Peggy, belgeyi sana getirmediği için borçlandı. | Open Subtitles | أنا أدين لبيغي, بيغي تدين لك لعدم إحضارها المُذكِرة. سوف تستمر إلى الأبد. |
Şunu söylemeliyim ki, siz ikiniz, bize yardım etmek için çok uzak mesafeden geldiniz, ve bu Krallık size muazzam bir şekilde borçlandı. | Open Subtitles | و بعد أن أوضحت هذا لقد قطعتما مسافه كبيره لتساعدونا و مملكتي تدين لكما بدين باهظ |
Hatta evren bana borçlandı diyebiliriz. | Open Subtitles | واثق للغاية أن العاقبة الإخلاقية تدين ليّ بواحدة. |
Seninle bunun hakkında konuşamam, şu kadarını söyleyeyim o kaltak bana fena borçlandı ve muhtemelen de asla o parayı alamayacağım. | Open Subtitles | ولا اريد الحديث معك عن اي شيء ولكن اريدك ان تعلم هذهِ العاهرة تدين لي بالكثير وانا ربما لن احصل عليه ابداً |
Bana 12'lik bir çanta borçlandı. | Open Subtitles | أخبرتها أنها تدين لي ب 12 حزمة |
Senin ailen de mi birine borçlandı? | Open Subtitles | هل عائلتك تدين بالمال لأحد ايضاً؟ |
- Bir şey değil. - Eureka sana borçlandı biliyorsun. | Open Subtitles | مرحبا بك - أتعرف، يوريكا تدين لك بذلك - |