Böylece boşluğun her iki tarafı da tıka basa dolmuş. | Open Subtitles | لذا ملأت الفراغ من الزاويه الى الزاويه على كلا الجانبين |
O gece aç kalmıştık, "boşluğun ne olduğunu anlarsınız" demişti. | Open Subtitles | تلك الليلة كنا جياع ولم نفهم الفراغ الذي أخبرنا به |
Bu gidişle, iki dünya da boşluğun içine düşecek. Genesis Ark kullanıma hazır. | Open Subtitles | لقد بدأ هذا الكوكب في الغليان لو واصلتم فيسقط كلا العالمين إلى الفراغ |
Ve bence bu ruhsal boşluğun bir evrensel hastalık olmasından dolayıdır. | TED | وأعتقد أنها بسبب الفراغ الروحي وهو مرض كوني. |
Politikada olanlar ile gerçekte olanlar arasında, ve bu boşluğun içinde, bir savaş mentalitesi. | TED | بين ما يحدث في عالم السياسة وما يحدث في الحياة الواقعية، ويملأ تلك الفجوة عقلية المعركة، |
Bu göçmenlik algısı ve gerçekleri arasındaki boşluğun azaltılması gerekiyor. | TED | لذا يتوجب علينا معالجة هذا التضليل، المتمثل في الفجوة بين التصور والواقع على الجوانب الرئيسية للعولمة. |
Belki de öyledir ama dene ve gitmiş olduğumda fark et yokluğumda oluşacak boşluğun ne kadar küçük olduğunu. | Open Subtitles | ربما يكون كذلك لكن انظر بنفسك مدى ضآلة ما أعنيه لك وكم سيكون الفراغ تافهًا عندما أغادر الآن |
Cizimlerin, hatta boşluğun üzerine bile kaba görüntüler yollayabilirledi. | Open Subtitles | كانت تعرض صور بسيطه فوق الأجسام أو حتى فى الفراغ |
Eğer yeteri kadar yakından bakarsan burnunun nerede bittiğini ve boşluğun nerede başladığını söyleyemezsin, çünkü onlar birleşiktir. | Open Subtitles | نعم، لكن إن دققت النظر لن تعرف أين ينتهي أنفي و أين يبدأ الفراغ لأنهم متحدون كلهم |
Yakalanmamak için evinin yakınlarında öldürmüyor ve boşluğun merkezinde de Bridgewater var. | Open Subtitles | انه يتجنب القتل قرب منزله ليتجنب اكتشافه و منطقة الفراغ هي بريدج ووتر |
Gözlem evlerine yakınında, uçsuz bucaksız boşluğun ortası... | Open Subtitles | قرب مراكز الرصد و في وسط هذا الفراغ الواسع |
Mortgage ödemelerin olacak, dokuz, beş arası işler, ...ruhsal boşluğun verdiği ısrarlı bir rahatsız edici his. | Open Subtitles | تسديد رهن عقاري يوم عمل عادي من التاسعة للخامسة احساس مزعج مستمر من الفراغ الروحي |
"Ötemizdeki öbür dünyalar boşluğun diğer tarafına yerleşir" diyor. | Open Subtitles | . لقد تحدث بشأن عوالم أُخري بعيدة عنّ . أماكن علي الجانب الآخر من الفراغ |
boşluğun ne olduğunu bildiğimi düşünüyordum. Ben bir ip cambazıyım. ...boşluk benim alanım, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف الفراغ أنا بهلوان الحبل، الفراغ هو نطاقي، نعم. |
Ve hayatımda ilk defa, o boşluğun bir gün dolabileceğini hissetim. | Open Subtitles | ولأول مرة بحياتي ..شعرت بأن ذلك الفراغ قد يملؤه شيء يوماً ما |
boşluğun yerine dikkat edin. | TED | ولاحظوا مكان وجود الفراغ في العبارة. |
Bu zamanın en acılı yanı ise farkına varmaktı. Dairemdeki boşluk ise içimdeki boşluğun bir yansımasıydı, ve kültürümüzdeki bazı yalanlara inanmıştım. | TED | وأصعب جزء في تلك اللحظة هو الوعي بأن الفراغ في شقتي هو انعكاس للفراغ بداخلي، وانطلت علي بعض الأكاذيب التي تمليها علينا ثقافتنا. |
Bu boşluğun içinde Daniel kendi yolunu bana göre daha gaddarca bir şekilde çizmişti. | Open Subtitles | في هذا السعي نحو اللاشيء, نحو الفراغ, كانت لـ"دانيال" طريقته الخاصّة, المباشرة والوحشيّة أكثر منّي. |
Bir meteor bölgesini araştırırken sekizgen bir disk buldum ve aynı bu boşluğun şeklinde ve boyundaydı. | Open Subtitles | كنا نتفحص موقع للنيازك ووجدت قرصاً ثماني الشكل بنفس حجم وشكل هذه الفجوة |
Eğer burada yeterince uzun beklersem, mesela birkaç bin yıl kadar benimle Avrasya arasındaki boşluğun genişlediğini görebilirim. | Open Subtitles | لو كتب لي القليل من العمر ما يكفي وليكن بضعة آلاف من الأعوام سألاحظ أن الفجوة بين الصفيحتين تتسع |