب واحد وهو أنّي أوصلك إلى (بوكا).
    Ve bir nedenden ötürü burada ve yalnızca bir sebeple. Open Subtitles ...وهم هنا لسبب واحد ...و لسبب واحد فقط
    Bitki Stew'i bir sebeple seçtim. 60 saniyeniz var, ipucu yok. Open Subtitles لقد اخترتُ حساء الخضار لسببٍ لديكم 60 ثانية، لا تلميحات
    "Biliyorsunuz, kurucu atalarımız ikinci anayasayı iyi bir sebeple koydu. Open Subtitles أتعلم,أن أبانا المؤسس, وضعو الالتزام الثاني لسببٍ جيد,
    Şu an burada olmasının anlamını kimse bilmiyor ve bir sebeple yanılıyorsam, ondan ilk özür dileyecek olan kişi benim. Open Subtitles لا أحد يعلم ماذا يعني أنها هنا الآن وإذا كنت مخطئاً لسببٍ ما... سأكون أول شخص في الطابور لأعتذر لها
    Belki bu güçler bize bir sebeple verilmiştir. Open Subtitles ربما قد مُنحنا تلك القوى لسببٍ ما.
    Beni seçti ve bence seni de belli bir sebeple buraya getirdi. Open Subtitles - لقد إختارتني، وأنا أعتقد أنها أعادتكِ لسببٍ ما
    bir sebeple ondan hoşlanmıyorsun. Ve cidden... Open Subtitles ،أنت لا تحبه لسببٍ ما، مهما كان ...وعلى محمل الجد
    Herhangi bir sebeple unutmanıza karşılık bunlar size hatırlatsın. Open Subtitles لأيّ سبب إنّكما نسيتوما ذلك، دعوا هذه تذكّركما.
    Herhangi bir sebeple kendini öldürebilirsin... Open Subtitles أنت يمكن أن تقتل نفسك لأيّ سبب...
    Cezayir'e inmek üzereyiz. Perdeler ve hiç bir sebeple açmayın! Open Subtitles نحن على وشك الهبوط في "الجزائر", أغلقوا ستائركم ولا تفتحوها لأيّ سببٍٍ كان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more