"bir silahı" - Translation from Turkish to Arabic

    • لديه سلاح
        
    • لديه مسدس
        
    • على سلاح
        
    • بسلاح
        
    • يملك مسدساً
        
    • لديه بندقية
        
    • سلاح في
        
    Ya hedefinin daha iyi bir silahı, eğitimi veya desteği olsaydı? Open Subtitles ماذا لو كان الهدف لديه سلاح أفضل أو تدريب أو دعم؟
    Garip bir üniforma giyiyordu. Işıkları kontrol eden bir silahı vardı. Open Subtitles كما كان يرتدي زياً غريباً، وكان لديه سلاح يتحكّم بالضوء.
    Nişancının elinde ateş etmek üzere kafama nişan almış bir silahı var. Open Subtitles القناص كان لديه مسدس يوجهه الي رأسي, علي و شك اطلاق النار علي
    Eğer burada olmasan yalnızca bir silahı olurdu. Open Subtitles كان سيكون لديه مسدس واحد لو لم تكونى هنا
    Biliyor musun yetişkin erkeklerin bin dolarlık bir silahı alıp güzel bir geyiğin yüzünü parçalamaktan nasıl bir zevk (...) Open Subtitles أنا لن أفهم ما هي المتعة في حصول رجل على سلاح بألف دولار
    Norseman adındaki bir silahı bulmamız için 48 saatlik bir izinde. Open Subtitles لديه أجازه لمده يومان ليحصل لنا على سلاح يدعى النورثمان
    Siyahtı büyük, sanırım, büyük bir silahı vardı. Open Subtitles ...كان أسودًا ، ضخما بسلاح كبير
    Lanet olsun, kahrolası kurşunları olan gerçek bir silahı var tamam, tamam, bırakırım. Open Subtitles إنه يملك مسدساً حقيقياً برصاصات حقيقية، حسناً، حسناً سأرميه أرضاً
    bir silahı vardı. Open Subtitles "مقتل طفل في غارة" "مدير مكتب التحقيقات الفيدرالي يأمُر بالمراجعة" كان لديه بندقية.
    Cephaneliğinizdeki herhangi bir silahı devreye sokup ateşleyebilir ve herhangi bir emri geri çekebilirim. Open Subtitles يمكنني تصريح و تفعيل أي سلاح في ترسانتكم و يمكنني أن الغي أي أمر نشط
    Ben buralarda olduğum sürece Kurucu'nun korkunç bir silahı var demektir. Open Subtitles طالما أنني موجود، فإن المؤسس لديه سلاح فتاك
    Ya hedefin daha iyi bir silahı ya da eğitimi ya da desteği olsaydı? Open Subtitles ماذا لو كان الهدف لديه سلاح أفضل أو تدريب أو دعم؟
    Resepsiyonda görevliydim, çelik başlıklı adamın biri içeri daldı susturuculu bir silahı vardı. Open Subtitles كنت بجوار مكتب الأستقبال ثم دخل رجل يرتدى خوذة. و كان لديه سلاح كاتم للصوت.
    Burada adamın dolu bir silahı olduğu yazıyor, yani başka şansı vardı. Neden el bombası? Open Subtitles تعرفون مكتوب هنا ان الرجل كان لديه مسدس محشو بالكامل لذا نحن نعرف انه كان عنده خيار
    Ah, Patty, çok iyiydi! Senin erkek arkadaşının bir silahı var, benim kocamın bir silahı var. Open Subtitles أنت مضحك يا باتي ،حبيبك لديه مسدس .وزوجي لديه كذلك
    bir silahı yoktu. Open Subtitles لم يكن لديه مسدس.
    İlk öğrenmek isteyecekleri şey de 11 yaşındaki bir çocuğun kaçak bir silahı nereden bulduğu olacak. Open Subtitles أول شيء سيريدون معرفتة كيف بحق الجحيم حصل طفل في الحادية عشر على سلاح أوتوماتيكي
    Böyle bir silahı nereden buldun, Jerry? Open Subtitles أين بحق الجحيم حصلت على سلاح كهذا؟
    Çok nadir ve çok tehlikeli bir silahı almaya geldim. Open Subtitles يجب أن احصل على سلاح نادر وخطر جداً.
    Daha önce hiç bu kadar değerli bir silahı eline almadığını söyledi. Open Subtitles {\pos(192,220)} لقد قال إنه لم يمسك من قبل بسلاح ثمين مثله
    Düşüncemle bir silahı kontrol ediyorum. Open Subtitles أنا أتحكّم عن بعد بسلاح
    Buna benzer bir silahı vardı. Open Subtitles كان يملك مسدساً كهذا
    Hilkat garibesinin, Rhode Adası büyüklüğünde bir silahı var. Open Subtitles المهووس لديه بندقية بحجم "جزيرة رود".
    Çünkü bütün parayı kaybettiği, bir silahı olmadığı, alarmı olmadığı, ve benim sabahları onu ziyaret etmeme izin verdiği için onu suçlardı. Open Subtitles ...لأنها كانت ستلومه لأنه أن يخسر كل تلك الأموال لأنه لا يملك سلاح في المخزن ولأنه لا يملك زر للإنذار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more