bu evi çok iyi hatırlıyorum, ama son ziyaretimde seni görmemiştim. | Open Subtitles | أتذكر هذا البيت جيدا ، ولكنني لم أراك في زيارتي الأخيرة. |
Hayır sadece birkaç eşyanı getirdim. bu evi görmeniz lazım. | Open Subtitles | لا, أحضرت إليك أشياءك يجب عليهم أن يروا هذا البيت |
Tamam ama eğer bu evi almazsak gittiğimiz her yerde ortaya çıkar. | Open Subtitles | حسناً ، ولكن إذا لم نشترِ هذا البيت فستظل تظهر أينما نذهب |
O zaman belki bu evi iki haftada değil iki günde terk edebilirsin. | Open Subtitles | بعد كدة اتْركُ هذا البيتِ في يومين بدلاً مِنْ إسبوعين. |
bu evi yeryüzü üzerinde kendimi güvende hissettiğim tek yer hâline getirmişti. | Open Subtitles | لقد جعلت هذا البيت ، المكان الوحيد الذي أشعر به في الآمـان |
Bu arsayı 1963'te aldım. Sonrada büyük zorluklarla bu evi yaptım. | Open Subtitles | لقد اشتريت الارض في عام 1963 ولقد بنيت هذا البيت بصعوبة |
Onun bakımını sağlayabilmek için bu evi ters ipotek yaptırdım. | Open Subtitles | أقترض المال بضمان هذا البيت لأدفع قيمة دار العناية. عمّي.. |
Yalnızca senin olan senin ihtişamın için yaratılan bu evi kutsallığınla kutsayalım. | Open Subtitles | دع قداستك يبارك هذا البيت تم إنشاؤها لمجدك ولك وحدك |
Nuh imanla bir gemi yaptı bu evi kurtarmak için. | Open Subtitles | نوح الذى بالإيمان أعد فلكاً لإنقاذ هذا البيت |
Sabah 08:00'de bu evi bir daha dönmemek üzere terk ediyoruz. | Open Subtitles | سوف نترك هذا البيت للأبد فى الثامنة صباحاً |
Pekala. Herkesin şu anda bu evi terketmesini istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أريد أن يخرج الجميع من هذا البيت فوراً. |
Seni büyütmek, okutmak ve bu evi almak için çalışırken aklı başında oluyor. | Open Subtitles | إذن، عندما كان يشتري هذا البيت لكِ ويدفع مصاريف تعليمكِ كان ذكياَ |
Onlara bu evi tek başıma dekore ettiğimi söyleyebilirsin. | Open Subtitles | قولي له بأني أثثت وزينت هذا البيت بنفسي. |
Pekala, bu evi terk etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | حسناً جداً .. إذن. أود منك أن تغادر هذا البيت. |
Bu yüzden gidip bu evin sahibini göreceğim ve... onunla konuşacağım ki... bu evi bize versin. | Open Subtitles | سأذهب لمقابلة المالك سأتكلم معه لذا سيبيعني هذا البيت |
bu evi bir yılı aşkın süredir satmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أُحاولُ أَنْ أَبِيعَ هذا البيتِ لمدّة سَنَة، |
Günün birinde bu evi kiraya verirken yemeğe geldiğini söyleyerek övünürler mi acaba? | Open Subtitles | أتسائل إذا أجروا هذه الشقة بالحديث عن حقيقة أنك قد تناولت فيها وجبة |
Kimse senden bu evi satmanı beklemiyor. | Open Subtitles | حسناً ، لا أحد يتوقّع منكِ بيع ذلك المنزل |
Sadece bu evi temizlemek, fazlası değil! | Open Subtitles | عملي هو الأهتمام بهذا المنزل , ولن أفعل ذلك بعد الان |
bu evi, sizin için düşünmemin esas sebebi bu. | Open Subtitles | وهي السبب الذى جعلنى أفكر بك لهذا المنزل |
bu evi yalnız kalabilmek için aldığımı gayet iyi biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلمين جيداً أنني حصلت على هذا المنزل لكي اكون وحيدة |
Annenin herkes için bu evi kiralaması çok hoş olmuş öyle değil mi? | Open Subtitles | إذاً , هل المنزل الذي قامت استئجـاره أمك للجميـع تقريبـاً جميل ؟ |
bu evi bir ev değiş tokuş sitesine yollamış, ben de oradan buldum. | Open Subtitles | عندما قامت بوضع هذا الكوخ في موقع قائمة تبادل المنازل |
Annenle baban bu evi 1960'ların başında satın aldı. | Open Subtitles | أمك وأباك إشتروا هذا المنزل في أوائل الستينات |
Tek gözlü bir evde yaşıyorduk ve bu evi çok seveceğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد كنا نعيش فى بيت ذو غرفة واحدة ومن ثم عرفت أن هذا المنزل يناسبها |
bu evi aldığımızda bu mahalledeki tek Meksikalıların biz olacağımızı söylediğimde ne dediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | .. وعندما اشترينا هذا المنزل وقلت أننا سنكون المكسيكيون .. الوحيدون في هذا الحيّ أتذكرين ماذا قلتِ؟ |
bu evi büyükbabam yaptı. O ağaçlar içinde yaşamayı severdi. | Open Subtitles | جدّي قام ببناء هذا المنزل هو احبّ العيس بالقرب من الأشجار |