"bir yaşam" - Translation from Turkish to Arabic

• حياة
• من الحياة
• حياه
• حياةً
• تحظى بحياة
• لحياة
• لحياه
• حياةٍ
• يشكل الحياة
• أسلوب الحياة
• بخلاف حياته

Milyonlarca ve milyarlarca yıllarının neredeyse tamamında dünyada hiç bir yaşam formu yoktu.
فعلى مدى ملايين وبلايين السنين لم يكن هناك حياة على الارض على الاطلاق

Ancak sağlıklı bir yaşam tarzı obezlerde de olumlu sonuçlar getiriyor.
ولكن أسلوب حياة صحي يساعد الناس الذي يعانون من السمنة ايضاً.

İkinci yanılgı da, kalbimin kırılmayacağı bir yaşam oluşturabiliyor olmamdır.
الوهم الثاني هو، أستطيع بناء حياة بحيثُ لن يتحطم قلبي.

Bu tür bir yaşam mutlu ve aynı zamanda ahlâkî yaşamdır.
هذا لنوع من الحياة سعيد و فى نفس الوقت أخلاقي.. حياة.

Üçüncüsü ise Evsizliğin bir yaşam tarzı değil bir tutum olduğu.
ثالثاً: فشلت في تصديق أن التشرد هو سلوك، وليس أسلوب حياة.

Buraya yeni bir yaşam bulmaya gelmiştim. Şimdi yanlış yerde aradığımı anlıyorum.
أتيت إلى هنا لإيجاد حياة و أدركت إنني أبحث في المكان الخطأ

Baban onu sigorta işine sokardı şimdi mutlu bir yaşam sürerdiniz.
أبوكي كان سيضعه في أعمال التأمينات وأنتي ستعيشين حياة رائعه الآن

Ve bütün neden senin normal bir yaşam sürmemen... etrafında yaşayan insanlar gibi.
وكُلّ هذا لأنك لا تَستطيعُ منحها حياة طبيعية مثل بقيّة العالمِ من حولك

Bu bir cilt rengi değil, bu bir yaşam tarzı, Brian.
إنه ليس فقط لون بشرة .. إنه أسلوب حياة .. براين

Bir gün, Güney Afrika'da yeni bir yaşam kurmaya karar verdim.
وفي أحد الأيام قررت أن أبدأ حياة جديدة في جنوب أفريقيا

Dine ve geleneklere bağlı bir yaşam sürmeyi tercih ediyorum Majesteleri.
أفضل أن أعيش حياة تستند على التقوى والتقاليد ، ياصاحب الجلالة.

"Sadece gerçekliğin ve rüyanın birlikteliği tam bir yaşam yapar."
فقط اندماج الحلم والواقع يمكن ان تصنع حياة الإنسان الكاملة

bir yaşam tarzı, bunu her gün yapıyoruz, sadece karnavala oynamaya giderken değil.
بل نمط حياة نقوم بهذا كلّ يوم، وليس فقط عندما نمارس لعبة التقمّص

Üzgünüm Sayın Yargıç. Beş para etmez bir yaşam sürdüm.
أنا آسف يا سعادتك ، لقد عشت حياة بلا معنى

Orada yaşayanların çoğu ya emekli ya da sakin bir yaşam sürmek için taşınıp turizm sektöründe çalışan kişiler.
اغلب من يعيشون هناك متقاعدون او انتقلوا هناك من اجل وتيرة حياة ابطأ و يعملون الان فى مجال السياحة

Ben bundan çok bunaldım artık. Tek istediğim normal bir yaşam.
وقد سئمتُ جدّاً من ذلك، كلّ ما أريده هو حياة طبيعية.

Ama bu zalim ortamda bir yaşam türü gelişmeyi sürdürdü.
لكن نوع واحد من الحياة إزدهرَ في هذه البيئة القاسية.

O dinsiz bir yaşam seçti. Tüm söyleyebileceğim bu.
أختارت حياه دنيويه هذا كل ما أستطيع أخبارك به

Bir gün bu savaş bitecek, ve bittiğinde, birlikte bir yaşam kuracağız.
يوماً ما ستنتهي هذه الحرب و حينما تنتهي , سنبني حياةً معاً

Uzun ve olağan bir yaşam sürebilirsin.
لكن يُمكنك أن تحظى بحياة .طويلة أعتيادية

Bugün mutlu bir yaşam için olan felsefemi sizinle paylaşmak için buradayım.
لذلك أنا هنا اليوم، لأطلعكم على فلسفتي لحياة سعيدة.

Çoğu insan için, daha iyi bir yaşam sürmek neredeyse imkânsızdı.
لأكثر الناس كان هناك فرص ضعيفة جداً لحياه أفضل

Yarı sentetik bir yaşam şekli olurdu, yaşamın daha önce yaptığından daha fazla bilgi saklayabilen bir şekli.
وسيكون شكلاً حيّاً شبه اصطناعي والذي سيحوي معلوماتٍ أكثر من أي حياةٍ وُجدت قبل ذلك.

Her gün yaptığınız şeylerin, sevginizi ve becerilerinizi ve enerjinizi adadığınız insanların, inandığınız şeylere olabildiğince yaklaşabildiği bir yaşam oluşturarak, daha zor ve daha ilginç olanı yapın.
افعلوا الشيء الأصعب والأكثر اثارة للاهتمام الذي يشكل الحياة حيث ما تفعلونه كل يوم، يعطي أفضل الحب والابداع والطاقة للناس الذين تتعاملون معهم، والذي يتماشى قدر الإمكان مع ما تؤمنون به.

O tip bir yaşam tarzıyla ilgili duyduğum hikayeler o kadar...
الحكايات التى سمعتها عن هذا النمط من أسلوب الحياة إنها فقط

Yalnız bir yaşam süren erkeğin tek narin karşılaşması.
،بالنسبة للذكر إنه لقاءه العذب الوحيد بخلاف حياته الإنعزلاية