| Keşke kapı koluna hiç dokunmasa, ve bombayı harekete geçirmeseydi ! | Open Subtitles | اذا لم تصل يده الى يد الباب و لم تشغل القنبلة |
| Böyle bir bombayı patlatmak için nasıl bu kadar beklersin? | Open Subtitles | ألم تستطيعي أن تنتظري أكثر قبل إسقاط هذه القنبلة ؟ |
| Şimdiye dek hiç olmadığı kadar azimli. Bu bombayı durdurmaya kararlı. | Open Subtitles | ومصمم عليه كما لم ارى من قبل ومصمم على ايقاف القنبلة |
| Hiç yağmur olmasın ve bombayı şehirde bir yere koyarak dene. | Open Subtitles | . لنضع القنبلة في مكان ما في المدينة ، ولنستبعد المطر |
| Yani bombayı kim yerleştirdiyse muhtemelen şehirden kaçmaya çok heveslidir! | Open Subtitles | أعرف ذلك فالشخص الذي وضع القنبلة سيكون توّاقًا لمغادرة المدينة |
| Savunma Bakanlığı, etkisiz hale getirdiğin çanta bombayı aldıklarında yeniden sınıflandırmıştı. | Open Subtitles | تم تصنيفهم سرياً عندما اخذت وزارة الدفاع القنبلة التى اوقفت عملها |
| Temas ettiklerinde çekirdeği parçalayıp bombayı patlatacak bir elektrik akımı oluşacak. | Open Subtitles | بمجرد تلامسهما ستقوم شحنة إلكترونية بتفجير اللب لتتسبب فى تفجير القنبلة |
| Bu bombayı, genelde, 3. ya da 4. randevuda patlatırım, ama evet. | Open Subtitles | عادة أفجر هذه القنبلة في الموعد الثالث أو الرابع ولكن ، نعم |
| Asıl sorun, bombayı yapan kendine has bir imza bırakmamış. | Open Subtitles | المشكلة أن صانع القنبلة لم يترك خلفه أي توقيع فريد |
| Sıcak bölge tamamiyle tahliye edildikten sonra bombayı atmak dışında bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي خيار ساسقط القنبلة في أي لحظة منطقة العمليات أُجْلِيَت تماماً |
| bombayı yapan kuzeni tarafından bize verilen tarif, SUV'ye uyuyor. Durduğu yerde bir güvenlik kamerası bulabilecek misin, bak bakalım. | Open Subtitles | السيارة مطابقة للمواصفات التي أعطِيت لنا من قِبل ابن عمه صانع القنبلة انظري إن كان بإمكانكِ إيجاد فيديو مراقبة لتوقيفها |
| Öyleyse o bombayı dostumuzun karnından çıkarmak için 22 dakika 45 saniyemiz var. | Open Subtitles | إذن لدينا 22 دقيقة و 45 ثانية لاخراج تلك القنبلة من صديقنا العزيز |
| Çantalarımı açacağım silahlarımı alacağım sonra da bombayı almaya gideceğim. | Open Subtitles | أتفحص حقائبي، وأختار أي سلاح سأستخدمه ثم سأذهب لإستعادة القنبلة |
| Bence şüphelimiz bombayı benzin deposunun altına yerleştirmek için bir yapışkan kullanmış olabilir. | Open Subtitles | أجل لذلك أفكر ربما صاحبنا استخدم الصمغ لإرفاق القنبلة أسفل جانب أنبوبة الغاز |
| Ya bu ateşleyici bozuk ya da baban bombayı etkisiz hâle getirdi. | Open Subtitles | إما أن يكون هذا المُفجِّر مُعطّل أو يكون والدك قد عطّل القنبلة |
| O zaman bombayı burada patlatır sonra da, Batı kapısından rahatça çıkabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، عندما نفجر القنبلة هنا ونخرج سيراً على الأقدام من البوابة الغربية |
| Eğer bombayı etkisiz hale getirmezsen patlayacak. Eğer vurursan birlikte öleceğiz. | Open Subtitles | أعلمُ أنَّ القنبلة ستنفجر إذا عُطّلت إذا اطلقتَ، فسوف نموت معاً |
| Yaşamın boş, çünkü bir bombayı oluşmaktan alıkoymakla harcıyorsun. | Open Subtitles | حياتك فارغه لانك قضيتها في محاولة تعطيل القنبله عن الانفجار |
| bombayı koyduğun yeri bildiğinden kapıyı kendine kalkan olarak kullandın. | Open Subtitles | وبمعرفه أين القنابل مزروعه إستخدمت الباب لتحمى نفسك من الإنفجار |
| Kısa süre önce Hiroşima'ya bombayı götürmüştük. | Open Subtitles | فقط كنت بسلّمَ القنبلةَ. قنبلة هيروشيما. |
| Savaş başlıklarını etkisiz hale getirmek için gerekli kodları elde ettik, ancak ikinci bombayı bulmak için sadece beş saatimiz var. | Open Subtitles | هذا إم . حَللنَا الرموز لنَزْع سلاح الرؤوس الحربية، لَكنَّنا امامنا خمس ساعاتِ فقط لإيجاد القنبلةِ الثانيةِ. |
| Bana anlatmadığın bir şey varsa, bombayı durdurmamıza yarayacak bir şey, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak... | Open Subtitles | ان كان هناك شيئا لم تخبريني به اي شئ يتعلق بالقنبلة كرئيس للولايات المتحدة انا آمرك |
| bombayı atan bunu bilen biri olduğuna göre, içerden biri olmalı. | Open Subtitles | حسناً,أذا كان المفجر يعلم هذا فمن المحتمل أنه يعمل بالداخل |
| Bu iki saatli bombayı, Kraliyet Muhafızının yanından geçirip nasıl içeriye sokarım. | Open Subtitles | كيف نمرر هاتين القنبلتين الزمنيتين عبر الحرس الملكي |
| Bu kadar aktif bombayı böyle ortalık yerde bırakmaları imkansız. | Open Subtitles | محال أن يتركوا قنابل حية هكذا ظاهرة للناس في العراء |
| Bir pilottan bir şehri bombalamasını istediklerinde, gider bombayı bırakır. | Open Subtitles | عندما طلبتم طياراً كي يطلق قنبله فوق مدينة، الطيار أطلقها |
| bombayı yerleştirdikten sonra buradan kaçmaya mı çalışıyordun? | Open Subtitles | هل كنتِ تحاولين الهروب بعد زرعكِ للقنبلة ؟ لا.. |
| 20 yılda böyle bir bombayı bir kez daha görmüştüm. | Open Subtitles | عشرون سنة رأيت قنبلةً واحدةً مثل هذه. |
| Burada ne kadar uzun süre kalırsam bombayı bulamayacağımız konusunda o kadar endişeleniyorum. | Open Subtitles | كلما طال أنتظاري هنا كلما أقتنعت أكثر أننا لن أعثر على هذا السلاح النووي عند آنتهاء كل هذا |
| Peki, madem gidip bombayı almak istiyorsun, gider bombayı alırız. | Open Subtitles | حسنٌ، لو أنك تريدين العودة وجلب القذيفة، سنعود ونجلب القذيفة |
| Nükleer bombayı kargo alanına atman ve sonra hemen eve sıçraman gerekiyor. | Open Subtitles | ..ستظطرين الي اطلاق قنبلتك النووية بممر الانطلاق وبعد ذلك تقومين بالعبور الي السفينة فورا , هل ذلك مفهوما؟ مفهوم |