"bodrumunda" - Translation from Turkish to Arabic

    • في قبو
        
    • في القبو
        
    • الطابق السفلي
        
    • في سرداب
        
    • في قبوه
        
    • بقبو
        
    • سردابي
        
    • في قبوها
        
    • قبو منزل
        
    • في قبوك
        
    • فى بدروم
        
    • بسرداب
        
    • يوبخوني
        
    • قبوِ
        
    • في سردابِه
        
    Crump'lar hırdavat dükkanının bodrumunda kilitli kalmışlar. Çıkartalım mı? Tamam. Open Subtitles .الشخصان المراقبان محتجزان في قبو محل الخردوات هل أخرجهما ؟
    Mart 2000'de Hillary Habner, bodrumunda 18 kez bıçaklanarak öldürüldü. Open Subtitles هيلاري هيبنر,مارس 2000 وجدت في قبو منزلها مطعونة 18 مرة
    Sığınağını, tatlı evin bodrumunda 2. seviyede bırakmamı istedikten sonra niye kullanmıyorsun? Open Subtitles بعد ان قلتي ان ان اضع الملجأ في القبو في منزلي العزيز لما لم تستعمليه؟
    Alkolik anne-Babasının bodrumunda yaşıyordu. Elektrikli ısıtıcının üstüne bir şey işemiş. Open Subtitles انه يعيش في الطابق السفلي عند والديه السكاري حيث تبول شيء على الموقد
    Kanıtlar adalıların çoğunun fırtınanın ilk gecesini kasaba binası bodrumunda geçirdiklerini gösteriyor. Open Subtitles الادله تشير الى ان معظم سكان الجزيره قضوا اول ليلة في العاصفه هنا في سرداب دار البلديه
    Evet. Ben de sana ulaşmaya çalışıyordum. bodrumunda birşey buldum. Open Subtitles أجل، لقد حاولت الأتصال بك عثرت على شيئاً في قبوه
    Pederin bodrumunda bulduğumuz cesetle ilgili yeni bir şeyler bulabildin mi? Open Subtitles هل هناك معلومات جديدة حول الجثة التي وجدناها بقبو الكاهن؟
    Onun bodrumunda yaşamaya ve tüm yiyeceklerini yemeye son verdiğin zaman. Open Subtitles ربما عندما تتوقفين عن العيش في قبو منزله وتناول كل طعامه
    Queens'te bir kilisenin bodrumunda toplum temelli bir dernek kurmadan önce Amerika'da çeşitli işlerde debelenip durdum. TED كنت قد تعثرت بشكل أساسي بوظائف عديدة في امريكا قبل أن أبدأ منظمة مجتمعية في قبو كنيسة في كوينز.
    Sendeleyerek metrodan çıkan sarhoşu duydunuz mu "Ahbap, birilerinin bodrumunda kayboldum... Open Subtitles هل سمعت عن السكير الذي خرج مترنحًا من محطة القطار وقال: يا رجل لقد ضعت في قبو أحدهم
    Birimiz hatalı, belki ikimiz de, ancak Betlehem bir senatör olmasaydı, şu anda onun bodrumunda cinayetin işlendiği zemini arıyor olurdun. Open Subtitles أحدنا مخطأ, ربما كلانا و لكن لو لم يكن باثلهام سيناتوراً لكنت تقف هناك في قبو منزله تبحث عن أرضية عملية القتل
    Güzellik salonunun bodrumunda olacağını umuyordum, ama ajanlarım hiçbir şey bulamadılar. Open Subtitles كنت أمل أن تكون في قبو صالون التجميل و لكن العملاء لم يجدوا شيئاً
    Hoş, mutlu ve huzur içinde bir ölüm yapmadığı sürece kimsenin kemikleri bir evin bodrumunda bulunmaz. Open Subtitles اي افكار حسناً, لا احد تدفن عظامه في قبو احدهم
    - Kesinlikle. Hey, Michael McCloud bodrumunda yeni bir içecek çeşidi keşfetmiş. Open Subtitles مرحباً , لقد اخترع مايكل ماكلاود للتو مشروب جديد في القبو الخاص به
    -Bana kalırsa bodrumunda meth üreten bir laboratuar işletiyor. Open Subtitles على حسب علمي يمكن أن تكون تدير معملاً للمخدرات في القبو
    Spor salonunun bodrumunda birinin telefonla konuşmasını duydum. Open Subtitles كنت في الطابق السفلي لمركز رياضي وسمع بعض الرجل نتحدث عن الحصول على بعض الفتيات
    Arthur Leigh Allen, Fresno caddesinde annesinin bodrumunda yaşıyordu. Open Subtitles آرثر لاي ألين عاش في سرداب امه على شارع فريسنو
    Anne, bodrumunda zorla tutulan bir kız var. Open Subtitles أمي، أنا أخبرك، هنالك فتاة محتجزة في قبوه
    bodrumunda 20 tane bağlı ceset bulmamızdan hemen önce kaçtı. Open Subtitles لقد هرب من منزله مباشرة قبل أن نجد 20 جثة مُقيّده بقبو منزله
    Ben mahalledeki bekârlarla, evimin bodrumunda yeni bölümler çeviriyorum. Open Subtitles مازلت أقوم بأداء حلقة "العرضّية" في سردابي مع العازبات في الحي. أنا لست مجنوناً.
    Hersey olabilir, bodrumunda amfetamin laboratuvarı olabilir. Open Subtitles قد تكون تدير معمل للمخدرات في قبوها دون أن ندري
    Lemon'un son nişan partisine davet edilmedim diye ailemin bodrumunda ağlayarak uyumuştum. Open Subtitles لقد بكيت حرفياً حتى النوم فى قبو منزل والدى لأنى لم أدعى إلى حفلة خطبى ليمون الأخيره
    bodrumunda zincirlenmiş bir çocuk var ve ya ona işkence etmekten bahsediyorsun ya da bir sıçanmış gibi üzerinde deney yapmaktan. Open Subtitles لديك طفلٌ مُسَلسَلٌ في قبوك وتتحدث عن إجراء اختبارات عليه كما لو كان فأر تجارب
    5 çocukla kuzeninin bodrumunda yaşamak... hafta sonları düğün şaklabanlığıyla uğraşarak... sadece ve sadece 60 papel için? Open Subtitles العيش فى بدروم شقيقتك مع خمسة اطفال... عندا تخرج كل نهاية اسبوع لتغنى فى زفاف احدهم... لتربح 60 دولار؟
    Bir müzenin bodrumunda, bir Mısır cenaze kübü olduğu anlaşılan birşeye bakıyorum. Open Subtitles أنا بسرداب المتحف أبحث عن ما يبدو أنه جرّةَ دفنِ مصريةِ.
    Yarışmamı sizin gibi organize etsem, birinin bodrumunda yapılırdı. Open Subtitles اذا ادرت هذا الحفل الكبير هكذا سوف يوبخوني
    Çin ajanını annemin bodrumunda şok tabancasıyla vurdum. Open Subtitles لقد صعقت جاسوسة صينية في قبوِ أُمي.
    Pes etti.bodrumunda bir imalathanesi varmış. Open Subtitles ثم بدأ ينهار واستسلم المختبر البلوري في سردابِه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more