"bu yolculukta" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذه الرحلة
        
    • تلك الرحلة
        
    • بهذه الرحلة
        
    • هذة الرحلة
        
    Bu yolculukta uzun bir süre tam anlamıyla kendi başımızaydık. TED لقد كنا لوحدنا تمامًا في هذه الرحلة لوهلة من الزمن
    Ama başarısız olan Bu yolculukta birçok aydınlatıcı şey buldum. TED ولكن في هذه الرحلة الفاشلة، كان الكثير مما وجدته باعثًا على الاستنارة.
    Bu yolculukta kağıt oynamalıyız. Garson, Albaya şampanya getir. Open Subtitles يجب ان نلعب الورق هذه الرحلة أيها الناذل ، الشامبانيا للكولونيل
    Şimdi Bu yolculukta sizi kulağıma götüreceğim. Open Subtitles إذا الآن أستطيع أخذكم إلى تلك الرحلة نحوأذني.
    Bu yolculukta partnerin olma görevini kabul ediyorum. Open Subtitles أقبل التحدي بأن أكون رفيقتك في تلك الرحلة
    Ama Bu yolculukta kutlanamayacak şeyler de var. Open Subtitles لكن ليس كل ما يتعلّق بهذه الرحلة عبارة عن إحتفال
    Polis'ten Cosmopolis'e giden Bu yolculukta, küresel seviyede bir demokrasinin gücünü yeniden keşfedebiliriz. TED في هذة الرحلة من المدن الرومانية للمدن العالمية يمكننا ان نعيد اكتشاف قوة الديموقراطية علي مستوي عالمي
    Pekala, şu andan başlayarak, dersler alacağım, geçmişe doğru çıktığım Bu yolculukta. Open Subtitles حسناً ، سيبدأ الآن أنا أتعلم بسرعة في هذه الرحلة
    Ama buradasınız çünkü yetkililer Bu yolculukta tanıdık bir yüze ihtiyacımız olduğunu düşünüyor. Open Subtitles أقدر لكم هذا ولكنك هنا لأن السلطات تعتقد اننا نحتاج لوجه مألوف فى هذه الرحلة
    Bu yolculukta eğlenmeye kararlıyım Miles. Open Subtitles أنا هنا لأمضي وقتاً مميزاً في هذه الرحلة مايلز
    Gücenme ama, Bu yolculukta kimseyi alamayız. Open Subtitles لا مخالفةَ في كلامك، لَكنَّنا لا نَستطيعُ احضار ركاب معنا في هذه الرحلة
    Gelecek haftaki ameliyatımdan önce Bu yolculukta harcadığım paranın bir kısmını telafi edeyim. Open Subtitles لأستعيد بعض المال الذي أنفقته على هذه الرحلة قبل جراحتي الأسبوع المقبل
    Ve bence bunu Bu yolculukta yapabilirim. Open Subtitles .. واعتقد هذا اعتقد اني ربما افعله في هذه الرحلة
    Maalesef, Bu yolculukta bana eşlik edecek kimsem yok. Open Subtitles .. أما أنا ، فللأسف ، ليس لديّ .. شخص ليرافقني في هذه الرحلة
    Bu yolculukta onlar için bol bol dua ettin mi? Open Subtitles كنت تفعل الكثير من يصلي في هذه الرحلة لصديقات الخاص بك؟
    Ama ben Bu yolculukta önemli bir ders aldım, bu altından,mücevherden çok daha değerli. Open Subtitles ولكني تعلمت درساً مهماً في هذه الرحلة أثمن حتى من الذهب والمجوهرات
    Amerikalılar olarak gittiğimiz tek bir yol var ve Bu yolculukta tek bir ulus, tek bir millet olarak ya düşeceğiz ya kalkacağız. Open Subtitles هناك الطريق الذي نسير عليه كأمريكيين سننهض أو نسقط في تلك الرحلة كأمة واحدة كشعب واحد
    Bu yolculukta alarmları kurmayacağımızı sanıyordum. Open Subtitles أعتقد أننا لم نضبط منبهاً طيلة تلك الرحلة
    Bu yolculukta bu olmayacak. Open Subtitles لن يحصل هذا في تلك الرحلة هذا تفكير سلبي
    Eğer dergi olmasaydı sen de Bu yolculukta olamazdın. Open Subtitles أجل، ولولا المجلة ما كنتِ ستقومين بهذه الرحلة
    Artık Bu yolculukta benimle berabersin. Open Subtitles .. والأن أنت بهذه الرحلة معى
    Bu yolculukta benim de yanınızda olduğumu düşünürseniz çok sevinirim. Open Subtitles سيسعدنى لو تفكرين بى ..... طوال هذة الرحلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more