"bir umut" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك أمل
        
    • من الأمل
        
    • أي أمل
        
    • هو الأمل
        
    • يزال هنالك أمل
        
    • كان هناك ثمه امل
        
    • على الأوضاع في
        
    • الجانب المشرق
        
    • تحديات الأمل
        
    • أمل بسيط
        
    • بالفكرة بطريقةٍ ما
        
    • ثمة أمل
        
    • ذاك الأمل
        
    • رجل أمل
        
    bir umut var,gerçek bir umut. Open Subtitles و هناك أمل ، أمل حقيقى أن فى الوقت المناسب
    Evet, Ricca sonunda öldü. Dünya için hala bir umut olmalı. Open Subtitles لقى ريكا أخيراً حتفة لا يزال هناك أمل في العالم
    Sonunda, taşınma günü geldi. Tüm aileyi saran bir umut ve heyecan vardı. Open Subtitles و إخيرا الإنتقال و هناك شعور من الأمل و الحماس في العائلة كلها
    Belki değiştiremezsin, ama onun sana değer vermesi için bir umut istiyorsan, değer verilmeye layık daha iyi birisi ol. Open Subtitles ربما لا، و لكن إذا أردت أن يكون لك أي أمل في أن يهتم لأمرك عليك أن تكون شخصا يستحق الإهتمام به
    Bu kılıç, seni büyük bir kedere sürüklediyse de, bir vakitler bizim için bir umut ışığı olmuştu. Open Subtitles وتعتقد أن هذا السيف سبب لك الكثير من الحزن. لقد كان هناك وقت عندما كان هو الأمل الكبير.
    Hayat çok tuhaflaştığında, imkansızlaştığında korkutucu olduğunda, hep son bir umut vardır. Open Subtitles حينما تصبح الحياة غريبة للغاية مستحيلة للغاية ومخيفة للغاية دائمًا ما يكون هناك أمل واحد أخير
    O çok kararlıdır, ona sert olmadığın takdirde, hala bir umut beslemeye devam edecektir. Open Subtitles و إن لم تكن حازماً معها فستستمر ظناً منها أن هناك أمل
    Çünkü bilgisiz olmak korkutucu olabilir ama içinde her zaman bir umut barındırır. Open Subtitles لأننالولم نعرفشيئاً, .قديوجدهناكخوف. لكن هناك أمل أيضاً
    Fakat bir umut var. Kuyruklu yıldız gelmeden önce bir fırsatımız olacak. Open Subtitles لكن هناك أمل قبل مجيء المذنب ، هناك نافذة من الفرص
    Mademki bir umut var, o zaman bahse girelim mi? Open Subtitles طالما هناك أمل ،هناك كل شيء. تريدين الرهان؟
    Yani,Ryan'ı uzaklaştırmanın bir yolunu bulursan senin için bir umut ışığı yanmış olur. Open Subtitles أعني , تعرف كيف تسحب ريان. وأعتقد بأن هناك أمل بسيط.
    Her birimiz bir umut dalgası olabilir. TED إذ أن كل واحد منا قادر على أن يكون موجة من الأمل.
    Böylesine bir umut taşımak yanlış bir şey mi? Open Subtitles أمِنَ الخطأ التمسّك بهذا النوع من الأمل ؟
    Bu lanet şeyi tamir edebilecek ne bir umut ne bir yalvarma ne de bir dua kırıntısı var. Open Subtitles لقد قُضيَ علينا لايوجد أي مقدار من الأمل أو التضرع أو الصلاة
    Eğer eve dönmek için en ufak bir umut varsa, Takyon Yükseltici'yi geri almalıyız, hem de hemen. Open Subtitles إذا كان لدينا أي أمل في العودة الى الوطن نحتاج لاعادة عداد التاكيون واسترجاعه بقوة
    En istemediğim şey, sana yanlış bir umut vermek. Open Subtitles أخر شيء كنت أريد أن أعطيك هو الأمل المزيف.
    Ben sadece işin can alıcı noktasını bilmek, o yüzden belki senin için küçük bir umut olabilir. Open Subtitles والمعرفة هي الفوز بنصف المعركة لذا ربما كان لا يزال هنالك أمل لك
    Hayır, eğer bir umut olacaksa, her birimiz ülkelerimize ihanet etmek zorundayız. Open Subtitles , لا , لو كان هناك ثمه امل فلابد لنا جميعا ان نخون اوطاننا
    Jacques Mesrine ve Jean-Paul Mercier'in yüksek güvenlikli hapishaneye saldırmasının ardından, hapishane şartlarını açığa çıkarmada bir umut ışığı olan soruşturma başlatıldı. Open Subtitles بعد هجوم مسريني وميركيري على السجن قامت لجنه بالتحقيق بالحادثه وتسليط الضوء على الأوضاع في السجن
    Ancak konuşmamın sonunda bunu düzeltecegim ve uzun süredir içinde bulunduğumuz bu yanlışı düzeltmek için size bir umut ışığı vereceğim. TED ولكنّي سأجعله أفضل في النهاية، وسأقدم لكم الجانب المشرق لإصلاح هذه الفوضى التي نحن فيها من مدة طويلة جدًا.
    Afrika'nın karşı karşıya bulunduğu mücadeleyi, yoksulluğun azaltılması denen bir çaresizlik mücadelesinden bir umut mücadelesi çerçevesine oturtmamız gerekiyor. TED نُريد إعادة تأطير التحديات التي تواجه أفريقيا من تحديات البؤس، البؤس الذي يُدعى الحد من الفقر، إلى تحديات الأمل.
    İşin kötü tarafı Ginny'e bir umut satmak zorundayım. Open Subtitles وأسوأ ما في هذا عليّ إقناع (جيني) بالفكرة بطريقةٍ ما
    Eğer geleceği korumak için bir umut varsa; bu size ve sizin insanlarınıza bağlı. Open Subtitles إن كان ثمة أمل في حماية المستقبل، فسيكون فيك وفي قومك
    Sürekli bir umut var içinde, belki telefon bugün çalar diye. Open Subtitles ذاك الأمل الذي لا ينقطع بأنه ربما اليوم سيرن الهاتف
    "ve deniz herkese yeni bir umut lütfeder.. Open Subtitles "و سوف يمنح البحر كل رجل أمل جديد"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more