Bu lekelerin ne olduğunu bulabilirsek Bu şeyin de ne olduğunu anlarız. | Open Subtitles | لو تمكنّا من تحديد تلك الشوائب، سنتمكّن من معرفة ماهيّة ذلك الشيء |
Bu şeyin kaldığını gördüğümde sizi uyarmaya geliyordum. | Open Subtitles | أتيتُ لتحذيرك حينما علق ذلك الشيء بين الأدوار |
Lanet olsun! Bu şeyin babamın lastik ayakkabılarından daha fazla deliği var. | Open Subtitles | اللعنة , هذا الشىء به ثقوب كثيرة اكثر من ممحاة ابى |
Peki biri Bu şeyin buraya nasıl geldiğini açıklayabilir mi? | Open Subtitles | والآن، فليخبرني شخص ما، كيف وصل هذا الشيء إلى هنا؟ |
Fakat, MacReady, düşünüyorum ki, eğer Bu şeyin küçük bir parçası bile tüm bir organizmayı ele geçirmek için yeterli ise, herkes kendi yemeğini hazırlasın, ve yanlızca konserve yemeyi öne sürüyorum... | Open Subtitles | لكن , ماكريدى لقد كنت افكر لو جزئية صغيرة من هذا الشيئ كافية لتستولى على الكائن الحى بأكملة فعلى كل شخص ان يجهز وجبتة |
İçeri ve dışarı. Bu şeyin ölmüş olmasını istiyorum. | Open Subtitles | في الداخل والخارج أريد لهذا الشيء أن يختفي |
- Bu şeyin etrafında bir tur bile atasım gelmiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني حتى إرغام نفس على أخذ جولة بهذا الشيء |
Ve işte ilk defa, onu dinlerken yavaş yavaş içine doğru çekilmekte olduğu Bu şeyin hüzünle ve anımsamakla ilgisi olan ve daha önce anlayamadığı o şeyin varlığını hissediyor. | Open Subtitles | حضور ذلك الشيء الذي لم يفهمه والذي له علاقة بالحزن و الذاكرة والتي يجب أن يفهمها مهما كلّف ذلك |
Doğru ya, Bu şeyin her zaman koca dev bir deliği vardı. | Open Subtitles | أجل ذلك الشيء الذي دائمــا يسُــد هــذه الفتحة الكبيرة المنفرجة |
Bu şeyin kendini "İIk" olarak tanıttığından emin misin? | Open Subtitles | هل أنتم متأكدون بأن ذلك الشيء يسمى نفسه بالأول ؟ |
Bu şeyin katil olduğunu anlamak için bir sürü test yapmama gerek yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لإجراء التجارب للتأكد من أن هذا الشىء سفاح |
Bu şeyin asırlardır var olduğu... ve hiçbir şeyin bugüne kadar onu öldüremediği... konusunda hepimizi uyarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول تحذيرنا كلنا بأن هذا الشىء موجودا من الاف السنين ولم يستطع شىء أن يقتلة إستطاع أن يقتله. |
Bu şeyin büyük olduğunu söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | أظنك قلت أن هذا الشىء كبير؟ هل يمكننى أن أخذه ؟ |
Bak, binadaki herkes Bu şeyin etkisi altında, tamam mı? | Open Subtitles | انظر , كل شخص في البنايه تحت تأثير هذا الشيء |
Bak, binadaki herkes Bu şeyin etkisi altında, tamam mı? | Open Subtitles | انظر , كل شخص في البنايه تحت تأثير هذا الشيء |
Hayatta kalırız yada kalmayız ancak Bu şeyin tekrar donmasına müsade edemeyiz. | Open Subtitles | سواء فعلنا هذا ام لم نفعلة لن ندع هذا الشيئ يتجمد مرة اخرى |
Bu şeyin dış dünyayı mahvetmesine izin vermeyecekler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لهذا الشيء أن يعبث بالعالم الخارجي |
- Nasıl Bu şeyin üstesinden tekrar geleceğim? - hadi yapma. | Open Subtitles | - لذا هكذا يجيء أنا يجب أن مرّ بهذا الشيء ثانية؟ |
Yani Bu şeyin yavaş yavaş üssü ele geçirmesi yetmedi. | Open Subtitles | الم يكن سئ كفاية ان ذلك الشئ يحتل القاعدة. |
Bu şeyin kapatma tuşu nerede! | Open Subtitles | لا أريد الذّهاب، أين زرّ إطفاء هذا الشّيء |
Yani, Bu şeyin duyu işgal etmesini istemezdiniz. | TED | أعني، أنك لم تكن بحاجة لهذا الشيئ ليسدّ لك المقبس. |
Umalım ki analizler Bu şeyin ne olduğu hakkında bize biraz bilgi versin. | Open Subtitles | على أمل ان تعلمنا النتائج أكثر عن هذا الجهاز |
Bak, Bu şeyin var olduğunu bildiğini biliyorum. | Open Subtitles | انظري ، أعلم بأنك تعرفين بأن هذا المخلوق موجود |
Ama Bu şeyin açılışını görmek senin hayalin. | Open Subtitles | و لكن مشاهدتك لهذا الشئ و هو يعمل يمثل حلمك. |
Bu şeyin ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | لا أعتقد أن لديك فكرة عن كنه هذا الشئ اللعين؟ |
Bu şeyin yanına gelmesine izin verirsek olacakları bilmiyoruz. | Open Subtitles | لسنا نعلم ما يمكن ان يحدث ان جعلته يقترب من هذا الشى |
Bu fani kalıntıları toprağa verirken yere ektiğimiz Bu şeyin bir insan değil bir tohum olduğunu biliyoruz, Zorlu kış mevsiminin ardından, onunla tanışmak için hep öne çıkacağız. | Open Subtitles | .. نرسل تلك البقايا الخالدة إلى الأرض .. أم كل شيء .. عالمين أن ما وضعناه فى الأرض |