"bu araçlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذه الأدوات
        
    • هذه المركبات
        
    • هذه السيارات
        
    • تلك السيارات
        
    Bu araçların tasarımı, istenilen kullanım biçimi, uyanık olduğunuz saatlerde dikkatinizi mümkün olduğunca çok bölmeye dayalıdır. bu araçlar bu şekilde tasarlanmıştır. TED الهدف الحقيقي لتصميم تلك الأدوات هو أن تشتت إنتباهك بقدر الإمكان خلال ساعات اليقظة، هكذا صُممت هذه الأدوات للاستخدام.
    Böylece size gösterdiğim bu araçlar bilim, sanat ve tasarım arasında garip bir yerde kaplıyorlar. TED إذن، كل هذه الأدوات التي أريتكم نوعاً ما تحدث في هذا الفضاء الغريب مكاناً ما بين العلم، الفن والتصميم.
    MO: Dahilik gerektiren bir iş değil bu. bu araçlar apaçık belli ve insanlar da bu araçları istiyor. TED مورغان أونيل: انها ليست باختراع للذرة. هذه الأدوات هي واضحة والناس يريدونها لهم.
    Bekle! bu araçlar yukarı çıkmak için uygun değiller! Open Subtitles مهلاً، هذه المركبات غير مجهّزة للتحليق هناك
    bu araçlar, sadece güvenle durmanıza yardım etmek için burada. Open Subtitles هذه السيارات ستساعدك على القيادة بأمان
    Aslında bir teoriye göre bu araçlar doğru düzgün şekilde enkaz haline getirilseydi bugün bu olay gerçekleşmeyebilirdi. Open Subtitles كما تعلمى، هناك نظرية تقول ان ... كان تلك السيارات تم إنقاذها بشكل صحيح، هذا لم يكن ليحدث اليوم
    bu araçlar parazitin aslında ne kadar da karmaşık olduğunun daha açık bir görüntüsünü veriyor. TED هذه الأدوات مدّتنا برؤية أوضح عن مقدار التعقيد في الطفيلي حقيقةً.
    Açıkça konuşmak risklidir, fakat bu araçlar açıkça konuşma riskinizi azaltacaktır. TED التحدث محفوف بالمخاطر، لكن هذه الأدوات ستُخفّض مُخاطرة التحدث عنك.
    bu araçlar kelimeleri saçın içine kazıyacak kadar hassas yapıda. TED إن هذه الأدوات من الدقّة بحيث يمكنها نقش الكلام في شعرة إنسان.
    Her şeyden öte, bu araçlar sadece suçları açığa çıkaran cesur erkek ve kadınları korumak için değil, hepimizin anayasa tarafından verilen haklarımızı korumak için oluşturuldu. TED بعد كل شيء، لم يتم بناء هذه الأدوات فقط لمساعدة الرجال والنساء الشجعان والذي يقومون بفضح الجرائم، ولكنها تهدف أيضاً الى حماية كل حق من حقوقنا بموجب الدستور.
    Umarım ki bu araçlar AQ'nuzu geliştirmeye yardım eder. TED لذا أتمنى أن تساعدكم هذه الأدوات على رفع "معدل القدرة على التكيف" لديكم.
    bu araçlar maddeleştikçe, hareketlerinden ve birbirlerinden haberdar oldukça, onları nasıl hareket ettirdiğimizin farkında oldukça, yeni ve eğlenceli etkileşim yöntemleri keşfedeceğiz. TED ولأن هذه الأدوات أصبحت أكثر مادية ، وأكثر إدراكا لحركتها ، ولبعضها البعض، وإدراكها للفارق البسيط لكيفية نقلنا لها ، أصبح بإمكاننا إستكشاف بعض أنماط التفاعل الجديدة والممتعة.
    Bizce öyle. Geliştirdiğimiz bu araçlar ve bulduğumuz bu materyaller, bunları yapabilmemizi sağladı. Farkına varmaya başladığımız şey şuydu aslında, Kağıtla yapabildiğimiz, küçük bir kağıt ve kalem ile yapabildiklerimizi elektroniklede yapabiliriz. TED إذاً الآن بعد أن قمنا بتطوير هذه الأدوات ووجدنا هذه المواد التي تتيح لنا القيام بهذه الأمور، بدأنا ندرك أنه، أساسا، أي شيء يمكن أن نفعله مع الورق، أي شيء يمكن أن نفعله مع قطعة من الورق وقلم يمكن أن نفعله الآن مع الإلكترونيات.
    Bence bu bilimin gelişmesini desteklemek kontrolün bir kısmından feragat ederek ve sosyal medya şirketlerinden geri alarak kullanıcıya iade etmek isteyen araştırmacıları desteklemek ilerlemek anlamına gelecektir ve bu araçlar gelişip evrim geçirdikçe eğitimli, ve güç sahibi bir kullanıcı tabanımız olacak ve sanırım hepimiz bunun ilerleme yolunda bir ideal olduğu konusunda hemfikirizdir. TED لذا أعتقد أن تشجيع هذا النوع من العلوم ودعم الباحثين الذين يريدون التخلي عن بعض من ذلك التحكم وإعادته للمستخدمين وبعيداً عن شركات الوسائط الاجتماعية يعني أن المضي قدمًا، وبتطور هذه الأدوات وتقدمها، يعني أنه ستكون لدينا قاعدة مستخدمين متعلمة وممكّنة، وأظن أن معظمنا متفقين على أن ذلك مسار مثالي للمضي قدمًا.
    Her araç otomatik yük ve batarya değişim mekanizması ile donatılmış, böylece bu araçlar o saha istasyonlarına gidiyor, iniyor, otomatik olarak batarya değiştiriyor, ve tekrar havalanıyorlar. TED كل مركبة مجهزة بألية ذاتية لتحميل الأحمال و تبديل البطارية، إذاً هذه المركبات تجد طريقها لهذه المحطات الأرضية، تهبط، تغير بطاريتها آلياً و تنطلق من جديد.
    İşte nedeni: Bir kere yaygınlaşınca, bu araçlar her sene sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde on binlerce ve dünya çapında milyonlarca hayat kurtaracak. TED ولذلك بمجرد أن تصبح رائجة ستنقذ هذه المركبات سنويًا آلاف الأرواح في الولايات المتحدة فقط ونحو مليون روحًا على المستوى العالمي
    bu araçlar genel akışın ortalama hızıyla eşleşen sabit bir hızı ve güvenliği sürdürürler ve trafik dalgalarının oluşumunu engellerler. TED ستحافظ هذه المركبات على سرعة موحدة، وستحافظ على حدود السلامة، التي تتطابق مع متوسط السرعة للمسير العام، مانعةً موجات الزحمة المرورية من التشكل.
    Arkasındaki kamyoneti de. Eğer bu araçlar Rio'da ortaya çıkarsa haberim olsun. Open Subtitles إن تحركت هذه السيارات في شوارع " ريو" ، أريد أن أعرف ذلك.
    bu araçlar Los Angeles için harika değil mi ya da ne? Open Subtitles هل هذه السيارات على مثالية مئة بالمئة لـ"لوس أنجولس" أم ماذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more