"boğaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحلق
        
    • الحنجرة
        
    • حلق
        
    • حنجرة
        
    • فم
        
    • المضيق
        
    • الرقبة
        
    • أفواه
        
    • وحنجرة
        
    • بالحلق
        
    • الرقاب
        
    • حنجرةِ
        
    • للحلق
        
    • لإطعامها
        
    • البوسفور
        
    Bir şey yok. Sadece boğaz ağrısı, başka bir şey yok. Open Subtitles لا عليك , مجرد التهاب بسيط في الحلق لا شيء مهم
    Boğazdaki HPV enfeksiyonları baş ve boyun kanserine yol açabilir fakat şu an boğaz için yapılacak eş bir smear testi bulunmamaktadır. TED قد تؤدي الإصابة بالفيروس الحليمومي في الحلق للإصابة بسرطانات العنق والرأس، ولكن لا يوجد حالياً ما يشابه مسحة عنق الرحم بالنسبة للحلق.
    Hayır, ben hiç kriz geçirmedim! Onlar minik boğaz kasılmalarıydı sadece. Open Subtitles لا, لم يسبق وعانيت من الصرع كانت تشنجات طفيفة في الحنجرة
    Hastaneye yatırılmadan birkaç hafta önce hastanın boğaz ağrısı vardı. Open Subtitles المريض كان عنده حلق ملتهب قبل عدة اسابيع من استقباله
    - Bir boğaz enfeksiyonuydu. Ama Cuma gününden pazara kadar hastanede kaldık. Open Subtitles إنها كانت عدوى حنجرة لكننا بقينا في المستشفى من الجمعة إلى الأحد
    Ama ne kadar boş boğaz biri olsam da, bunu sana asla söylemem. Open Subtitles بالرغم من أن لدي فم كبير إلا أني لن أخبرك أبداً
    boğaz'a düşmesi benim hatamdı o benim yüzümden öldü Cadi, senin değil. Open Subtitles كانت غلطتي بأنها سقطت في المضيق وكانت غلطتي أنها ماتت، كادي، وليست غلطتك
    Bir soğuk algınlığını veya boğaz ağrımasını bile hatırlayamaman garip değil mi? Open Subtitles الا تظنين ان هذا غريبا ؟ لا اذكر انى اصبت بدور برد او حمى او التهاب فى الحلق
    Hiçbirşey olmadı. Bu normal bir boğaz ağrısı. Open Subtitles لا يوجد شيء حصل هنا إنه التهاب عادي في الحلق
    Ve tüm soğuk algınlığı, boğaz şişmesi ve enfeksiyon gibi rahatsızlıkların küçük belirtilerini ciddi şekilde azaltır. Open Subtitles و كل الأعراض الصغرى كالسعال و الزكام و التهاب الحلق و الأمراض المعدية ستقل بصورة ملحوظة
    boğaz ve soğuk algınlığı sorunları hemen hemen her filmini geciktirmişti. Open Subtitles مشاكل الحلق و البرد تسببت في تأجيل معظم أفلامها
    boğaz ağrıları, eklem ağrıları, her zaman bir sorunu vardır ama hiçbir zaman bir sebebi yoktur. Open Subtitles التهاب الحلق آلام المفاصل هناك دائماً مشكلة دون أي سبب
    Tanrım. Yanlış boğaz, yanlış kadın. Bu çok kötü. Open Subtitles يا إلهي، أخطأت الحلق أخطأت المرأة، هذا سيء
    Halam sürekli boğaz ağrısı çekiyor ve bunların çok faydası dokunuyor. Open Subtitles عمتي غالباً ما تعاني من قرحة الحنجرة وهذه مفيدة لها
    Sağlıklı çocuklar diğer çocuklardan siz onların yanına sokulmasanız da boğaz ağrısı getirirler. Open Subtitles يمكن للاطفال السلام ان يصيبوك بالتهاب الحنجرة من اطفال اخرى بدون حتى ان تقترب منهم
    Kız kardeşim çocukların masasını yan odada hazırlamasına rağmen, ben boğaz ağrısına yakalanırım. Open Subtitles اختى تضع طاولة للاطفال فى الحجرة المجاورة ولا ازال اصاب بالتهاب الحنجرة
    Hemşirelerin oğlumdan boğaz kültürü alışını gördüm. Open Subtitles شاهدت ممرضات يستخرجن عينات من حلق إبني لزرعها، وكيف يتم ذلك؟
    Bir soğuk algınlığını veya boğaz ağrımasını bile hatırlayamaman garip değil mi? Open Subtitles ألا تعتقدين أن ذلك غريباً نوعا ما لا تتذكرين إنني أصبت بالزكام مرة واحدة أو حمى أو التهاب حنجرة?
    İhtiyaç duyduğunuz son şey doyuracağınız başka bir boğaz gibi görünüyor. Open Subtitles على ما يبدو بالنسبة لي آخر شئ تحتاجونه فم آخر لكي تطعموه
    boğaz dar ve sığ olduğundan akıntı burada daha şiddetli. Open Subtitles هذا المضيق ضيّق ومُوحل لهذا التيّار عنيف جداً هنا
    Küçük sarışın kız, 10 yaşında, cinsel taciz, boğaz kesilmiş. Open Subtitles طفلة صغيرة شقراء، 10 سنوات إعتداء جنسي، شق في الرقبة
    Besleyemeyeceği üç boğaz daha almadan önce benim fikrimi soran bir koca. Open Subtitles الحصول على زوج يأخذ رأيي قبل دعوته 3 أفواه لا يمكنه إطعامها
    Kulak burun boğaz doktoru. Kafayı mı yedi? Open Subtitles إنها طبيبة أذن وأنف وحنجرة هل فقد عقله؟
    Bazı grip vakaları, streptokoksak boğaz ağrısı şikayetleri artmıştı birkaç ay önce. Open Subtitles ، بعض حالاتٍ من الإنفلونزا . و التهابٍ بالحلق انتشر قبل أشهر
    Onun yaşındayken boğaz kesiyordum. Open Subtitles انها فتاه كبيره لقد كنت امزق الرقاب وانا فى مثل سنها
    O,bu,şu boğaz keser. Foth aggenda. Open Subtitles هو هي هي أشخاص حنجرةِ الفاسدو.
    Dünyadaki tarım alanlarının 1/3'ü toprak bozulmasından dolayı kullanılmaz durumda ve beslememiz gereken boğaz sayısı artıyor. Open Subtitles ثلث الأراضي الزراعية في العالم الآن أصبحت غير صالحة بسبب تدهور التربة. و مع ذلك نستمر في إنجاب أفواه لإطعامها.
    Şu boğaz havasını içime çekmeden, uyuyamadım. Open Subtitles ‫لا أستطيع النوم قبل تنشق هواء "البوسفور"‬

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more