| Söylesenize. bu parça Amersfoort'ta mı bulundu? | Open Subtitles | أخبرني، هل إكتشفت هذه القطعة في اميسفورت؟ |
| Ama bu parça, herhangi bir Amerikan Havayolları uçağından gelmiş olabilir. | Open Subtitles | لكن هذه القطعة كان يمكن أن تجئ من أى من طائرات الخطوط الجوية الأمريكية |
| Tamam, bu parça da size Emmett'ten geliyor. | Open Subtitles | حسناً , هذه الأغنية المقبلة موجهه إليكم من إيميت |
| Ve bu parça biraz radyo yayınıyla, biraz şansla ve biraz da turneyle hit olacak. | Open Subtitles | و هذه الأغنية ستكون مشهورة عندما تكون على الراديو بعض الحظ و الكثير من الرحلات الغنائية |
| bu parça kuzey adasına benziyor | Open Subtitles | سآخذ تلك القطعة الجزيرة الشمالية من العصير |
| Bu da demek oluyor ki bu parça, 400 yıl önce şehrin yapımına yardım eden gemiyi gösteriyor. | Open Subtitles | الذي يعني أن هذه قطعة الخشب المجروفة كانت ذات مرة جزء من هيكل السفينة التي ساعدت على أستقرار هذه المدينة منذ 400 عام. |
| Fakat bu parça hazinenin yerini... gösteren tek parçadır. | Open Subtitles | لكن هذه القطعةِ القطعة الوحيدة للخريطةِ التى تظهر موقعَ الكنزَ |
| bu parça senin de kalbine dokunacak ve iyileştirecek aynen bana yaptığı gibi. | TED | اتمنى ان تلمس هذه المقطوعة قلبك وتشفيه، كما فعلت لي. |
| bu parça beş yıl önce özel bir koleksiyondan çalındı diye bildirilmişti. | Open Subtitles | هذه القطعة مبلغ سرقتها من تشكيلة خاصة قبل سنوات |
| bu parça için açılışı 50.000 dolar ile yapıyoruz. | Open Subtitles | سوف نبدأ الرهان على هذه القطعة بـ 50 ألف دولار. |
| Bu... bu parça on yedinci yüzyıl çömlekçi işi mi? | Open Subtitles | ...هل هل هذه القطعة الفخارية تعود إلى القرن السابع ؟ |
| Bana göre, bu parça sese yazılmış bir kaside, çünkü gizemli - görebileceğimiz gibi - | TED | بالنسبة لي ، هذه القطعة هي قصيدة لصوت لأنها غامضة -- كما نرى -- |
| Yada bu parça, burada tüm yatak odasını görebiliyorsunuz. Gerçekten bu tür tempera resimlerine bakış açınızı değiştiriyor. | TED | أو هذه القطعة الفريدة هنا، يمكن أن ترى غرفة النّوم الحقيقية. فهو في الحقيقة يغيَر طريقة تفكيرك في ما يتعلق باللوحات الحرارية. |
| bu parça Ken'den Hope'a gidiyor. | Open Subtitles | هذه الأغنية تهدى من"هوب" لأجل حبيبها "كين" |
| sadece bu parça mükemmel çalışmalı. | Open Subtitles | فقط في محاولة تحسين هذه الأغنية. |
| Gabriel, bu parça sana. | Open Subtitles | هذه الأغنية مهداة لكِ يا غابرييل |
| Van Horn'un sigorta şirketine göre bu parça neredeyse 150 yaşında. | Open Subtitles | ووفقاًلشركةالتأمين، تلك القطعة بالذات تبلغ 150 عاماً. |
| Aldıkiz cam bu parça o Doc çekti kurbanımız, Gwen Onetta gelen. | Open Subtitles | اذاً, نحن حصلنا على اثار على تلك القطعة من الزجاج التى قام الدكتور بسحبها من ضحيتنا, جوين اونيتا |
| Aslında bence, hapisten çıktın elinde satmaya hazır olan bu parça vardı ve biraz çabuk para yapmaya karar verdin. | Open Subtitles | أظن أنه عندما خرجت من السجن، كانت تلك القطعة بحوزتك، وقررت أن تحصل على بعض المال بسرعة |
| bu parça elektirik kablosu. | Open Subtitles | هذه قطعة من الأسلاك الكهربائية |
| Buradaki bu parça birleşik alan teorisinin bir kanıtı. | Open Subtitles | هذه القطعةِ هى الجزء الناقص من النظرية. |
| Çünkü şunu söylemek istiyorum Irk ilişkileri hakkında öğrendiğim en çok şey bu parça sayesinde. | TED | لأنه يسعني ان اقول هذا لقد تعلمت الكثير عن العلاقات بين الأعراق, من هذه المقطوعة |