"birbiriyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • بعضها البعض
        
    • ببعضه
        
    • بعضهما
        
    • ببعضهم البعض
        
    • مع بعضها
        
    • ببعضهما
        
    • مع بعضهم البعض
        
    • إنّهما
        
    • بينها
        
    • لبعضهم
        
    • مترابطة
        
    • ببعضها البعض و
        
    • مرتبطان
        
    • يتناغم
        
    • التضاربات بلغة
        
    Plastiklerin ise birbiriyle örtüşen ve çok dar bir aralıkta değişen yoğunlukları vardır. TED ولكن أنواع البلاستيك لديها كثافة تتداخل مع بعضها البعض على نطاق ضيق جداً
    Güneş, milyarlarca parçacığın birbirine çarptığı birbiriyle etkileşime girdiği bir yerdir. Open Subtitles والشمس مكان حيث هناك مليارات الجسيمات تصطدم وتتفاعل مع بعضها البعض
    Bak, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve Natasha'nın katilini bulmanın Gerald Lydon'a olanları da açıklayacağını sandığını biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أنك اعتقدت أن كل شئ متصل ببعضه والعثور علي قاتل ناتاشا كان من الممكن أن يساعدنا عل فهم ماحدث لجيرالد ليدون
    Ruh eşlerinin birbiriyle tam olarak uyuşması bazen aylar alır. Open Subtitles أحيانًا، توأم الأرواح قد يستغرقا شهورًا كي يفهما بعضهما البعض.
    Ortak barınma insanların birbirini tanıdığı ve birbiriyle ilgilendiği maksatlı bir mahalle. TED السكن المشترك هو حي دولي حيث يعرف الأفراد بعضهم ويهتمون ببعضهم البعض.
    Şahsen ben ikisini birbiriyle ilintili olduğuna inanmıyorum. Open Subtitles شخصياً، لا أعتقد أنهما مرتبطان ببعضهما البعض
    - Her şeyin. Muhtemelen halkımızın birbiriyle konuşmasını engellemek için. Open Subtitles كل شيء, ربّما لمنع قومنا من التواصل مع بعضهم البعض
    Abu Dabi'deki Masdar şehrinde sürücüsüz birbiriyle haberleşebilen elektrikli araçlar kullanılıyor, ve bu araçlar şehrin sokaklarında yer altında gidiyorlar. TED في مدينة مصدر في ابوظبي يستخدمون مركبات بدون سائقين يمكنها التواصل مع بعضها البعض وتتجول تحت شوارع المدينة
    İlk beton bloklar 1868'de yapıldı. Fikir basitti: birbiriyle birleşecek, sabit bir ölçüyle yapılmış çimentodan modüller. TED أولى وحدات الخرسانة تم تصنيعها سنة 1868 بفكرة بسيطة جدا: وحدات مصنوعة من الاسمنت بقياسات ثابتة متوافقة مع بعضها البعض.
    Bu konuşmaların birbiriyle nasıl ilintili olduğunu görebilmek için bunu yapmak istiyorduk. TED وكنا نريد القيام بذلك حتى يمكن أن نرى كيف أنها مرتبطة مع بعضها البعض.
    Bu dönemde kültürler, dinler... birbiriyle iletişim hâlindeydi. TED لقد كان ذلك عصرًا حيث الثقافات والأديان تتحدث مع بعضها البعض.
    Her şey birbiriyle bağlantılı. Kelebek etkisi! Open Subtitles كل شيء متصل ببعضه ، هذا تأثير الفراشة
    Kuantum dolanıklığı, iki parçacık çok uzak ancak bir şekilde birbiriyle bağlantılı kaldıklarında olur. TED الآن، تشابك الكم هو عندما يوجد جسيمين بعيدين من بعضهما البعض، ورغم لك، يظلان في حالة اتصال مع بعضهما البعض.
    Böyle yerler iki kişinin birbiriyle ilgilenmesi için oldukça garip. Open Subtitles إنه لأمر غريب أن تري شخصيين يهتما ببعضهم البعض في مكان كهذا
    Sadece 6 gezegen olmasıyla elde 5 geometrik düzgün şeklin olmasının, birbiriyle bir bağlantısı olduğu sonucuna vardı. Open Subtitles لقد اعتقد بأن هذين الرقمين مرتبطان ببعضهما وهو أن السبب فى وجود 6 كواكب فقط هو أنه هناك فقط 5 مضلعات منتظمة
    En önemli üç duygu, dehşet ve merak, bir süreliğine de olsa herkes fiziken birbiriyle bağlantılıydı. TED الأحاسيس الثلاثة الأكثر أهميّة، الروعة و الاعجاب، لقد اتّصل جميع الحاضرين هنا مع بعضهم البعض جسديا لمدة دقيقة.
    Örtüşsün yarınlarımız birbiriyle... Open Subtitles *إنّهما مستقبلان متجدّلان*
    Ülkeler birbiriyle anlaşamıyor, bu da bu sahayı hukuki açıdan fevkalade ilgi çekici hale getiriyor. TED الدول لا تتفق فيما بينها مما يجعل هذا المجال صعب للغاية من حيث الناحية القانونية.
    Hepsi birbiriyle yarışarak, çarpışarak ve çapraz geçerek dişinin arkasında avantajlı bir yer kapmaya çalışıyorlar. Open Subtitles كانوا يتنافسون ويكيلون اللكمات لبعضهم حيث يُحاولون نيل موقع الطليعة خلف الأنثى.
    Hipokamp, yoğun biçimde birbiriyle bağlantılı iki hücre tabakasından oluşur. TED الحُصين مكون من صفيحتين من الخلايا، والتي هي مترابطة بكثافة.
    Bunların birbiriyle nasıl bir bağlantısı var biliyorum ama nihayet biri noktaları birleştirdiğinde sana ulaşacak. Open Subtitles لا أعرف كيف ترتبط تلك الأمور ببعضها البعض و لكن في الأخير سيقوم أحدهم بتوصيل النقاط
    İşte o anda şunu diyebildim: Tamam, bu ikisi birbiriyle bağlantılı. TED حفّزني ذلك تماماً لأن أقول، حسنا، هذان الاثنان مرتبطان.
    Yine de, yukarıdan bakılınca, güya Tanrı tarafından, her şey bir anda birbiriyle uyumlu hale gelir. Open Subtitles حتى التى يراها معظمنا كما لو كانت من صنع الرب . وكل شىء فجاءة يتناغم مع بعضة
    Gina'nin bunlari görmemize neden bu kadar heyecanlandigini anliyorum. Yazilanlar birbiriyle uyusmazliklara sahip. Open Subtitles فهمتُ لمَ كانت (جينا) مُتلّهفة لتطلعنا على هذا، ثمّة الكثير من التضاربات بلغة الخطابات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more