Bu çocuk ölecek ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | هذا الصبي سيموت و لا يوجد ما يمكنني فعله لإيقاف ذلك |
Bak Bu çocuk benim gibi tuhaf bir yaratığı 12 yıl babası sandı. | Open Subtitles | طوال إثنا عشر عاماً ظن هذا الصبي أن مخلوقاً غريباً مثلي هو أبوه |
- Kimse Bu çocuk kadar iyi kek servis edemez. | Open Subtitles | لا أحد يقدّم كعك على صحن أفضل من هذا الشاب. |
Peki Bu çocuk bunca zamandır neredeydi ve suç ortağıyla nerede tanıştı? | Open Subtitles | إذن أين كان ذلك الفتى طوال الوقت و أين التقى بشريكه بالجريمة؟ |
Bak, Bu çocuk adam gibi kalsın diye kıçımı yırtıyorum ben. | Open Subtitles | تعلم، لقد قمت بالتضحية بمؤخرتي لاضع هذا الفتي على الطريق المستقيم |
Bak, Bu çocuk yaşayan, nefes alan bir piyango bileti. | Open Subtitles | اسمع، ذلك الطفل على قيد الحياة، يتنفس، ويربح اليانصيب |
Bu çocuk harika! Eğer yaşarsa, onu daha sık getirmelisin. | Open Subtitles | هذا الشخص رائع، إذا عاش، عليك أن تحضربه معك كثيراً |
Bu çocuk ölecek ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | هذا الصبي سيموت و لا يوجد ما يمكنني فعله لإيقاف ذلك |
Bu çocuk her ağzına açtığında bir sürtükten tokat yemiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذا الصبي ينتظر ليحصل على كفّ في كل مآره يفتح بها فمه. |
Bu çocuk, o dalgayı öyle ya da böyle sürecek. Biliyorsun. | Open Subtitles | هذا الصبي سيقوم بركوب تلك الموجة بكل الأحوال أنت تعلم ذلك؟ |
Bu çocuk zor kullanma yok, haraç yok, koruma yok. | Open Subtitles | ,هذا الشاب لم يقم بأي تنفيذ أو جباية أو حماية |
Hayır, ben birçok insanla görüşüyorum ama Bu çocuk gerçekten iyi birisine benziyor. | Open Subtitles | كلّا, بالأحرى كنتُ ،أواعدَ أناسًا عدة .لكن هذا الشاب بدا بأنهُ رائعٌ للغاية |
Evet, yani Bu çocuk sadece bilgisayar işleri için kiralanmış. | Open Subtitles | أجل، فهذا يعني أن هذا الشاب محض لوحة مفاتيح للإيجار |
Eğer Bu çocuk bir daha onu görmeyi denerse, anlatırım. | Open Subtitles | إن حاول ذلك الفتى رؤيتها مرة أخرى فسأخبرها |
Bu çocuk tüm eğlenceyi kendine ayırıyor. | Open Subtitles | أنظري إلى ذلك الفتى إنه يحصل على كل المتعة |
İşyerinden olan Bu çocuk Ricky, kalemleri mavi mi, yoksa siyah mı sipariş ettiğinizi hatırlayamıyordu ama yerel lokantanın ustasını dövdüğünde 10 dakikalığına Tanrı oluyordu. | Open Subtitles | يجب أن تقاتل هذا الفتي من العمل ، ريكي لا يذكر إذا طلبتم أقلام حمراء أم زرقاء |
Umarım Bu çocuk tek parça halinde çıkar. | Open Subtitles | حقاً آمل بأن يخرج ذلك الطفل من هذا قطعة واحدة |
Vücudunun ne söylediği umrumda değil. Bu çocuk çarpılarak öldü. | Open Subtitles | لا يهمني ما يشير إليه جسده هذا الشخص صُعق كهربائياً |
Ama Bu çocuk bu adamı başarısının ve caniliğinin doruğundayken gördü. | Open Subtitles | لكن هذا الطفل رأى هذا الرجل.. في المهنة الكاملة نجاحه وخبثه |
Bu çocuk senin arkadaşın... ve masa örtüsünü yemek istese bile sesini çıkarma, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | ذلك الولد فى رفقتك وإذا أراد أن يأكل مفرش المائدة فستسمحين له بذلك |
Bu çocuk sağır çalışma grubundaymış ve danışmanı da Julia imiş. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الكثير كُتُبِها. هذا الطفلِ في برنامج الدِراساتِ الأصمِّ |
Lanet kafanı kullan. Bu çocuk geyler tarafından iğfal edildi. | Open Subtitles | فكر بحق السماء، ذلك الصبي إعتدي عليه من قبل شواذ |
Ama size bir şey diyeceğim. Bu çocuk takip ediliyormuş. | Open Subtitles | لكنى سأخبرك شىء واحد تلك الطفلة تم تعقبها |
Bu çocuk acayip bir insan olsun. | Open Subtitles | التي ترمز لدخول لمراكز خاصة بالدماغ. حسناً, إذا هذا الصبيّ هو حالة بشريّة شاذة؟ |
Bu çocuk kaybolmuş, belki annesi buradadır dedik. | Open Subtitles | هذا الولدِ تائه ونحن نَتسائلُ إذا أمِّه قَدْ تَكُونُ هنا |
Gücenme ama Bu çocuk büyük bir bela olacak. | Open Subtitles | لا إهانة , أعتقد هذه الطفله ستكون مشكلة كبيرة |
Bence Bu çocuk hayatın boyunca sahip olduğuna inanmadığın şeyi sana vad ediyor. | Open Subtitles | أظنّ ذاك الطفل قد يعطيك الشيء الوحيد الذي لم تؤمن قطّ أنّك ملكته. |