"bu durum" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذا
        
    • هذه الحالة
        
    • وهذا
        
    • الأمر
        
    • وذلك
        
    • فقط ذلك الوضع
        
    • هذه الظروف
        
    • أن نكشفهم في
        
    • الموقف بأكملهُ
        
    İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum yeterli kaynaktan yoksun olan her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır. TED هذا هو السؤال الحقيقي ، لأن هذا هو شيء كان هناك، جزء من كل المجتمع. هذا يحرم من الموارد الكافية
    Yani bu durum, doktorun yeterli olup olmadığı ile ilgili değil de bu kişinin bizim hoşumuza gitmesi ve nasıl etkileştikleri ile ilgilidir. TED فذلك لا يتعلق بما إذا كان الطبيب كفء أم لا. لكنه يتعلق فيما اذا أعجبنا هذا الشخص أم لا وكيف تعامل هذا الشخص؟
    Olmuyor. bu durum, durmadan araştırma yapmaya devam etme hevesimi kırdı. TED هذا الامر جعلني اعزف عن مواصلة البحث ثم البحث ثم البحث
    Fatal Familial Insomnia olarak bilinen bu durum, vücudu kabusvari bir uyanıklık halinde tutar, vücudun, uykunun huzurlu sığınağına girmesini engeller. TED تعرف هذه الحالة بالأرق العائلي المميت تُخضع الجسم لحالة مرعبة من اليقظة تمنعه من النوم.
    Ya bu durum bilinçli bir zihnin potansiyelinin ötesinde fiziksel yeteneklerini geliştiriyorsa ? Open Subtitles ماذا لو أن هذه الحالة تسمح لواحد بتطوير قدرة روحية فيها العقل الواعى مشغول للإكتشاف أو التصديق ؟
    Hayır! Ve bu durum beynin ağında karmaşa yapıyor buna öğrenilmiş felç deniyor. TED لا. وهذا يدخل في الدوائر العصبية في المخ، ونسمي هذا بالشلل المتعلم، حسنا؟
    Aslında penisilini keşfeden Alexander Fleming tarafından bu durum tahmin edilmişti. TED في الحقيقة، توقع هذا الأمر الكسندر فيلمينج، الرجل الذي اكتشف البنسيلن
    En korkutucu olduğunu düşündüğüm ekonomi istatistiklerinde bugün bu durum görülmektedir. TED هذا يظهر في ما أعتبره الإحصاءات الإقتصادية الأكثر رعباً في عصرنا.
    İkincisi, bu durum beni HYB'leri ziyaret eden ilk ve tek gazeteci yapacaktı. TED ثانيا، لأن هذا من شأنه أن يجعلني أول صحفي يزور وحدة إدارة الاتصالات.
    Ama bu durum gözlerinizdeki retinaların da ışığı yakalamadığı anlamına gelir. TED لكن هذا يعني أن الشبكية في عينيك لا تلتقط الضوء أيضاً.
    bu durum, benim için her anlamda çok zor bir geçişti. TED لقد كان هذا تحولا قويا جدا بالنسبة لي في نواح كثيرة.
    bu durum bende bu cinsiyet eşitsizliğinin sebebini öğrenmek için merak uyandırdı. TED هذا جعلني أشعر بالفضول لرؤية ما الذي يدفع هذه الفوارق بين الجنسين،
    İlginçtir ki bu durum Amerikalıları değişime ve iyi riskler almaya kapalı yapmış. TED ومن المفارقة، هذا يجعل الأمريكيين أقل انفتاحاً على التغيير وأقل خوضاً للمخاطرة الجيدة.
    - bu durum onun menfaatine. - Bu durumu değiştirmeye niyetliyim. Open Subtitles . و هذه الحالة فى مصالحته . حسناً ، أنا أنوى تغير حالتة
    Evet, ama eminim bu durum için özel bir uygulama yapacaklardır. Open Subtitles أنا متأكد أنه سيكون هناك إستثناء في هذه الحالة,
    Ikimizde biliyoruz ki bu durum, protokolun disinda halledilmeli. Open Subtitles كلانا نعلم أن هذه الحالة تستدعى منّا أن نخرق الأنظمة
    "bu durum her günümü bir öncekinden daha güzel ve mutlu kılıyordu." Open Subtitles وهذا جعل السنة الثانية من الزواج أكثر سعادة بكثير من السنة الأولى
    Ve bu durum beni öldürüyor çünkü en çok içtiğim yer orası. Open Subtitles وهذا يسبب لى الكثير من المشاكل لقد كنت اشرب الخمر فى الحمام
    Bir yanlışlık olduğunu düşündüler, ancak bu durum 3 ay boyunca sürdü TED واعتقدوا أن تلك كانت حالة شاذة، لكن الأمر تكرر لثلاثة شهور متتالية.
    bu durum bize, bu konuda düşünen ve yazan bilim insanlarında ve etik bilimcilerde olduğu gibi çok büyük bir sorumluluk yüklemektedir. TED وذلك يضع على عاتقنا مسؤولية تلك ليست فقط مسؤولية العلماء والأخلاقيين الذين يفكرون في الأمر ويكتبون عنه الآن.
    Tüm bu durum beni cidden paranoyaklaştırdı. Open Subtitles فقط ذلك الوضع كله جعلني مرتابة للغاية.
    bu durum görevimi etkilemez, değil mi? Open Subtitles اتمنى الا تحرمنى هذه الظروف السيئة من مكتبى المتواضع
    bu durum çocuklarda anlaşılabiliyor. Open Subtitles بوسعنا أن نكشفهم في الأطفال.
    bu durum gerçekten zehirli. Open Subtitles الموقف بأكملهُ سامٌ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more