"bir tanık" - Translation from Turkish to Arabic

    • شاهد واحد
        
    • شاهد عيان
        
    • شاهدة
        
    • هناك شاهد
        
    • شاهدا
        
    • شاهدًا
        
    • لديّ شاهد
        
    • لدينا شاهد
        
    • كشاهد
        
    • على شاهد
        
    • شاهد في
        
    • أحد الشهود
        
    • الشاهد الذي
        
    • أي شاهد
        
    • أي شهود
        
    Savunma sadece bir tanık çağırdığı için, ki bu mahkumdu, son olarak dinlenme hakkına sahiptir. Open Subtitles بما أن الدفاع قد قام باستدعاء شاهد واحد و هو السجين فاٍن له الحق أن يتحدث أخيرا
    bir tanık daha onu teşhis ettiği için olay sırasında başka yerde olduğu iddiasını çürütebilir ve onu gözaltında tutabilirim Open Subtitles يمكننى أما أن أحتجزه وأجبره على الأعتراف بناءً على وجود شاهد واحد تعرف عليه
    Ölümünden sonraki yüzyıllarda Anna'nın Aleksiad'ı tekrar tekrar basıldı ve hala Aleksios'un saltanatına şahitlik eden paha biçilemez bir tanık. TED في القرون بعد وفاتها، تم نسخ اليكسياد آنا مرات ومرات، وظل لا يقدر بثمن رواية شاهد عيان من عهد اليكسيوس اليوم.
    Sizi, kaçırıldığı saatlerde onunla aynı markette gören bir tanık var. Open Subtitles لدينا شاهدة تقول انها شاهدتك بالمجمع التجاري في نفس وقت اختطافها
    Ama anladığım kadarıyla, onu havuzdan anımsayan bir tanık var. Open Subtitles ولكن مما فهمت هناك شاهد يثبت أنه قريب من المسبح
    CID bir tanık daha getirmiş. Annapolis'teki bir otelden bir oda hizmetlisi. Open Subtitles ال سي آي دي احضروا شاهدا آخرا، عامل الغرف فى فندق انابوليس
    Terry'nin uyuşturucuyu Julio Diaz'dan aldığını gören bir tanık bile yeter. Open Subtitles هيا. أنا أريد شاهد واحد رأى .تيري يأخذ المنشطات من خوليو دياز
    Tüm kanıtlar bunu gösteriyor, ama böyle olmadığını düşünen bir tanık var. Open Subtitles حسنا، تشير كلّ الدلائل إلى ذلك لكن هناك شاهد واحد لا يعتقد ذلك
    Üzgünüm ama bir tanık bile kalamaz. Yasayı biliyorsunuz. Open Subtitles أنا آسفة، لكن لا يجب أن يبقى شاهد واحد أنتم تعرفون القانون
    Çok güvenilir bir tanık gece yarısı sularında 72. Cadde'ye doğru koşarken görmüş sizi. Open Subtitles لقد رآك شاهد عيان موثوق به للغاية تركض نحو الشارع الـ 72 بمنتصف الليل تقريباً.
    Sen sadece bir tanıksın, çok da iyi bir tanık değilsin. Open Subtitles أنت فقط شاهد عيان هنا و لست بشاهد جيد جدا
    Dün 14:30 civarında buradan çıkan uzun boylu, esmer birini gören bir tanık var. Open Subtitles رأى شاهد عيان ، رجلاً طويل القامة ، ذو شعر أسود يغادر المكان هنا حوالى الساعة الـ 2: 30 يوم الأمس
    Seçeneği olan bir tanık haline geldim: kaçmak ya da kıpırdamamak. TED أصبحت شاهدة ذات خيار: إما الهرب أو الصمود.
    Onun gizlenmesi gereken beklenmedik bir tanık olduğunu söylerim. Open Subtitles سأقول انها شاهدة هامة, وانك ستخفيها بعض الوقت
    bir tanık çıktı, cinayet silahında da parmak izlerini bulduk. Open Subtitles كان هناك شاهد ووجدنا بصماته على سلاح الجريمة
    Skals köyü yakınlarında bir çocuğun arabaya zorla bindirildiğini görmüş bir tanık var. Open Subtitles شاهدا رأى اطفال يدخلوا سيارة بالقوة كانت السيارة قريبة من قرية اسمها سكالس
    Tipik bir günde.ben bir tanık yada olası bir suça karışabilecek bir tanıkla görüşebilirim, Open Subtitles في يوم نموذجيّ، قد أقابل شاهدًا أو شهودًا مشتركين في جريمة ممكنة
    bir tanık, maktulün çarpışmadan önce paranoyakça davrandığını söyledi. Open Subtitles لديّ شاهد يقول أن الضحية كانت تتصرف بإرتياب قبل التصادم.
    Ama bir tanık da isim sayıp senin ancak sana vurulduktan sonra vurduğunu söyleyecek. Open Subtitles لدينا شاهد موثوق مستعد أن يؤكد بأنك لم تفعل سوى الرد.
    bir tanık ve bir papaz olarak söylüyorum. Maçtaydık. Open Subtitles انى أخبرك كشاهد وككاهن اننا كنا فى المباراة
    Mahkemenin izniyle yeni bir tanık çağırmak istiyorum. Open Subtitles أطلب إذن المحكمة للمناداه على شاهد إضافي
    Dışarıdaki bir tanık kaçan birini görmüş. Korkmuş göründüğünü söyledi. Yani muhtemelen katilimiz o değildir. Open Subtitles شاهد في الخارج رأى شخصاً يخرج قال أنه بدا خائفاً، لذا ربما ليس هو القاتل
    Dediğin gibi oldukça sağlam bir davada önemli bir tanık olmalı. Open Subtitles كما قلت ، هو أن أحد الشهود المهمين ، فعلاً للحدث الكبير لذا ماذا علينا أن نفعل؟
    Pek çok sanık beraat etmek için... duruşmasını beklerken, kendisi hemen Yargıtay Başkanı gibi... yeminli olmayan... yani yalan yere yemin etmekle suçlanamayacak saygın bir tanık buldu. Open Subtitles قبل أن تنتج الأبقار المقدسة مثل رئيس المحكمة العليا كشحص الشاهد الذي ليس تحت القسم وبالتالي غير معرض لعقوبة شهادة الزور
    Arkasında aleyhine ifade verebilecek bir tanık bırakmazsa kaçması çok daha kolay olur. Open Subtitles وسيكون من الأسهل له أن يتخلص من أي شاهد يمكنه أن يشهد ضده.
    Geride hiç bir tanık bırakmak istemiyorlar ve bugünden sonra, ...hiç olmayacak. Open Subtitles لايريدون أي شهود .ولن يكون هنالك بعد اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more