"borçluydu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدين
        
    • مديناً
        
    • مدينٌ
        
    • مدينًا
        
    • يُدين
        
    Eski ortaklarımdan biri güvenliğin başındaydı... yani bana borçluydu. Open Subtitles شريك سابق لي رئيس الامن هناك حاليا وهو يدين لي سوف تكون مفاجاة جيدة
    Benim adama 90,000 dolar borçluydu, ve onu ödemedi. Open Subtitles كان يدين لرجلي ب90 ألف دولار و لم يردها له
    Bana yardım etmesini istedim. Hayatını kurtarmış olduğum için bana borçluydu. Open Subtitles رجوته أن يُساعدني لقد كان يدين لي لأنني أنقذت حياته
    Ayrıca bana borçluydu. Open Subtitles بالإضافة إلى أنه كان مديناً لي
    Bana bir iyilik borçluydu. Nedenini hiç sorma. Ama baban hakkında haklıydın, canımın içi. Open Subtitles رودريجو، فهو مدينٌ لي، لا تتساءلي عن السبب، لكنكِ كنتِ محقة بشأن أبيكِ يا عزيزتي
    Bunu bana borçluydu. Open Subtitles كان مدينًا لي بذلك.
    Sana çok şey borçluydu, John. Open Subtitles كانَ يُدين لك بالكثير يا "جون"
    Bana borçluydu ve uykusu çok ağır. Open Subtitles كـان يدين لي بواحدة، أضف، أن نومه ثقيـل.
    Aaron, İsveç hükümetine 12 milyon dolar borçluydu ve bu parayı bulmak konusunda başarısızdı. Open Subtitles حسناً أرون يدين بـ 12 مليون دولار للحكومة السويدية و عجزه في ايجاد المال للسداد
    Ama bana borçluydu, çünkü hayatını kurtarmıştım. Open Subtitles ولكنه يدين لي، لأنني أنقذت حياته
    Oradaki peder bana borçluydu. Open Subtitles القسيس هناك ، كان يدين لي بخدمة.
    Oradaki peder bana borçluydu. Open Subtitles القسيس هناك ، كان يدين لي بخدمة.
    Yoğurtçu bacımızın eşek cennetini boylamış erkeği bana da borçluydu. Open Subtitles زوج فتاة الزبادي يدين لي بالمال أيضاَ
    Bana borçluydu. Open Subtitles لقد كان يدين لي المال
    Kalp krizi geçirdi. Bana 5.000. borçluydu. Open Subtitles لقد مات إثر نوبة قلبية - كان مديناً لي ب 5000 -
    Halkıma yaptıkları için bu kadarını borçluydu bize. Open Subtitles كان مديناً بالكثير جراء ما فعله بقومي
    Dave size borçluydu. Ama size bir parça bile teklifte bulunmadı, değil mi? Open Subtitles لقد كان (دايف) مديناً لكم لكنه لم يعرض عليكم جزءاً من ذلك , أليس كذلك ؟
    Louis'e onu buraya geri aldığı için borçluydu. Bu hem fırsat hem de sebep oluyor. Open Subtitles وإنّه مدينٌ لـ (لويس) بإعادته إلى هنا هذا هو الدافع والفرصة
    Bana borçluydu da. Open Subtitles أنه مدينٌ لي
    Bana borçluydu. Open Subtitles كان مدينًا لي.
    Sana çok şey borçluydu, John. Open Subtitles كانَ يُدين لك بالكثير يا "جون"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more