"bir tarafta" - Translation from Turkish to Arabic

    • من جهة
        
    • من ناحية
        
    • في جانب
        
    • على جانب
        
    • جانب واحد
        
    • فمن ناحية
        
    • أفهمها على
        
    • جهة هناك
        
    Sayın Başsavcı, bir tarafta raporu imzalayanlar diğer tarafta ise herkesi karşısına alan, adaletin cesur bekçisi olarak siz mi varsınız? Open Subtitles لذا، النائب العام، من جهة لدينا الأشخاص الذين وقعوا على التقرير ومن الجهة الأخري، أنت رجل القضاء القوي وحيداً ضد الكل؟
    Yani, Meksika hükümeti bir tarafta Amerikalılar diğer tarafta ve ben tam ortalarında mı demek istiyorsun? Open Subtitles أتعني الحكومة المكسيكية من جهة و ربما الأمريكية من الجهة الأخرى و انا تماما في الوسط
    bir tarafta uzay ve zaman ve hareket ile ilgili düşünme biçimleri, öteki tarafta toplum ile ilgili düşünme biçimleri ile birbirine yakın bağlıydi. TED طريقتهما في التفكير عن الزمان والمكان و الحركة، من ناحية و التفكير عن المجتمع من ناحية أخرى، كانا متقاربين لحد كبير.
    bir tarafta annem vardı, iyi eğitimli, laik, modern, batılılaşmış bir Türk kadını. TED من ناحية كانت أمي, امرأة تركية, مثقفة, علمانية, عصرية على الطراز الغربي،
    Bu tür talihsiz kazalara aman vermemek için, ...kadınların bir tarafta, ...erkeklerin de diğer tarafta uyumalarını öneriyorum. Open Subtitles لتفادي الأحداث السيئة كهذه، أقترح أن تنم النساء في جانب من الغرفة وينام الرجال في الجانب الآخر.
    Sadece bir tarafta olunca iz kalması o kadar da kötü değil. Open Subtitles اعتقد ان الندبة ليست سيئة جدا خاصة لو كانت على جانب واحد
    bir tarafta Çin donanması diğer tarafta ABD donanmasıyla, Open Subtitles الذي مَع الصينيين من جهة والأسطول الأمريكي في الجهة الاخري
    bir tarafta askeri kamp ve diğer tarafta da bir nükleer santral olan burayı seviyorsun. Open Subtitles هل ترغب في ذلك هنا محطة نووية على جانب ومعسكر للجيش من جهة أخرى
    bir tarafta sen, diğer tarafta ben... ama sonuçta ikimiz de kaybettik. Open Subtitles أنت من جهة وأنا من الأخرى وكلانا خرجنا الخاسرين
    Gözlemciye göre, bir tarafta kaybolacak ve diğer tarafta tekrar görünecek. Open Subtitles بالنسبة للمراقب أنه يختفي من جهة ويظهر من الأخرى
    bir tarafta aldıkları ödüller, diğer tarafta paralı askerler. Open Subtitles يحصلون على جوائز القبض على المطلوبين من جهة ويعينون عمالاً من جهة أخرى
    İsa'nın sembollerinden biri olarak görülür; bir tarafta ılımanlığı... - ...diğer tarafta da Eski Ahit adaleti. Open Subtitles لطفه ورحمته من ناحية، وميثاق عدالته القديم من ناحية أخرى
    bir tarafta bilime bakarsanız, bilim çevresindekilere oldukça mantıklı bir açıdan yaklaşır, oysa ki sanat çevresindekilere karşı duygusal bir yaklaşım içindedir. TED إذا نظرتم إلى العلم من ناحية، العلم هو نهج منطقي جداً بالنسبة للمناطق المحيطة بها، بينما الفن من ناحية أخرى هو عادة نهج عاطفي بالنسبة للمناطق المحيطة بها.
    Bu arada, çok güzel bir doğaya sahipler. bir tarafta Jordanian Dağlarını görüyosunuz, diğer tarafta Jordan Vadisi, ve güzel ılıman bir kış, ve hoş, sıcak bir yaz, bu yaratıkların seri üretimi için mükemmel bir ortam. TED بالمناسبة، لديهم مناظر طبيعية لطيفة جدا. تشاهد جبال الأردن من ناحية وادي الأردن من ناحية أخرى، و فصل الشتاء معتدل جيد والصيف الحار و لطيف، وهي حالة ممتازة لتنتج كميات كبيرة من هذه المخلوقات.
    bir tarafta isteme süreci; TED من ناحية, هناك عمليات الرغبة.
    Üç tanesi ellerinde Tommy'lerle bir tarafta sonuncusu diğer tarafta. Open Subtitles ... وكان هناك أربعة جنود ألمان ثلاثة من ناحية مسلحين بمدافع رشاشة... وواحد على الجانب الأخر للمجموعة
    bir tarafta Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya diğer tarafta Rusya ve Fransa. Open Subtitles كانت ألمانيا ، النمسا-المجر وايطاليا في جانب وعلى الجانب الآخر فرنسا وروسيا
    Evet, bu neden... elbiselerin tek bir tarafta çıkarıldığını açıklıyor. Open Subtitles نعم، هذا هو السبب في أن كل الملابس موجودة في جانب واحد
    bir tarafta algıladığım dostluk diğer tarafta ise gerçek var. Open Subtitles الصداقة التي أفهمها على جانب و الحقيقة على الجانب الآخر
    bir tarafta yan yana oturmuş bir sürü insan var... ayrıca bir de parmağıyla zenciyi göstererek bağırıp çağıran birisi var. Open Subtitles هناك الكثير من الرجال يجلسون سوية فى جانب واحد ورجل واحد يشير إلى الرجل الزنجى ويصيح بصوت عالى
    bir tarafta, dış siyaset konusunda inadını sürdüren ABD başkanı diğer taraftaysa, onun uğruna savaşmasını umutsuzca istedikleri masum bir Amerikalı kadın. Open Subtitles فمن ناحية تجدون الرئيس يشق طريقه بصعوبة في السياسة الخارجية
    bir tarafta, Krrish var rüzgar gibi uçuyor, umutsuz durumlardan kurtarıyor. Open Subtitles من جهة هناك كريش. يطير مثل الريح، وينجح فيمهماتصعبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more