Bunun basit bir tesadüf olarak yorumlanabileceğini düşünüyorsan, büyük bir inkar içindesin. | Open Subtitles | هل تظن أن هذا مجرد مصادفة و بما أنك كنت هناك فأنت في خطر كبير |
Aman tanrım! Ne inanılmaz bir tesadüf. | Open Subtitles | يا إلهي يا لها من مصادفة غير معقولة |
Marlboro Adamı, ezik değildi ve bu bir tesadüf de değildi. | TED | لم يكن رجل إعلانات المارلبورو أحمقاً ولم يكن ذلك من قبيل الصدفة. |
Şef, bu bir tesadüf olamaz. | Open Subtitles | أيها القائد لايمكن أن يكون هذا محض مصادفة |
Öyleyse burada, sizin şöminenizde yanan kağıttan kalanlarda "Addisland Court" yazması büyük bir tesadüf olsa gerek. | Open Subtitles | اذن فهى من قبيل المصادفة ان نجد هنا بقايا قطعة ورق.. محروقة فى دفايتك ومطبوع عليها حى أديسلاند |
Maskeli balodan sonra karalar bağlaması bir tesadüf değildi. | Open Subtitles | تحوله إلى شخص غامض بعد الحفلة التنكرية ليس محض صدفة |
Yani hepsi siyahi olsaydı, bu da bir tesadüf mü olacaktı? | Open Subtitles | لو كانوا كلهم سود , هل كانت هذه مصادفة ايضا ؟ |
- Garip bir tesadüf değil mi? | Open Subtitles | يا لها من صدفة غريبة,أليس كذلك على أي صدفة تتكلمون؟ |
Karşılaşmamız garip bir tesadüf, sonuçta Penrose Bursu için rakibiz. | Open Subtitles | إنها صدفة غريبة أن نلتقي، منذ كنا في المنافسة، لأخوية بينروز. |
Bunun basit bir tesadüf olarak yorumlanabileceğini düşünüyorsan, büyük bir inkar içindesin. | Open Subtitles | هل تظن أن هذا مجرد مصادفة و بما أنك كنت هناك فأنت في خطر كبير |
Eğer sanrı görseydi tahmin ettiğimiz, bulduğumuz ve onardığımız kalp sorunu büyük bir tesadüf olurdu. | Open Subtitles | إن كانت أصيبت بهلوسة تكون الأزمة القلبية التي توقعناها و وجدناها و عالجناها مجرد مصادفة كبيرة |
Kazadan hemen sonra, senin ortaya çıkıvermenin, bir tesadüf olduğunu pek sanmıyorum. | Open Subtitles | لم أظن أن قدومك بعد الحادثة مباشرة كانت مجرد مصادفة |
Seninle karşılaşmak ne güzel bir tesadüf. | Open Subtitles | يا لها من مصادفة لك , أليس كذلك؟ |
İlginç bir tesadüf, öyle değil mi? | Open Subtitles | يا لها من مصادفة ! .. ألمْ تكوني لتقولي ذلك ؟ |
Neyse ki, birçok şehrin böyle manzaraları var -- ve bu bir tesadüf değil. | TED | لحسن الحظ أن كثيراً من المدن مليئة بمناظر مثل هذه؛ وهذا ليس من قبيل الصدفة. |
Şef, bu bir tesadüf olamaz. | Open Subtitles | أيها القائد لايمكن أن يكون هذا محض مصادفة |
Bu binbaşı biz anlaşmamızı tamamladıktan sonra kayboldu. İnanıyorum ki bu bir tesadüf değildi. | Open Subtitles | هذه الميجور إختفت بعد أن أنجزنا عملنا معا و أنا أعتقد أن هذا لم يكن من قبيل المصادفة |
Yani sizinle birlikte o seyahatte bulunan herkesin, sonra askerî yardım paketine arka çıkması bir tesadüf mü? | Open Subtitles | لذا هذه محض صدفة أن كل شخص ذهب في هذه الرحلة معكِ صوت لاحقًا لصالح حزمة المساعدات العسكرية؟ |
24 saat içinde ele geçen iki kurbanın aynı adam tarafından tecavüz edilmiş olması çok garip bir tesadüf. | Open Subtitles | هذه مصادفة بغاية الغرابة العثور على ضحيتين خلال 24 ساعة و قد تمّ اغتصاب كلتيهما من قِبل الرجل نفسه |
Ne manyak bir tesadüf! Burası Ateş Suyu'nun mağarası! | Open Subtitles | يا لها من صدفة مجنونة إنّه كهف الخمر القوي. |
Onun orda, aynı yerde olması büyük bir tesadüf. | Open Subtitles | إنها صدفة كبيرة أن يكون هناك بنفس المكان |
Sheldon! Bu büyük bir tesadüf. Bunu bu şekilde bırakamaz mıyız? | Open Subtitles | إنها مصادفة مذهلة يا شيلدون فهلا تخطينا ذلك؟ |
Feribotla bir bağlantısı olmalı aksi halde çok büyük bir tesadüf olur. | Open Subtitles | يجب أن يكون الامر مرتبطا بالعبارة وإلا ما هذه صدفة |
Milyarderin kızına aşık olman yalnızca bir tesadüf o zaman. | Open Subtitles | اذن لقد كانت من الصدفة ان تقع في حب ابنة بليونير |
Peki bu kartı bana göndermesi sadece bir tesadüf mü yoksa Fox hakkında ne düşündüğümü biliyor muydu? | Open Subtitles | لذا هل هذا مُصادفة بأنه يُرسل هذا لي ؟ أو هل يعلم كيف هو شعوري تجاهه ؟ |
Yoksa hayatına giren bütün kadınların ölmesinin tamamen bir tesadüf olduğunu mu sanıyordun? | Open Subtitles | أو هل تظن أنه كان مصادفة أن جميع النساء في حياتك انتهين موتى؟ |
Sence uyuşturucuyla yakalanman ve senin Tim bir soygun planıyla karşına gelmesi bir tesadüf mü? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنها كانت مصادفة بأن يقبض عليكِ ويكون لدى أصدقائك خطة لسرقة مصرف ؟ |